Dulkadiroğlu ilçesinde yaşayan havacılık yönetimi mezunu Betül Değirmenci (24), ortaokuldan itibaren ilgi duyduğu roman yazarlığına; edebiyat dünyasında son zamanlarda ağırlık kazanan ‘fantastik’ tarzla başladı. 13 yaşındayken ‘Kutup Işıkları’ adını verdiği fantastik romanını 10 ay gibi kısa bir sürede tamamlayarak okuyucu ile buluşturan Değirmenci, şimdiki hedefini ise daha büyük tutuyor. Fantastik kitapları sevmesinin asıl mimarı annesinin olduğunu söyleyen Değirmenci, “Annem, biz küçük yaşlardayken fantastik, bilimkurgu, macera filmlerine çok ilgili olduğundan bize de izletirdi. O yaşlarda zaten bir çocuğun hayal dünyası renkli olduğundan bu filmlerle birlikte inanılmaz şeyler düşünür hikaye gibi anlatırdım. İlk yazdığım şey bir çocuk hikayesiydi. İlkokul 4. sınıftayken yazmıştım. Daha sonra liseye kadar kısa hikayeler yazdım. İlk romanım olan "Kutup Işıkları"nı 13 yaşındayken, 10 aylık bir süre zarfında yazdım. Fantastik tarzla kaleme aldığım bu romanım, büyülü dünyalara yolculuğa açılan bir kapıydı sadece” dedi. Kahramanmaraş’ın, ‘edebiyatın başkenti’ olarak bilindiğini anımsatan genç yazar Betül Değirmenci, “Edebiyatın başkenti olmamıza rağmen ne yazık ki şehrimizin insanı fantastik roman yazma fikrimi maalesef pek hoş karşılamadı. Birçok olumsuzlukla karşılaştım ama asla yılmadım ve başardım. En büyük hedefim kitaplarımın birçok dile çevrilip, büyük kitlelere ulaşmasını sağlamak. İlk kitabımla büyük ödüller alacağımı sanmıyorum. Ama gelecek kitaplarımda temennim Nobel Ödülünü ülkeme yeniden kazandırmak istiyorum” ifadesini kullandı. Yazar olmayı düşünenlere de önerilerde bulunan Değirmenci, “Meşakkatli bir yola giriyorsunuz. Sizin yüreğiniz diğerlerininkinden çok daha derin ve diğerlerinin göremediklerini görüyorsunuz. Alay edecekler, tuhaf karşılanacaksınız, yürüdüğünüz yoldan geri döndürmek isteyenler olacak, yaptığınız işin hiç bir şey kazandırmayacağını söyleyecekler. Onları dinleme hatasına sakın düşmeyin. Geçmişteki büyük, küçük birçok yazarın hayatını okuyun. Hepsi sizin karşılaştığınız sorunlarla karşılaştı. Ama asla yazmaktan vazgeçmediler. Sanat ne geçmiş ne bugün nede gelecek içindir; sanat daima kendini var etmek içindir” hatırlatmasında bulundu.