Mahmûdiye Savaş Gemisi ve Osmanlı Geri Kaldı Yalanı 

Aziz dostlar, Osmanlı Devleti ilimde ve bilimde geri kalmıştı, silah üretemiyordu hatta bırakın silah üretmeyi şeker bile üretemiyordu söylemi külliyen yalandır, iftiradır veya cehaletten kaynaklanmaktadır. Çünkü elimizde olan belgeler, kaynaklar, arşiv vesikaları, çizimler, resimler, fotograflar ve kitaplar Osmanlı'nın çağını yakalamak için uğraştığını, gelişmelere de açık olduğunu göstermektedir. Osmanlı Devleti'nin ürettiği silahlar, yaptığı keşifler, buluşlar sözde Devlet-i Aliyye'nin gerilemeye başladığı söylenen dönemde de devam etmiştir. Bu manada sizlere konumuza örnek olması açısından Mahmûdiye Kalyonu'nu anlatmak istiyorum. Döneminde sadece Osmanlı'da değil dünyadaki en büyük harp gemisi olma onurunu insanlarımıza yaşatan Mahmûdiye Kalyonu,1812 yılında İstanbul Tersanesi'nde bütünüyle Türk mühendis ve işçileri tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Muhteşem topları (toplamda128 topu bulunmaktaydı), periler kadar güzel görüntüsü, pruvasındaki görkemli aslanıyla imparatorluğun kudret ve azametinin bir simgesi olmuş, insanların kalbinde müstesna bir yer işgal etmiştir. Kıymetli dostlar, Mahmûdiye Kalyonu'nu bünyesinde bulunan gelişmiş özelliklerinden, teknolojik sistem ve alt yapısından dolayı Kapudan-ı Derya (Kaptan-ı Derya/ Bahriye Nazırı/ Denizcilik Bakanı) kullanıyordu. Savaş gemisi Sultan II. Abdülhamid Han Hazretlerinin ulu atası sultan oğlu sultan hanlar hanı II. Mahmud Han Hazretlerinin emriyle inşa edilmiş, 26 Aralık 1812'de ise denize indirilmiştir.  Bahsi geçen kalyon 51,5 m uzunluğundaydı, üç ambarlıydı, baş tarafındaysa yukarıda ki satırlarda da arz ettiğim üzere aslan figürü bulunmaktaydı. Mahmûdiye Kalyonu uzun süre donanmada hizmet verdikten sonra 1823 yılında bakıma alınmıştır. 1832'de ise Hasköy Tophanesi'nde Mahmûdiye'ye 30 adet top dökülüp yerleştirilmiş dışı da bakır kaplanmıştır. 1839 yılına gelindiğinde yeniden denize indirilmiş savaş gemisinin askerlerine de 300 tabancayla 400 kılıç dağıtılmıştır. 1851 yılında yeniden tamir ve bakımı yapılan Mahmûdiye'ye  31 kg'lık 8 top daha yerleştirilmiştir. Kıymetli dostlar, Mahmûdiye savaş gemisi 1855 yılında Kırım Harbi'ne katılarak Sivastapol'un fethedilmesinde çok önemli rol oynamıştır. Mahmûdiye savaş gemisinin 1823 yılında ki bakımını seyreden (tuğamiralin gemiyi gördüğü tarihi 1828 olarak veren kaynaklarda vardır) Tuğamiral Sir Adolphus Slade'in anılarına Mahmûdiye'nin güç ve kudretini anlatmasından dolayı kısaca göz atmak istiyorum: "Biraz ileride inşası bitmek üzere olan çok güzel bir gemi vardı. Bu geminin mimarı ve mühendisi Türk ustasıydı. Ben olduğum yerde deniz mimarisinin bu güzel, bu muhteşem örneğini seve seve seyrediyordum ve barbar dediğimiz adamlardan birisi tarafından yapılmış olmasına da hayret ediyordum." Sevgili dostlar, Mahmûdiye savaş gemisi Kırım Harbi'nde destanlaşan performansı ile halkımızın gönlünde taht kurmuş, gazi sayılmış ve haklı olarak bir efsaneye dönüşmüştür. Bazı kaynaklarda Mahmûdiye'den veli (ermiş) olarak bahsedilmektedir. Halkımız, savaş gemimizin Kırım Harbi'nde hiç yara almamasından dolayı ilahi güçler tarafından korunduğuna inanmıştır (Mahmûdiye gemisi ilk yapıldığında şeyh efendiler ve alimler tarafından tılsımlar ve vefkler ile teçhiz edilmişti). Halk arasında yayılan ve kaynaklara da yansıyan bilgiye göre, Kırım Harbi patlak verdiğinde Haliç'te demirli bulunan gemi Mahmûdiye'ydi. Bir gece geminin subay ve eratı zikr-i devran halindeyken, zuhuratla gelen bir emirle Kaptan-ı Derya'nın da direktifleriyle Mahmûdiye hareket ettirilmiş, Sivastopol Limanı'na girilmiştir. Ani baskınla şaşkına dönen Ruslar Sivastopol'ü işgal edememişlerdir. Dostlar, Mahmûdiye Sivastopol'da destan yazmış, bordasındaki toplarıyla limanı ve düşman hatlarını ateş altında tutmuş, Rusları perişan etmiştir. Mahmûdiye savaş gemimize o kadar çok önem ve değer verilmiştir ki kurban bayramlarında, sultan kurbanlarının bazıları güvertesinde kesilmiş, mübarek gecelerde de tekke şeyhleriyle geminin askerleri birlikte namaz kılmışlardır. Kıymetli dostlar, yazımı sonlandırırken geminin inşa emrini veren Sultan II. Mahmud Hazretlerini, mühendis ve mimar Mehmed Efendileri ve gemiyi inşa eden işçilerle Mahmûdiye'nin kahraman, cengaver askerlerini dualarınızda unutmamanızı istirham edeceğim vesselam.