İşte, ‘İstiklal Üniversitesi’nin adı var kendi yok’ başlığını taşıyan o yazı…

"Büyükşehirlerden Kahramanmaraş’ın ikinci yükseköğretim kurumu İstiklal Üniversitesi, yaklaşık iki yıl önce kuruldu. Ancak ne yazık ki henüz ne kampüs yeri belirlenebildi ne de geçici olarak eğitimlerin verilebileceği fiziki bir mekan tahsis edildi. Yani kısaca adı var, kendi yok desek yalan olmaz. Kentte birçok işte olduğu gibi, bir şeyleri yapmadan önce altyapısını oluşturmadığımız için (yani binayı yapıyoruz, otoparkını sonradan düşünüyoruz gibi) sonra birbirimize bakıp duruyoruz. Sonuç; üniversite var, ama kampüsü yok.

Eğer Onikişubat Belediyesi, kendisine ait Yamaçtepe Gençlik Merkezi’ni bu yıl ilk defa lisans ve yüksek lisans öğrencisi kabul eden İstiklal Üniversitesi’nin kullanımına sunmasaydı, öğrencileri maalesef okulsuz ve sınıfsız kalacaktı! Teşekkürler Onikişubat Belediyesi.

Aslında üniversitenin çok kısa bir sürede gelişim göstermesine, büyümesine olanak sağlayacak alan ve mekân tahsisi yapılabilirdi. Nedense kurulduğu günden bu yana, şehir olarak bir araya gelip, ikinci üniversitemiz için yer bulma konusunda biraz umursamaz davrandık. Bunun sebebini de kimse bilmiyor. Sanki şehir ikinci üniversiteyi istemiyor. Örneğin üniversitenin geçici olarak eğitimlerini verebileceği ve her türlü imkana sahip olan 15 Temmuz İmam Hatip Okulu, bunun yanı sıra, daha önce çeşitli vakıflara, derneklere tahsis edilmiş yurtlar bulunuyor. Bunlardan bir tanesi pekâlâ üniversiteye verilebilirdi. Böylelikle kampüs kurulana kadar eğitim-öğretim faaliyetlerine süratle başlanır, birçok bölüme öğrenci alınabilirdi. Ama ne yazık ki bu tahsisat yapılamadı!

Gelelim kampüs yerinin belirlenmesi hususuna. Üniversite kampüsü için eskiden beri konuşulan dile getirilen, birkaç alternatif yer bulunuyor. Bunların başında Gazi Kışlası geliyor. Yaklaşık bin dönüm araziye sahip bu alan, üniversite için adeta biçilmiş kaftan. Zira patriotların gönderilmesi ve 15 Temmuz’un ardından şehir merkezlerindeki kışlaların taşınması yönünde oluşan kanı, burayı kampüs alanı olarak cazip hale getiriyor. Öte yandan bu alanın konumu, bina yapımı için uygunluğu gibi etkenler düşünüldüğünde de zamandan tasarruf anlamında en az beş yıl kazanılmış olacak. Üstelik üniversite ile birlikte bölgeye yakın olan mahallelerin kentsel dönüşümü de kısa bir süre içerisinde sağlanabilecek. Ayrıca kent merkezinin doğu yakasını oluşturan Dulkadiroğlu ilçesi de bir yükseköğretim kurumuna kavuşmuş olacaktır.

Kampüs olarak düşünülen diğer bir alan ise Kılavuzlu. 3 bin 500 dönümlük bir kamu arazisi. Tabiat harikası bir güzelliğe sahip bu alan eğer üniversiteye tahsis edilirse, eminiz ki Türkiye’nin en güzel kampüslerinden biri olacak. Bu noktada gerek üniversite yönetimi, gerek siyaset, gerekse kamu kurumlarımız el birliği ile kısa sürede üniversitenin kampüs alanını belirleyebilir.

Ancak mekan ve alan eksikliği gibi bahaneler üretilerek, hala üniversiteyi taşımak gibi bir düşünce var ise bu, hem üniversiteye hem de “istiklal” kelimesinin şehirleşmiş hali olan Kahramanmaraş’a zarar verecektir.

İstiklal Üniversitesi’nin yükseköğretimde branşlaşmaya yönelik düşüncesi de oldukça kayda değer. Zira hedeflenen; sağlık alanında gelişmek... Rektör Prof. Dr. Sami Özgül birçok kez Tıp Fakültesi açmayı, beraberinde tıp mühendislikleri ve aynı zamanda tıbbi cihazların üretimi için bir Ar-Ge merkezi kurmayı amaçladığını ifade etti. Bu noktada rektör bey iyi dinlenmeli, destek olunmalı ve Yükseköğretim Kurumu nezdinde yapılacak girişimlere siyaseten irade konulmalıdır."