New York’ta, 1935 Ağustosunda bir şehzade katledildi. Şehit edilen şehzade, Sultan-Halife  Abdülhamid’in oğlu Mehmet Selim Efendi'nin evladı Şehzade Abdülkerim Efendi'ydi. Kaldığı otelde acımasızca hayatına son verilmişti. II. Abdülhamid hazretlerinin Japonya-Çin, Türkistan  politikalarının detaylarını Abdülhamid'in Akıl Oyunları kitabından okuyabilirsiniz lakin hünkarın emri ile Yıldız İstihbarat Teşkilatı tarafından varlığı Japon Hükümeti'ne duyurulan şehzadenin vakti geldiğinde Türkistan İmparatoru yapılması teşkilata emredilmiş, Japon imparatorundan da rica edilmiştir. (Doğumu: 26 Haziran 1906 tarihinde dedesinin hükümdarlığı esnasında Beşiktaş'ta Yıldız Sarayı'nda doğdu.) Japonların, hünkarın ricası ve birlikte çizdikleri gelecek stratejisi ile Türkistan İmparatoru yapmak istedikleri talihsiz şehzadeyi tanımak zorundayız. İki çocuklu şehzade hazretlerinin çıkan bazı anlaşmazlıklar yüzünden Japon gizli servisi tarafından katledildiğine inanıldı. Daha doğrusu Amerikan İstihbaratı etrafa bu bilgiyi yaymıştı zira başka türlüsü işlerine gelmezdi. Şehzadeyse vakti geldiğinde  Türkistan -Moğolistan İmparatoru ve Müslümanların halifesi olacaktı. Japonlar adına ilişkiyi Yıldız İstihbarat Teşkilatı ve sarayın bazı eski mensupları sağlamışlardır çünkü sultan tarafından vakti zamanında tasarlanacak olan senaryo yazılmıştı.  Beyrut’tan bindiği vapurla haftalar süren bir yolculuktan sonra Hindistan ve Singapur üzerinden Yokohama’ya ulaştı. Müstakbel imparatoru burada Japon sarayının önde gelenleri karşıladı. Hep beraber Tokyo’ya geçildi, şereflerine davetler verildi, Japon veliahtı tarafından kabul edildildi ve tahta oturacağı günü beklemeye başladı. Olanlarda, işte bundan  sonra oldu. Amerikan ve İngiliz İstihbaratı hatta bazı kaynaklarda geçtiğine göre Rus gizli servisi şehzade Abdülkerim Efendi'nin peşine düştüler. Şehzade  Çinhindi’nin gözlerden ırak bir limanına teşkilat üyeleri ile birlikte  geçip izlerini kaybettirdiler. Orada nedendir bilinmez teşkilat mensupları ile  vedalaştılar, yollarını ayırıp iki ayrı gemiye bindiler. Abdülkerim Efendi New York’a gitti, hafiyelerinde Buenos Aires’e gittikleri zannediliyor. Peki kıymetli okuyucular Japonya'da şehzadenin yanında teşkilattan kimler vardı? Biz bugün sadece beş  kişinin adını biliyoruz. Gazeteci yazar 

Muhsin Çapanoğlu  Japonya'ya da hünkar torununu çekip çevirmiş, onunla ilgilenmiştir, ikinci gizemli kişilik ise Türk gizli servisinden Rauf Kırkanahtar'dı ve o da  Tokyo'ya gelmişti. 1993'te KGB'nin açıkladığı Japonya raporlarına göre Şehzade Abdülkerim Efendi, Kurban Ali ve Muhsin Çapanoğlu ile sık sık bir araya gelmiştir. Rusya'da ki Türklerle ilgili toplantılar yapmışlardır, bu toplantılar gerek KGB gerek de Türk istihbaratı (Yıldız Teşkilatı) tarafından dikkatle izlenmişti (şehzadenin yanında ki diğer kişiler ise Mir Musa Efendi, Niyaz Bey, ikisi de katledildiler). Konunun bir çok yönü hala muamma hatta bu hikaye birçok kaynakta başka başka anlatılıyor  ama bu yazıyı yazmamın sebebi ağzını açıncaya kadar fikir yürütmek yerine sadece Yıldız İstihbarat Teşkilatı'na efsane diyenlerin ağzını kapatmak istememdendir. Peki  sonra şehzademize ne olmuştu? Bu konu da tam bir muamma. Onu Çin İstihbaratı'nın katlettiği dahi anlatılmıştır. Benim kanaatimce şehzade  İngiliz -Amerikan  işbirliğinin kurbanı olmuştur. Japonları ya da Çinlileri düşünemiyorum ve ihtimal de vermiyorum çünkü onlar hali hayatında sultana, şehzadeyi imparator yapacaklarına dair söz vermişlerdi. 3 Ağustos 1935'te gece yarısı şakağına sıkılan kurşunla New York'ta kaldığı otel odasında ölü bulunan Abdülkerim Efendi'nin ölüm sebebide intihar olarak açıklanmıştır. Fakat oda hizmetçisi bir kadın, şehzadenin cesedi bulunmadan iki saat öncesinde sarışın, aralarında Rusça (Japonca, İngilizce, Çince dil isimleri listesi uzayıp gidiyor) konuşan iki kişiyi gördüğünü söylemiştir. Aziz sultanımızın, Şehzade Abdülkerim Efendi'nin ve Yıldız İstihbarat Teşkilatı'nın sıra dışı neferlerinin ruhları şad olsun.