WhatsApp’ın yaptığı sözleşme dayatmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade eden Tanrıverdi, “WhatsApp, sözleşmeyi güncellemek istiyor, tüketicinin bütün verilerini daha rahat kullanmak için tüketicilere dayatıyor. Zaten WhatsApp, 2016 yılından beri aslında uçtan uca iki kişi arasında gidip gelmesi gereken bilgileri pazarlıyordu, ancak bu bazı yerlerde temsil anlamda bir sorun teşkil ettiği için tüketicilerle bire bir sözleşme yenileyerek bunu legalleştirmeye çalışıyor. Aslında tüketicilerle sözleşme imzalasa da bu sözleşmeyi güncellese de, güncellemese de yaptığı işlem uluslararası hukuka aykırı. Ancak bunu biraz daha hukuka uygun hale getirmenin yollarını araştırıyor” dedi. Tüketicilerin Amerikalı bir uygulama şirketi olan WhatsApp yerine yerli uygulamaları tercih etmesi gerektiğini söyleyen Tanrıverdi, “Tüketiciler de iyi bir duyarlılık gösterdiler ve WhatsApp’tan ayrılmalar çoğaldı. Ben de kendim WhatsApp’ın bu uygulamasını durdurmasıyla ilgili hakem heyetine bir dilekçeyle başvurdum. Biliyorum ki hakem heyeti bunu usulen reddedecektir yani WhatsApp’ın merkezi Amerika’da. Benim burada Amerika’daki bir şirket ile ilgili hakkımı aramam, dava açmam dava lehime sonuçlansa bile bu hakkımı icra edebilmem mümkün değil. Benim başvurumum nedeni aslında bu imkansızlığı tüketicilere gösterebilmek. Tüketiciler, yurt dışı kaynaklı firmalardan gerek mal, gerekse hizmet satın aldıklarında hak arama konusunda büyük sorun yaşayacaklardır. Dolayısıyla insanların WhatsApp’ı terk etmelerini ve yerel firmaların uygulamaları varsa bunları tercih etmelerini istiyorum. Sonuçta yarın öbür gün hukuksuz bir durumda haklarını arayabilecekleri bir firma olacak karşılarında. Tüketici hakem heyetleri, mahkemeleri ve Ticaret Bakanlığı’nın vasıtaları ile hesap sorabileceğimiz hakkımızı savunabileceğimiz, yerine getirebileceğimiz kişilik bulmamız lazım" diye konuştu.