Aynı zamanda matbaacı, gazeteci, öykü yazarı ve şair. GASKİ Genel Müdürü Hüseyin Sönmezler’den bahsediyoruz. Onunla bu kez barajları ve inşaatları değil edebiyatı ve şiiri konuştuk. Mühendis-şair Sönmezler, bize hayatın mucizesi su ile şiirin de ortak noktalarından ve yeni şiir kitabı ‘Rosinha’dan bahsetti.

KAHRAMANMARAŞ ŞİİRİN VE SUYUN BAŞKENTİ”

Yeni şiir kitabı ‘Rosinha Hiç Dinmedi Yağmur’u anlatmaya başlamadan önce İbn-i Haldun’un “Coğrafya kaderdir” sözüyle giriş yapıyor şiire Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi (GASKİ) Genel Müdürü Hüseyin Sönmezler. Çünkü su da şiir de onun vazgeçilmezi. Bu yüzden kitabın ismine bile yağmur damlalarıyla taşıdı suyu ve ‘Hiç dinmedi yağmur’ dedi. Suyun coğrafyayla, coğrafyanın da kaderle yakın ilgisi olduğunu düşünen Sönmezler, “Biz de Karacaoğlan’ların ve Yaşar Kemal’lerin yetiştiği coğrafyalarda büyüdük. Karacaoğlan bu coğrafyanın şairidir. Benim çocukluğum Adana, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ta geçti. Kahramanmaraş şiirin ve suyun başkenti” ifadelerini kullanıyor. Aslen Adanalı olan şair, şairlik ruhunun çocukluk yıllarında oluştuğundan bahsederken “Şiirin ya da sanatın olmazsa olmazımız olduğunu hissederek büyüdük. Bir taraftan hayat devam ederken içerisinde mutlaka şiir vardı. Şiirle beraber de estetik bir bakış açısı bizim coğrafyamızın bize kazandırdığı şey olduğunu düşünüyorum” cümleleriyle bu düşüncesinin bir kez daha altını çiziyor.

BİR TARAFTAN SU PROJELERİ ÜRETİYOR

DİĞER TARAFTAN SANAT İCRA EDİYOR

İbn-i Haldun’un “Coğrafya kaderdir” sözüyle şiir sohbetine başlayan Hüseyin Sönmezler’e göre coğrafyanın da bir kaderi var. “Coğrafyanın da kaderi biziz” diyen şair, “Bizim coğrafyadan etkilendiğimiz gibi bizden mağdur olan ya da bizim güzellik kattığımız bir coğrafya var” ifadesini kullanıyor. Coğrafyaya katkı sunmak adına GASKİ olarak yaptıkları çalışmaları aktaran Sönmezler şöyle konuşuyor; “Biz de bu coğrafyaya güzellik katmayı özellikle meslek hayatımızda gerçekleştirmeye çalıştık. Çevreyi temiz tutmak, çevre kirliliğini önlemek, suyu muhafaza etmek ve o suyu insanlara ulaştırma projeleri üzerine çalıştık. Medeniyet havzaları tarihten günümüze hep su havzaları üzerine kurulmuştur. Onun için Fırat, Seyhan, Ceyhan önemli nehirlerdir. Çünkü medeniyet havzaları su havzaları etrafında şekillenmiştir. Biz de mesleğimiz itibariyle bir taraftan suya dair projeler üretirken bir taraftan da sanatı icra ediyoruz. Çünkü sanat aslında insan hissiyatının karşılık bulduğu kavramlardır. Her insanın mutlaka ruhunu cezbeden bir sanat dünyasının içerisinde olması gerekiyor. Bunlar şiir, tiyatro, sinema, müzik gibi her şey olabilir. Bunlar insan hissiyatının olmazsa olmazları. İnsanı gerçek anlamda insan yapan kavramlar olduğunu düşünüyorum.”

ROSİNHA’NIN HİKAYESİ

Yeni şiir kitabı olan ‘Rosinha Hiç Dinmedi Yağmur’tan bahsederken “Neden rosinha?” diye sormadan edemiyoruz. Sönmezler bu sorumuza, “Rosinha çok sevdiğim bir roman kahramanı” diyor ve devam ediyor; “Yıllar önce Vasconcelos’un Kayığım Rosinha romanını okumuştum ve çok etkilenmiştim. Romanda Rosinha insanlarla konuşan, insanın duyarsızlığını ve acımasızlığını sorgulayan bir kayık. Rosinha’nın kelime anlamı ise ‘rose’dan yani gülden geliyor. Rosinha şiiri de bu hissiyatla ortaya çıktı zaten. ‘Rosinha muhayyel gözleri suların / taşkınlardan son hatırasın / bu sabah bilmediğim kadar uzaktasın...’ diyorum şiirimde. Ondan bahsediyorum.”

