HER zaman şunu savunmuşumdur; “Belediye başkanları, seçildikten sonra arzu ettiği takdirde belediye de komple kendi kadrosunu kurmalı, kurabilmelidir. Zira hizmet ettiği sürenin sonunda seçmene hesap verecek olan bizatihi kendisidir…”

Hatta şunu da hep savunurum; “Yerel milliyetçilik yapmaya da gerek yok. Bu memlekete hizmet edecek vasıflı insan, ister Kırşehirli olsun, ister Eskişehirli olsun, isterse de başka bir şehirli olsun hiç fark etmez…”

Bu nedenle; Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, seçildiği günden bu yana deyim yerindeyse “eski kadroyu hallaç pamuğu gibi attı” ve kendine yeni bir kadro oluşturdu.

Oluştursun, sonuna kadar hakkı ancak önceki hizmet edenleri, yani görevden aldıklarını rencide etmemeliydi.

Bir kanalda canlı yayında izledim: Ekrem İmamoğlu, istifa eden genel sekreter ve yardımcılarını makamında yemeğe davet etmiş ve helallik isteyip, yaptıkları hizmetlerden ötürü teşekkür etmiş…

Ne kadar şık bir hareket…

Ne kadar medeni bir duruş…

Ne kadar kibirden uzak bir davranış…

KADRONUZU KURUN AMA ESKİLERİ DE RENCİDE ETMEYİN!

OYSA bizde şu anda geçmişte daire başkanı, müdür veya amir olanlar adeta eski dönemden hınç alınırcasına düz memur yapıldıktan sonra oraya buraya sürülüp rencide edildiler.

Hepsi bu memleketin çocukları…

Hepsi de siyasi otoritenin verdiği emirle icraat yaptılar.

Hepsinin de bir ailesi, eşi dostu sevenleri var.

Bu insanların hepsinin toptan onurunu rencide ediyorsunuz Hayri Bey!

Hayri Bey daha da ötesi, bilir misiniz, bu insanların hemen hepsi Ak Parti’ye gönül vermiş insanlar.

Gönülleri yıkmayın Hayri Bey, gönülleri kazanın kardeşim…

Hâlbuki eski kadro ile bir yemekte bir araya gelse, onlara birer teşekkür plaketi sunsa ve “Arkadaşlar buralar siyasi makamlar. Bu nedenle mazur görün, bizde yeni bir kadro kuruyoruz ve bir aile olarak sizlerde bu ekibin içinde olup, bana destek vermenizi istiyorum…” dese çok daha doğru olmaz mıydı?

Yeni göreve gelen ekip işinin uzmanı olabilir ama kenti tanımıyorlar, personeli tanımıyorlar, belediyeyi tanımıyorlar…

Hayri Bey bir empati yapar mı bilemeyiz ama benzetmemizi mazur görsün, o “burnundan kıl aldırmayan”, otorite kuracağım derken “kibirleşen”, kimselerin ulaşamadığı “eski müfettiş tavır” ve görüntüsünden bir an önce çıkmalıdır.

Onur gurur yapmamalı, gerektiğinde eski dönemden kalan ve halen belediyede atıl duran işin uzmanlarından danışmanlık almalı, gerekirse bir unvan vererek göreve getirmelidir.

HAYRİ BEYİN PRENSİ!

BAŞKAN Güngör’ün sosyal medya hesabında gördüm. Fen İşleri şantiyesine gitmiş, bir parke taşını eline alarak “İlk kez parke taşı görmüş Bangladeşli gibi” çok dikkatlice inceleme yapıyor.

Fotoğraf karesinin içine girenlere baktım, sordum soruşturdum, başkan bilgi alıyor ama etrafında o şantiyeyi tanıyan, bilen kimse yok ki…

Mesela “Hayri Beyin prensi” olarak lanse edilen Fen İşleri Daire Başkanı Fatih Yoldaş’ın yerinde olsam, şantiyedeki çalışan işçileri ve şoförleri durdurup “beni tanıyor musun?” diyeceğime, eskileri toplar, fikirlerini alır, kollektif çalışmaya teşvik ederdim.

Zira kendisini başarıya, bu politika götürür.

Velhasıl kelâm Hayri Bey ile yürüyeceğimiz sadece birkaç yılımız var gibi görünüyor!

DİPNOT: Sayın Yoldaş dikkat et, Başkan her an seni de bu görevden alabilir!

MAHİR BEYİN EMEKLERİNE YAZIK

BİZCE Hayrettin Güngör konusunda en sıkıntılı olan kişi, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’dır!

Zira sekiz aydır yıkılanları onarmaya, tamir etmeye çalışıp çabalıyor, ülkenin bu kadar yoğun gündeminde bir de bu işlere vakit ayırmak zorunda kalıyor.

Yapmayın Hayri Bey, yıkmayın, yapıcı olun, olgun olun, kibri bırakın Mahir Beyin emeklerine de yazık etmeyin.

Mesela Hanefi Mahçiçek’i bir “abi” olarak görün ve insan ilişkilerindeki olağanüstü deneyimlerinden faydalanın.

Rol model olarak görün, gönül insanlarını…

Mesela Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş’u…

Mesela Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven’i…

Mesela Göksun Belediye Başkanı Hüseyin Coşkun Aydın’ı…

Mesela Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Neceti Okay’ı…

Hepsinden daha da önemlisi Mahir Ünal gibi bir gönül insanını ucundan kıyısından örnek alın, nasıl gönüller kazandığını araştırın…

Sekiz aydır toplumun her kesiminden insanların gönüllerini çok kırdınız Hayri Bey, gelin bunu hep beraber onaralım.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Gönül belediyeciliği” sloganına uygun hareket edin.

Naçizane önerim; “10 gün gidin Ankara’ya evinize, bol bol Mevlana Celaleddin Rumi okuyun, her şeyden uzak durup, rektefe olup tekrar gelin Maraş’a, yeni bir sayfa açın...”

Ne dersiniz?

YATACAK YERİ YOK:

HINÇ ALMAYA GELENLERİN

KAHRAMANMARAŞ’TAN adeta “hınç almak üzere gelmişcesine” icraatlar yapanların…

YATACAK YERİ ÇOK:

MEMLEKETE SAHİP ÇIKANLARIN

KAHRAMANMARAŞ’TAN hınç almaya gelenlere karşı hâlâ bu memlekete sahip çıkanların…