Kahramanmaraş Adalet Sarayı 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya tutuklu sanık Kadir I., tanıklar, ailenin yakınları ve maktulün kuzeni katıldı. Duruşmada tanık olarak dinlenen sanık Kadir I’nın kızı Zehra I. (24), maktulün kuzeni ile kendisinin sınıf arkadaşı olduğunu ve bu sayede maktulle tanıştıklarını söyledi. Maktulle bir süre sosyal medya üzerinden sohbet ettiklerini, daha sonra ise Kahramanmaraş’a geldiğini belirten Zehra I., “Bana yaşının 29 olduğunu söylemişti ancak daha yaşlı görünüyordu. Kendisi gittikten bir hafta sonra ben kendisiyle görüşmek istemediğimi söyledim. Sonra maktul 'Ne olacak ki, neden benimle konuşmuyorsun?' dedi. Bana korku verdiği için ara ara bakmaya başladım. Babamın telefonuna ulaşmış ve Whatsapp’tan babama birkaç harf yazıp bana söylüyordu. Benimle evlenmeyi düşünmüş ve evlendikten sonra her şey yoluna girer diyordu. Bana telefonda ve mesajlarda 'Senin okul hayatını bitiririm, aileni de bitiririm' şeklinde sözler söyledi. Maktul babama ulaştı ve babam benimle konuştu. Durumu anlattım, babam beni haklı buldu. Maktulün beni takıntı haline getirdiğini söyledim. Maktulün takıntılı olduğunu anladı. Babam benim arkamda durdu. Maktul bu durumu görünce ‘Madem Zehra’nın arkasında duruyorsun, ya Zehra’yı bana vereceksin ya da Zehra ile birlikte sen de öleceksin’ dedi. Benim bütün fotoğraflarımı kullanarak adıma hesap açıp benim numarama ulaştı. Sonra bana tekrar mesaj atmaya başladı. ‘Benden kaçabileceğinizi mi zannettiniz’ şeklinde mesajlara devam etti. Olayda benim maktulün vurulmasına ilişkin görgüye dayalı bir bilgim yok. Vurulması anında önce bana ‘Arabamı sattığım gün senin sonun olacak. Antep’ten silah alıp geliyorum, sıkacağım kurşunları, seni konuşturacak’ şeklinde mesajlar yazdı” diye konuştu. 



“Zehra’ya gönderilen ölüm mesajlarını gördüm” 
Sanığın elinden geleni yaptığını söyleyen maktul Tamer Çetin’in kuzeni tanık Şefika Ç. ise, “Sanığın kızı Zehra I. benim arkadaşım olmaktadır. Ben sanığı oradan tanıyorum. Ben olay anında Mersin’deydim. Maktulün vurulması olayını görmüş değilim. Zehra’ya gönderdiği ölüm tehditlerini içerir mesajları görmüştüm. Biz maktulün ailesini aradık, maktulün ailesinden aldığımız cevap ise ‘Ölsün bizde kurtulalım’ veya ‘Benim oğlum ölümden kokmaz’ şeklinde cevaplardı. Maktulün ailesiyle yaptığımız görüşmelerden sonuç alamadık. Benim olayla ilgili bilgim ve gördüğüm bundan ibarettir. Olayın iyi bir şekilde neticelenmesi adına sanık, yanı Kadir amca elinden geleni yapmıştır” diye konuştu. 