ŞAİRLİK YÖNÜ DE VAR, GAZETECİLİK YÖNÜ DE

Şiirin hayatına giriş serüvenini anlatırken, yaptığı gazetecilikten de söz etmeden geçmiyor Sönmezler. Meğer gençlik yıllarında gazeteciliğin mutfağında yetişmiş eski gazetecilerdenmiş. Gazeteciliği çok sevdiğini ifade ederken, sanata adım attığı yılların da o zamana denk düştüğünün altını çiziyor ve “Doğu Akdeniz Gazetesi’nde henüz lise yıllarında öğrenciyken, gazete dağıtıcılığı yaparak gazeteciliğe başladım. Daha sonra gazetenin matbaasında dizgi, baskı, mizanpaj gibi alanlarında ve haber servisinde çalıştım. Köşe yazarlığı yaptım. Sanat, edebiyat, mizah ve haber sayfalarını hazırladım. Yine bölgemizin edebiyat okulu olan, Bestami Yazgan ve Tayyip Atmaca’nın öncülüğündeki Güneysu dergisinde ilk yazdığım yazılar ve şiirler yayınlandı. Daha sonra Kırağı Yayınlarında ilk şiir kitabım olan Yağmur Öncesi 1997 yılında yayınlandı” diyor.

“NECİP FAZIL’LARIN, ABDURRAHİM KARAKOÇ’LARIN

İÇTİKLERİ SUYU GAZİANTEP’E TAŞIDIK”

Şanlıurfa, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Osmaniye, Mersin ve Adana’nın suya dair kaynaklarında görev yaptığı ve bölgenin su projelerinde yer aldığını söylüyor Sönmezler. 2014 yılında ise Fatma Şahin’in Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla birlikte GASKİ Genel Müdürlüğü görevini yürütmeye başlayan Sönmezler, Melen’den sonra Türkiye’nin en büyük su projesi olarak görülen ve Gaziantep’in çok önemli bir su projesi olan Düzbağ projesinde görev alıyor. Düzbağ İçmesuyu projesinin Şiirin Başkenti Kahramanmaraş’ın Göksu havzasına dayalı olduğunu söyleyen GASKİ Genel Müdürü Hüseyin Sönmezler konuyu şiire bağlayarak, “Kahramanmaraş suyun ve şiirin başkenti. Üstad Necip Fazıl’ların, Abdurrahim Karakoç’ların, Cahit Zarifoğlu gibi şairlerin içtikleri suları Gaziantep’e de taşımış olduk” diye konuşuyor.

ŞİİR AŞKINI HER PLATFORMA TAŞIYOR

2017 yılında Düzbağ projesi odaklı ama Gaziantep’te suya dair yaşanmışlıkları da içerisine alan “Gaziantep’te Suyun Öyküsü” isimli kitabının Gazi Kültür AŞ’de yayınlandığını söylüyor. Şiire olan sevgisi ve ilgisinin çalıştığı her platforma devam ettiğine de vurgu yapan Sönmezler, edebiyata dair projelerine GASKİ bünyesinde sürdürdüklerini sözlerine ekliyor ve GASKİ Kültür ve Sanat Platformu, “Mavi Okumalar” grubu oluşturduk. Nitelikli okuma yolculuğu yapmak isteyen arkadaşlarla belirlediğimiz kitapları okuyoruz. Ayda bir toplanıp, bu platformda okuduğumuz kitaplar hakkında mütalaa yapıyoruz. Aynı kitabı okuyan kişilerin farklı bakış açılarını görmüş oluyoruz. Nitelikli ve eleştirel okuma açısından bu çok önemli” ifadelerine yer veriyor.

MAVİ OKUMALAR’A ŞEHİR DIŞINDAN DA İLGİ BÜYÜK

Mavi Okumalar kapsamında yapılan çalışmaları gün geçtikçe genişlettiklerini belirten Sönmezler şöyle konuşuyor, “Okuduğumuz kitabın yazarlarını kente davet edip hem Gaziantep’i gezdiriyoruz hem de kitaplarıyla ilgili onlara sorular sorarak okumalarımızı taçlandırıyoruz. Okuduklarımızı kendi iç dünyamızda bir noktaya getirirken, başkalarının da o kitapla ilgili neler düşündüğünü öğreniyoruz. Nitelikli okumadır bunlar. ‘Mavi Okumalar’ Gaziantep merkezli olmakla birlikte Türkiye’nin farklı şehirlerinden de platforma katılan arkadaşlarımız oluyor. Böylelikle gün geçtikçe halkamız da büyüyor.”

