ŞUNU herkes kabul eder ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2002’den bu yana her seçimden başarıyla çıkmasının en önemli etkeni, “gönül alma” politikasıdır.

Zira bu dönemde de “gönül belediyeciliği” sloganıyla bismillah diyerek yola çıktı ve her konuşmasında da bunu ön plana çıkarttı.

Genelden yerele inip Ak Parti’nin Kahramanmaraş temsilcilerine bakacak olursak…

Mesela Cumhurbaşkanı’nın “A takımı” denilen beş kişilik beyin takımının içinde yer alan Mahir Ünal

Seçim bölgesine gelip çarşıda pazarda gezerken hep gülen yüzü ile 18 yaşındaki genç ile 18 yaşına girip kalbine dokunuyor, 70 yaşındaki Hacı Baba’nın da elini öperek gönlünü alabiliyor.

Yaptığı Basın toplantılarında en “absürd” diyebileceğimiz sorulara bile kırmadan dökmeden, cevabının içine espriler de katarak, hoşgörü içinde gazetecilerin kalbini kazanabiliyor.

İmran Kılıç’ı daha çok sosyal medyada cenaze evlerinde gezdiğini görebiliyoruz ama mesela Ahmet Özdemir ve Mehmet Cihat Sezal

Her ikisi de milletvekili olmadan önce de şimdi de adeta birer “hoşgörü abidesi” gibi Ak Parti’ye oy versin veya vermesin her kesimi kucaklayabilen, komplekslerinden arınmış birer güzel insan…

Habibe Öçal isimli hanımefendiyi hiç bilmiyoruz ama Devlette en önemli konumlarda yıllarca üst düzeyde bürokrat olarak görev yapmış, eski Vali Celalettin Güvenç

“Klasik soğuk ve ulaşılamaz bir devlet adamı” düşüncelerini yıktı. Mesela bir çay ocağındaki küçük taburelere oturup, esnafla sıcak sohbetler yapan ve elini sıktığı her insanın hayranlığını kazanan bir isim…

Vatandaşın her gün içinde olan Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek ve Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay

Bu kentte yaşayan herkes bilir ki; Mahçiçek herkesin abisi, Okay ise herkesin kardeşi… yapılan ya da yapılmayan hizmetler konusunda eleştiriler yapabiliriz o farklı ama işin insani boyutuna bakarsak vatandaşın kalbine dokunan, oy versin vermesin her kesime gönlünü açan başkanlar…

Dulkadiroğlu İlçe Başkanı Şahin Avşaroğlu dar bir çerçevenin içinde kapalı devre kalsa da Onikişubat İlçe Başkanı Mücahit Kara ve İl Başkanı Ömer Debgici bu boşluğu dolduruyor, derdi olan her vatandaşın derdine derman olmaya çalışıyor.

GÖNÜLLER KIRIP, AK PARTİ’Yİ BİTİRİP GİDER!

PEKİ kronoloji gibi bu isimleri neden bugün sıralama gereği duydum?

Hafta içinde tamamen tesadüf kent merkezinden sekizi muhtar, ikisi resmi kurum müdürü biri de Ak Parti’nin mahalle temsilcisi olan bir grupla sohbet ettim.

Konu; Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’dü..

Daha 20 gün bile olmadı seçileli. Dün bir bugün iki, inanamadım duyduklarıma zira hepsi de Güngör’ün aşırı soğuk ve sert davranışından, mütevazilikten uzak nobranlığından (TDK: Nobran, davranışı kaba, sert, gönül kırıcı olan kimse) şikayet ediyordu.

Ankara’da bürokrat olan hemşehrimiz Ahmet Sandal bir yazısında; Hayatımın bütün safhalarında gözlem yaptığım ve etrafımda müşahede ettiğim net bir sonuç: Kibirlilerin sonu her zaman hüsrandır." diyor.

Arkadaşımız Neşe Yıldızhan’ın yazısını okuyunca gerçekten şok oldum.

Sermet Çuhadar başkanlığındaki Gazeteciler Cemiyeti üyeleri, Başkan Güngör’e tebrik ziyaretine gidiyorlar. Daha ilk başında Güngör, misafirlerinin yanında çok ağır ifadelerle bünyesindeki bir birim müdürünü fırçalıyor.

Ardından nezaketiyle tanınan Sermet Çuhadar, ortamı birazda ısıtmak için “Kahramanmaraş’ı nasıl buldunuz?” diye sormasıyla Güngör bu kez de arkadaşlarımıza patlıyor ve “Bu ne biçim soru ben uzaydan mı geldim?” diyor.

Arkadaşlarımız, “Kahramanmaraş’ı derken belediyeyi nasıl buldunuz” demek istedik deseler de nafile, öfkesi geçmiyor ve herkesi tersliyor.

Bu arkadaşlarımız kendisinden aş istemeye, iş istemeye gelmemişler, bütün iyiniyetleriyle “hayırlı olsun” temennisinde bulunmaya gelmişler.

Şimdi buradan Hayrettin Beye seslenmek istiyorum: “Bu kibirli tutumunuz devam ederse belki size bir şey olmaz, beş yıl sonra Ankara’ya evinize dönersiniz ama buradan giderken partinizi de dinamitleyip gitmiş olursunuz, çok yazık olur, zira buna hakkınızda yok beyefendi!”

DAHA YİRMİNCİ GÜNÜNDEYKEN BÖYLEYSE!

TABİ asıl yazık olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın emeklerine olur.

Erdoğan özellikle bu seçimin sloganı olarak “Gönül Belediyeciliği” desin, siz de daha 20 günlükken bütün gönülleri yıkıp geçin!

Beyefendi bulunduğunuz makam sizin Ankara’daki makamlara benzemez, burası aynı zamanda siyasi bir makamdır. İnsanların gönlünü kıra kıra yol almaya çalışırsanız, sadece kendiniz bitmekle kalmayıp partinizi de bitirip Ankara’ya dönersiniz.

Bir önerim var: “Hayrettin Bey gelin Sermet Beyi ofisinde ziyaret edin ve bu misafirperverliğe yakışmayan tutumunuz için özür dilemesenizde bir açıklama yapıp konuyu kapatın.”

Yoksa beş yılınız “kibir belediyeciliği” yapmakla bitmez!

YATACAK YERİ YOK:

KİBİR ABİDELERİNİN

TOPLUM içerisinde özellikle önemli koltuklarda oturan kibir abidesi siyasetçilerin…

YATACAK YERİ ÇOK:

MÜTEVAZI SİYASETÇİLERİN

OTURDUĞU koltuğu dolduran ve mütevazılıkla insanlara yaklaşan siyasetçilerın…