Kahramanmaraş’ta 9 Mayıs 2000 tarihinde hayvan hırsızlığı suçundan T.Y. ve Y.G. gözaltına alındı. Bucak İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürülen hırsızlık şüphelilerine Astsubay Kıdemli Başçavuş Mustafa T.’un da aralarında bulunduğu askerler tarafından işkence yapıldı. Şüphelilere işkence yapıldığı doktor raporuyla da doğrulandı. Olay hakkında açılan soruşturmada komutanlıktaki erler de şüphelilere işkence yaptıklarını doğruladı. Mustafa T. ile 2 sanık hakkında Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 5 Şubat 2013 tarihinde karar açıklandı. Mustafa T. ve 2 sanığa 1 yıl 15 gün hapis cezası ve 10 ay kamu hizmetinden mahrumiyet cezası verildi. Karar temyiz edildi ve Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2 Haziran 2016 tarihinde verdiği kararla Mustafa T. ve sanık H.M.’nin cezasını artırdı. Yargıtay, sanıklara 2 yıl hapis ve 1 yıl kamu hizmetinden mahrumiyet cezası verdi. Mustafa T. ve 2 sanığın yargılaması sürerken işkence yaptıkları T.Y. ve Y.G. de 4 Aralık 2008 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Başvuruda kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma yürütülmediği ve yapılan yargılamanın da ‘aşırı uzun sürdüğü’ iddia edildi. AİHM ile anlaşan Türkiye ‘dostane çözüm kapsamında’ T.Y. ve Y.G.’ye tazminat ödedi. BAKANLIK RÜCU DAVASI AÇTI Adalet Bakanlığı, mağdurlar T.Y. ve Y.G.’ye ödediği para için işkenceci Mustafa T. ve 2 sanığa 20 Kasım 2014 tarihinde rücu davası açtı. Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, 21 Aralık 2016 tarihinde mağdurlara ödenen tazminatın dörtte birinin yasal faiziyle Mustafa T. ve 2 sanıktan tahsil edilmesine karar verdi. Karar istinaf ve Yargıtay aşamalarının ardından onandı. Mustafa T., kendisine rücu edilen tazminatı ödememek için AYM’ye 29 Kasım 2017 tarihinde bireysel başvuruda bulundu. Mustafa T., ‘dostane çözüm kapsamında yapılan ödemenin geri istenmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini’ ileri sürdü. AYM, 13 Ekim 2020 tarihinde Mustafa T.’un başvurusunu oybirliği ile reddetti. Kararda, Mustafa T.’un ‘hakkaniyete uygun yargılanma, gerekçeli karar’ haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olduğu belirtildi. AYM kararının gerekçesinde mahkemelerin verdiği kararlarda ‘bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik oluşturan’ bir husus bulunmadığı bildirildi.