İlk defa İstanbul’da Yerebatan sarnıcında yan dönmüş ve ters dönmüş olarak gördüğüm bir heykeldi Medusa. Ayrıca saçları da yılandandı. Niye öyle konulduğunu çok merak etmiştim. Araştırdığımda eğer düz konur ve bir insanın gözlerinin içine bakarsa onun taş kesildiğini öğrendim. Peki derdi neydi bu Medusanın.  Niye insanları taş kesiyordu.

Medusa’nın adı hanım yönetici Kraliçe anlamlarına geliyordu. Tasvir edilen her yerde de çok çirkin olarak tasvir ediliyordu.

Medusa, üç kız kardeşti. Diğer iki kardeşi ölümsüzdü.  Ama tek ölümlü olan kardeş daha çok ün saldı. Adı neredeyse her yerde geçti. Canavar kız. Çirkin kız. Yılan saçlı kız. Daha sayamayacağımız bir sürü isimle anıldı. Ama aslında Medusanın çok güzel biri olduğunu söylemek isterim. O kadar güzel biriydi ki. Poseidon (Yunan mitolojisine göre Deniz tanrısı) ona aşık oldu.  Kuş kılığına girip, onu Tanrıça Athena’nın  sarayına kaçırıyor. Denilene göre Tanrıça Athena  (yunan mitolojisine göre savaş ve strateji tanrısı) Poseidon ‘a aşıktır. Ölümlü bir kıza aşık olduğunu öğrenince ve kendisinden bile güzel olduğunu görünce onu çirkinleştirmek ister. Amacı ondan hem daha güzeli olmayacaktır Dünyada ve Poseidon onu sevecektir. Hem de Medusa’ya artık bakamayacaktır Poseidon.

Bunun için onu lanetler. Denilen o ki, saçları yılan ve bakanı taşa çeviren bir yaratığa dönüşür Medusa. Athena onu alıp bir mağaraya bırakır. Poseidon onu arar ama bulamaz.  Yıllarca o mağarada kalır Medusa. Bazıları onu öldürmeye bile gelirler. Çünkü Athena ona öyle bir lanet vermiştir ki. Damarından akan kanlardan sol damarından akan kan zehir. Sağ damarından akan kan ise bin bir derde şifa bir panzehir olarak bilinir.  O yüzden ziyaretçisi hiç eksik olmaz. İstemese de onları taşa çevirir. Bulunduğu mağara artık onu öldürmeye gelenlerin heykelleri ile dolmaya başlamıştır.  Athena bu duruma sinirlenir ama. O kızın artık ölmesini ister. Çünkü Poseidon ondan hala vazgeçmemiştir.

Bir gün torunu tarafından öldürüleceğini düşünen Kral, kızını ve torunun bir sandığa koyup denize atar. Denizde onu başka bir ülkenin kralı bulur. Kadını görür görmez aşık olur. Ama oğlunu istemez. Bu yüzden ona bir görev verir. Gidip Medusayı öldürmesi gerektiğini söyler. Çocuğun adı Perseus ‘dur. Mecburen görevi kabul eder. Athena bu çocuğu takip eder. Habercilerini de bu çocuğa yardım için gönderir. Ona kalkan ve çok kesici bir kılıç verir. İlk başta Perseus bu durumu anlamaz ama sonra kabul eder.

Elindeki kılıç ile Medusa’nın yaşadığı mağaraya gider. Athena ‘Sakın unutma o çirkin kadının gözlerine sakın bakma taş kesilirsin. Kalkan’ın arkasındaki ayna ile yolunu bul’ diye ona öğüt de bulunur. Perseus, Medusa’nın mağarasına gittiğinde birçok insanın taşlaşmış olduğunu görür. Bu onu biraz korkutur.  Derler ki ikisi arasında uzun bir savaş meydana gelmiş ama sonra Perseus, savaşı kazanıp kılıç ile Medusa’nın başını kesmiş.  Sağ damarından akan kanı bir şişeye doldurmuş. Onu da Athena’ya vermiş.

Athena da onu sağlık tanrısına hediye ettiği söylenir. Yani Medusa’nın hiçbir suçu günahı yokken sırf güzel oldu diye başına gelmeyen kalmaz. Poseidon olanları donradan öğrenir. Ama Zeus’un kızı olduğu için Athena ona bir şey yapamaz.

Sevgili okurlarım bu bana hep Ömer Lütfi Mete’nin bir şiirini aklıma getirir. Gülce şiirinde ‘Güzelliğin zulme çağırdığı sınır’ diye bir bölüm vardır. Medusa ‘nın güzelliği başına bela olmuştur.

Bu günde bu kadar diyelim değerli okuyucularım, başka bir yazımda görüşmek üzere. Esen kalın…

Bana ulaşabileceğiniz adresler.

İnstagram: Selma.kahraman.7

Facebook: Selma Kahraman

 

Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com / Yazar, Selma Kahraman