“Kızımın namus ve iffeti ile oynanmaya başlamıştı” 
Kızını ve ailesinin namusunu korumak için elinden gelen her şeyi yaptığını söyleyen sanık Kadir I, maktulün şizofreni hastası olduğunu ve niyetinin öldürmek yerine yaralama amaçlı olduğunu belirtti. Kadir I, “O gece saat 01.00 sıralarında eve döndüm. Kızımla ve eşimle görüştüm, kızım bana maktulün Şefika’nın amcaoğlu olduğunu söyledi, kendisinin şizofreni hastası olduğunu söyledi. Ben de maktulü aradım, kızımın istemediğini söyledim. O da beni ikna etmeye çalıştı. Ben de bu işin gönül işi olduğunu söyledim. Sonra bana kızımla çekildiği fotoğrafları arkadaşlarıma atarım, Facabook’ta atarım, Google haritaya girip esnaflara atarım şeklinde şantaj yapmaya başladı. Bana mesajlarda çekmişti. Telefonda konuşurken de söylemişti. Kızımın fotoğraflarının altına çıplak kadın fotoğrafları yapıştırıyordu. Bu hususta savcılıkta şikayette de bulunmuştum. Bana her türlü terbiyesizliğin alasını yapmıştı. Kızımın namus ve iffeti ile oynanmaya başlamıştı. Maktul ile hanımım, kızım ve Şefika ile Piazza’da görüştüm. Son kez görüşelim dediler, ben de dışarıda arabada bekledim. Ayın 20’sinde geceleyin bizi öldürmeye geleceğini kızıma söylemişti. Ben arkadaşlarımla saat 03.00’e kadar bekledik, gelmedi. Kızıma uçak bileti atarak geri geleceğini söylemiş. Sizi öldürmeye geleceğim demiş. Sanırım Haziran 4 veya başka bir gün ben geldiğimde kızıma yerini sordum, arama ve mesaj attığını söyledi. Ben de ustamı arayıp gelemeyeceğimi söyledim. Maktul yüzünden 45 gün işe gidemedim, ben sürekli biber gazını, silahımı ve çekicimi yanımda bulunduruyordum. Olay günü ben maktulün kaldığı otele giderken maktulü gördüm. Lokantaya girdiğini gördüm, o sırada polise ve savcılığa yaptığım suç duyurularını düşündüm. Bir sonuç bulamayacağımı anladım. Öldürmemek için elimden gelen her şeyi yaptım, maktul lokantaya girdi, ben dışarıdaydım. Lokantanın önüne doğru geldim, oralarda gezinmeye başladım. Her şeyi düşündüm, ne yapacağıma bir türlü karar veremedim. Maktulün lokantaya giderken elinde çanta olduğunu gördüm. İçinde silah olabileceğini düşündüm. 10-15 dakika bekledim, düşündüm sonra ben de girdim. Konuşmak yani yüz yüze konuşmak amacıyla girdim. O girdikten 15 dakika sonra girdim. Lokantanın üst katına çıkarken merdivenlerin son basamağında sol tarafa baktığımda aile olduğunu, sağ tarafa baktığımda benim sol tarafımdan garsonun yanında gördüm. Beni gördü, tekrar maktul önüne döndü ve içinde silah bulunduğunu düşündüğüm çantasına doğru hamle yaptı. Ben direkt belimdeki silahı çekip mermiyi ağzına verdim ve bacaklarına doğru iki el ateş ettim. Daha sonra bana küfür etmeye başladı. O anda vurulup vurulmadığını bilmiyorum. Küfür etmeye başlayınca üçüncü eli sıktım ve maktulün yere düştüğünü gördüm. Hala maktul yerde çabalıyordu. Masanın üzerindeki silahını alacağını düşündüm ve tabancamı sıkı sıkı tuttum ama tekrar ateş edip etmediğimi hatırlamıyorum. O anda yerde hep silahı almak için kalkmak istediğini, çabaladığını görüyordum. Kendimi kaybetmiştim, hem sağlık ekiplerini arayım hem de silahı almak için çabaladığını görüyordum. Bir yandan da dışardaki kalabalığı görünce polisin gelmesini bekliyordum, olay anında yanımda bulunan çekiç benim sürekli yanımda bulundurduğum ve evden aldığım bir çekiçti. O çekiçle maktul yerdeyken her hareket yaptığında bana zarar vereceği düşüncesiyle çekiçle maktulün ellerine ne kadar vurduğumu hatırlamıyorum. Olay yerine polis geldi, halktan gelenler bana vurmaya başladılar, beni darp ettiler. Gelen polise teslim oldum ve alıp götürdüler. Maktul o sırada hayattaydı ve yerde yatıyordu ama kendindeydi. Bu olay göz göre göre gelmiştir. İsteyerek olmadı. Ailemi ve kızımı korumak için elimden geleni yaptım. Ağır tahriklere maruz kaldım, istemeyerek bu olay olmuştur. Benim kesinlikle öldürme kastım yoktu. Ancak kendimi korumak için onu yaralama kastıyla hareket ettim. Olaydan dolayı çok pişmanım, hayatım karardı” dedi. 

“Hak yerini bulması adına beklentimiz tahliyeydi” 

Yargılanmanın ilk duruşması sonrası gazetecilere açıklama yapan Avukat Kadir Bastırmacı, sanık Kadir I’nın çocuklarına zarar gelmemesi için böyle bir eylem içine giriştiğini ve beklentilerinin tahliye olduğunu söyledi. Bastırmacı, “Ailesine zarar gelmesin diye, maddi ve manevi her türlü ciddi bir saldırıyı önlemek adına kendisini feda eden bir babanın davası bu dava. Uzun süredir bir tutukluluk süreci var. Elbette karşı tarafta da bir ölüm olayı var ancak. Davanın içerisinde ölüm olayının neticesinin nasıl meydana geldiği detaylı bir şekilde var. İlerleyen süreçte inşallah adaletin ve hukukun yerini bulacağı kanaatindeyiz. Baba ifadesinde yine aynı şeyleri söyledi, ben ailemi kurtarma adına böyle bir şey yaptığını ve çocuklarına zarar gelmesin diye böyle bir eylemde bulunduğunu söyledi. Mahkemenin takdirini ilerleyen süreçte göreceğiz. Şuan tutukluluk hali devam ediyor. Sanki dosyanın akışı, o ana kadar ki beyanlar, kötü sonuçlarla kalınabilecek gibiydi, yani onu görüyordu. Ama elbette bunu kesinlikle yapacak, kesin diye söylemek mümkün değil. Gördüğümüz kadarıyla öyle bir son olma ihtimali kuvvetle muhtemeldi. Bugün ilk duruşmaydı, tarafların görüşleri vardı, ondan uzun sürdü. Hakkın yerini bulması adına beklentimiz tahliyeydi ama bugün olmadı. İnşallah en kısa sürede ailesine kavuşmasını bekliyoruz” dedi. 

Olay, 5 Haziran 2018 tarihinde öğle saatlerinde Dulkadiroğlu ilçesi İsmetpaşa Mahallesi’nde meydana gelmişti. İddiaya göre Kadir I. (46), lokantada yemek yiyen ve kızını telefonda tehdit ve taciz ettiğini öne sürdüğü Tamer Çetin’i (34) öldürmüştü.

Editör: TE Bilişim