“KÜLTÜREL FAALİYETLER HİÇBİR BİRİMİN TEKELİNDE DEĞİLDİR”

“Kurum bünyesinde gerçekleştirdiğimiz edebiyat çalışmalarımızı mesai saatlerimiz dışında gerçekleştiriyoruz” diyen Sönmezler, sanatın insan hayatında önemli bir paya sahip olduğunu ve başarıyı tetiklediğini söylüyor. Sanat çalışmalarını “İnsani faaliyetler” olarak değerlendiren Sönmezler, kurum olarak edebiyat çalışmaları yaptıklarından dolayı zaman zaman eleştirilere hedef olduklarını da belirtiyor. Ancak kültürel faaliyetlerin hiçbir kurumun tekelinde olmadığının da altını çizen şair, “Bunlar hayatın bir parçası. Biz insanı insan yapan değerlerden bahsediyoruz. Dolayısıyla kültür işleri yapan birimlerin anlamları çok büyük olmakla birlikte her kurumun da kendi içerisinde böyle faaliyetler yapmasını daha anlamlı buluyorum şahsen. Kültürel faaliyetler hiçbir birimin tekelinde değildir. Bu sahalar insanlara limandır. Bütün kuruluşlar bu sahalarda olduğu müddetçe başarılı oluruz. Bu bizi işimizde de daha başarılı hale getirir” diyor.

“ESTETİK KAYGILAR OLMAZSA OLMAZLARIMIZ”

Hüseyin Sönmezler’e göre yazı yazmak, insanın kendisini farklı yönlerde geliştirmesine yol açan bir eylem. Yazı yazma eyleminin kişiyi geniş kapsamlı okumalara sevk ettiğini kaydeden şair, “Yazmaya karar verdiğiniz an okumaya başlıyorsunuz. Çünkü yazmak, eksikliklere yer vermeden oluşturulması gereken bir şablon. Onlar için de yeni okumalar yapmanız gerekiyor” diyor. Kendisinden de örnekler veren ve suya dair yazı yazmaya karar verdiğinde birçok alanda farklı keşifler yaptığını söyleyen Sönmezler, “Suya dair okuma yapınca, Fuzuliyi, ‘Su Kasidesi’ni, Hz.Hüseyin’i, içinden ırmaklar akan cenneti, mucizeyi keşfediyorsunuz. Fuzuli’nin mezarının Hz. Hüseyin’in ayağının dibinde olduğunu da bilmeyiz. Fuzuli’nin mezarı Kerbela’dadır. Dolayısıyla suya dair okuma yaptığınız zaman, Fuzuli’nin Kerbela’da Hz Hüseyin’le buluşmasına şahit olur, kendinizi meşhedinde gezinirken bulursunuz. Su, her şeyin öncesidir. Yüce Beyan’daki “Her canlı şeyi sudan yarattık” ifadesi hiçbir maddeye verilmemiş bir şerefi yükler suya. Bizim de sloganımız “On(su)z” olmaz. Hayatın içerisinde insana dair yolculuklar yapmak ve estetik kaygılar da olmazsa olmazlarımızdır” diye konuşuyor.

“DÜNYANIN EN MUTLU İNSANIYIM”

Kendisini dünyanın en mutlu insanı olarak niteleyen Hüseyin Sönmezler, konuşmasına şöyle devam ediyor, “Kendimi dünyanın en mutlu insanı hissediyorum. Çünkü hayatım boyunca yapılacak en güzel işi yaptım. Bütün iş sahaları kıymetlidir. Ama insanların içtiği ve kullandığı suyu evine getirmek kadar kutsal görev olamaz. Peygamber Efendimiz Medine’ye hicretinde ilk yaptığı işlerden bir tanesi, Akîk vâdisi civarında Rûme Kuyusu’nun Müslümanların hizmetine sunmak olmuştur. Bu anlamda dünyanın en mutlu insanıyım diyebilirim. Ve Gaziantep tarihinin en önemli projelerinden bir tanesi olan Düzbağ projesi Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in bakanlık tecrübesiyle gerçekleştirdiği büyük bir projedir. O projenin içinde olduğum için de çok mutluyum.” (RÖPORTAJ/NARİN DEMİRCİ)