MİLLETVEKİLİ listesinde ilk adı açıklandığında Ak Partili yöneticiler dahil, hepimiz “bu kim?” demiştik.

Aradan birkaç gün geçtiğinde her kafadan bir ses çıktı, en enteresanı, “Ankara’da ikamet eden 15 Temmuz gazisi bir kadın” dediler.

Ardından seçim sürecinde kendisi için çalışıp çabalayan “partilileri maraba, kendini çiftliğin ağası, hemen herkese fırça atan kardeşlerini de kâye” (kâhya) olarak gören bir zihniyet olduğunu verdikleri örneklerle anlattılar.

Milletvekili seçilip mazbatasını aldığında, Facebook sayfasında, ilk ziyaretini Ankara’nın bir ilçesine yaptığını açıklıyor ve o ilçenin sakinlerine de partisine verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyordu.

Çok samimice belirtiyorum ki, bence yaptığı davranış son derece akıllı bir hamleydi çünkü Kahramanmaraş ile alakası, sadece oyu buradan almıştı ama ikbali oradaydı.

Nasıl olsa Maraşlı aday kim olursa olsun tepki vermiyor, akıllı uslu oyunu veriyordu.

Bunun neyini eleştireceksin?

Tencere yuvarlanmış kapağını Maraş’ta bulmuş.

Tam “Kel başa şimşir tarak” misali…

BURNU KAF DAĞINDA!

ASLINDA daha önce de duymuş ama çok da ciddiye almamıştım. Önceki gün Mustafa Karaaslan köşesinde yazdı: Belediye Başkanları ve milletvekillerinin olduğu WhatsApp grubunda, kendisini eleştiren gazetecileri örnek gösterip başkanlara hitaben “Siz daha bunlara destek vermeye devam edin” diye sitemde bulunmuş.

Hani derler ya, “Burnu kaf dağında” diye, o misal…

Samimiyetine inandığım dört belediye başkanını aradım, asla kaynak göstermeyeceğimi belirterek, WhatsApp grubunda yerel basın için bunları gerçekten yazdı mı diye…

Sonra iki milletvekilini aradım, onlardan da teyit aldım.

İki milletvekili, mevkiidaşlarını savunmadılar ama sessiz kalarak “Maraba, Ağa ve Kâye” yorumumuza sessiz kalarak yorumumuzu onayladılar.

Başkanların anlattıklarını dinleyince belki başkaları şok olabilir ama doğrusu ben şaşırmadım, kaprislere, davranış bozukluklarına, kin ve hasetliğe, çocuk gibi küsmelere, şarklı kurnazlıklarına vs. vs…

TARİHE NOT DÜŞMEK ADINA YAZDIM!

BİR belediye başkanı videosunu gönderdi, izledim. TBMM Basın Salonunda bir basın toplantısı yapmış. Konu: Kahramanmaraş’ın eğitimdeki açıklanan şu sırada değilde bu sıradaymış.

Bir cümlesini bile irticalen konuşamıyor, fikir beyan edemiyor, tamamını kağıda bakarak okuyor.

Eğitimdeki sıralalmamızı yazan Kahramanmaraş yerel basınını zehir zemberek suçluyor.

Neredeyse vatan haini ilan edecek. Kağıdı eline tutuşturanlar onu da yazsa, okurdu zaten!

Kahramanmaraş İl Milli Eğitim’de bir şube müdürünü aradım, “Doğru mu konuştukları?” diye.

Güldü ve “Elbette doğru değil, hesaplama hatası yapıyor, kadıncağızı yanıltıyorlar. Fatih Erdoğan Hocanın yazısını oku, doğrusu o yazıda…” dedi.

Politika Caddesi sütunlarımda koca bir bölümü buna ayırmak, benim için son derece israf aslında ama Mustafa Karaaslan’ın yazısı sonrası, “tarihe not düşmek” adına yazdım, bir şeyler…

Yoksa böyle gereksizliklerle bu sütunu doldurmam, bağışlayın…

YATACAK YERİ YOK:

ÇİFTÇİNİN VE YETKİLİLERİN!

ANIZ yakıp binlerce canın da helak olmasına sebebiyet veren cahil ve vicdansız çiftçilerin ve buna bir türlü önlem alamayan yetkisiz yetkililerin…

YATACAK YERİ ÇOK:

VİCDANLILARIN

YAZIN en sert dönemini yaşadığımız şu günlerde insanlık adına, vicdan adına sokak hayvanları için kapısına bir kap su, bir kap yemek koyanların…