Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Değerler Akademisi konferanslarıdevam ediyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Instagram hesabından canlı yayınlanan, Öğr. Gör. Uğur Atalar' ın moderatörlüğünü yaptığı programın konuğu Yazar Hatice Kübra Tongar oldu. Gerçekleştirilen canlı yayında Hatice Kübra Tongar "Aile-Çocuk ve Okul İlişkisi" konusunu değerlendirdi. Tongar, anne ve babanın çocuklarla iletişimi, sınav döneminde çocukların motivasyonu ve kardeşler arasındaki ilişki gibi pek çok konuya değindi. Çocuğun En Temel Derdi Anlaşılmaktır Düzenlenen etkinlik için Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederek konuşmasına başlayan Yazar Hatice Kübra Tongar, "Çocuğu besleyen ve çocuğun beklediği en temel şey anlaşılmaktır. Pandemi döneminde çocuklar ilk olarak sosyal ilişkilerden mahrum kaldılar. Okul, çocuklar için birebir sosyalleşme alanıydı ancak bu çocukların elinden gitti. Özellikle metropollerde çocuklar bir apartman dairesine tıkılı kaldı. Çocuklar ilk olarak bunun stresini yaşamaktadır. Pandemi döneminde ebeveynlerin yapması gereken ilk şey çocuğum nerede eksik kalıyor, pandemi hayatımızdan neyi aldı, ne olması gerekiyordu da şu an olamıyor, ben bunları nasıl telafi edebilirim, ben bu konularda çocuğuma nasıl destek olabilirim buna bakmak lazım. Nesiller değişir, yöntemler değişir, fikirler değişir ama temel doğru değişmez o da sağlıklı ve açık iletişimdir. Sağlıklı ve açık iletişim ebeveyn ile çocuk arasında çok önemlidir" diye konuştu. Aynı Gemide Olunduğunu Hissettirmek Yazar Hatice Kübra Tongar konuşmasının devamında, "Bir ailede bireyler rakip değil ekiptir. Anne ve baba çocuklarını aynı gemide olduklarını hissettirebilmeleri gerekir. Yapılan bir deneyde iki farklı öğrenci grubu oluşturuluyor ve rakip olarak oyun oynamaları isteniyor. Daha sonra yapılan gözlem de bu iki grubun oyun dışında da çatıştıkları, rakip oldukları gözleniyor. Diğer bir gözlem de ise bu iki grup ekip halinde beraber oyun oynamaları isteniyor ve oyun sonunda da bu iki grubun çok iyi anlaştığı gözlemleniyor. Kardeş çatışması dediğimiz şey aslında aile içerisinde anne ve babanın çocukları birbirine rakip olarak gösterip bu cümlelerle çocukları teşvik etmesinde bizim kültürel dilimiz olmasıyla çok ilgili. Sen yemezsen kardeşin yer, sen yapmazsan kardeşin yapar diye kardeşleri birbirine rakip ediyorlar" dedi. Ben Olmadan Biz Olmaz Hatice Kübra Tongar toplumdaki ebeveynlik yapısını, "Biz kolektif bir toplumuz, bireyci bir toplum değiliz. Kolektif bir toplum olmanın da artı ve eksi yönleri vardır. Örneğin kolektif toplumlarda bireysellik geri plandadır bundan dolayı kendi düşüncemizin çok bir önemi olmuyor. Artık diğer insanların yönlendirmesine göre yaşamaya başlıyoruz. Başkalarının söylediğini yaşamamız kendi doğrularımızı oluşturmanın önüne geçiyor. Artık öyle bir noktaya geldik ki evleneceğimiz kişiye dahi biz karar veremez olduk. Çocuğumuz oluyor çocuğumuza koyacağımız isme dahi biz karar veremiyoruz. Hep diğerleri üzerinden tanımlanan sistemler içerisinde kendi doğrularımızı ortaya çıkaramıyoruz. Aslında biz oluşturmak sağlıklı benler oluşturmakla mümkün olur. Ancak biz de ben yok çok silik bir durumda. Sağlıklı bir ben olmadığı için sağlıklı bir biz olmuyor" ifadeleriyle değerlendirdi. Anne ve Babalıktan Boşanılmaz Hatice Kübra Tongar konuşmasını, "Bir çocuğun akademik başarısı aile durumuyla çok yakından ilgilidir. Bir çocuğun ailesinde huzursuzluk varsa, çocuğun psikolojik olarak sıkıntıları varsa eğitim hayatında kesinlikle sıkıntı yaşar. Çünkü stresin artması çocukta odaklanma eksikliğine ve dikkat dağınıklığına neden olur. Çocuk ne kadar kaygılı ve ne kadar stres altındaysa o kadar zor öğrenir. Anne ve babanın boşanması mutlaka çocuğun hayatını etkiler ancak bunun mutlaka olumsuz etkilemesi gerekmez. Anne ve babanın bu süreci nasıl yönettiği ile ilgilidir. Ancak şunu hiç unutmamak gerekir karı kocalar ayrılabilir ancak anne ve babalıktan ayrılık olmaz" cümleleriyle noktaladı.