Kahramanmaraş'ta şu anda internet, gazete veya televizyon gibi kuruluşlarda çalışan 56 kişinin süreli, 10 kişinin de süresiz olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına bağlı olan resmi basın kartı bulunuyor. Bunların yanında ise yine sigortalı olarak bir medya kuruluşunda çalışan ancak basın kartı almak için bekleme süresinde olan kişilerde var. Onlar ise kurumlarına ait olan tanıtım kartlarını yada Gazeteciler Cemiyeti'nin vermiş olduğu kimlikleri kullanıyor. Burada ki boşluktan faydalanan bazı kişilerin de kendilerine sahte kartlar çıkarttığı görüldü.

Özellikle akşam saat 21:00'den sonra ve haftasonu süren 56 saatlik sokağa çıkma kısıtlamalarında birçok kişinin sahte basın kartlarıyla dışarı da dolaştığı ve polis uygulama noktalarından geçtiği görülüyor. Polislerin gerçek basın kartlarını tam olarak bilmemesi veya basın kartı üzerinde ki karakodların okutularak taranmaması, sadece kartlara bakılarak geçişlerin sağlanması da böyle bir boşluğa yol açıyor.

Geçtiğimiz hafta bu konuyla ilgili olarak yaşadığı bir olayı bize anlatan gazeteci meslektaşımız şunları söyledi:

"Trabzon Caddesi üzerinde uygulama yapan bir trafik polisine basın kartımı gösterdim. 'Bu karttan herkeste var' diyerek kimliğimi görmek istedi. Bende kimliğimi de kendisine gösterdim. Basın kartı ile kimliğin üzerindeki bilgileri karşılaştırdıktan sonra tamam gidebilirsiniz dedi. Bende burada kendisine bir uyarıda bulunarak, sahte basın kartını yapanların kimlik bilgileriyle uyumlu yaptığını, başkasının gerçek basın kartını alıp kullanmadıkları bilgisini verdim. Basın kartı üzerindeki karekodları okutarak gerçek basın kartlarını anlayabileceklerini söyledim."

Basın kartıyla ilgili böyle bir suistimal bulunurken, ilgili ve yetkili kurumların basın kartı olanların dışında, gerçekten basın mensubu olup çalışan kişileri de mağdur etmeden bu konuya bir çözüm bulması gerekiyor.