Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) ve KMTSO işbirliği ile Zoom programı üzerinden çevrimiçi şeklinde yayınlanan ‘Çiçek Yetiştiriciliği’ eğitim programında konuşan KMTSO Başkanı Balcıoğlu, “Sevgi diyerek yola çıktık, bu yüzden sevgiyi anlatmaya sevgiyi yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz.” dedi.

Balcıoğlu şöyle konuştu: “Evlerimizde bizlerle birlikte yaşayan ve bizlerin bir ferdi olan çiçeklerimiz var. Bazen bizim işletme körlüğü dediğimiz, baktığımız halde görmediğimiz gibi bizler çiçekleri de görmez hale geldik. Evimizde, balkonumuzda, bahçemizde mutlaka bir çiçeği olan ve çiçeği seven bir toplum olan bizler bunların varlığından bile haberdar olmamaya başladık. Çiçekler bizlere bir şey söylerdi. Çiçekler bize bir şeyler anlatırdı. Bugün insanlar artık az güler hale geldiler. Neden? Çünkü insanlar çiçeklerle haşir neşir olmadıklarından. Benim çocukluğum ve gençliğim yıllarında insanlar kullandıkları tenekeleri atmazlar, onlara çiçek dikerlerdi ve bunlar evlerin pencerelerinde, balkonlarında durur, ailenin diğer fertleri gibi ilgilenilirdi. Çiçeklerle ilgilenilir, sohbet edilirdi. Sohbet eden insan da huzur bulurdu, sohbet edilen çiçek ise çiçek açardı. Bunlar bugün maalesef yok. Dolayısı ile huzursuz bir toplum haline geldik. Biz istiyoruz ki biraz daha gülelim, biraz daha güler yüzlü bakalım etrafımıza. İnsanların başarılı olmalarındaki tek yolu yaptıkları işi ya da yaşadıkları hayatı sevmelerinden geçer. Bunun başka bir ifade ile anlatımı ise, duygularını kontrol etmekten geçer. İnsan duygularını kontrol ediyorsa hayatını kontrol ediyor demektir. Hayatını kontrol eden insanlar hem başarılı hem de huzurlu olacaklardır. Sevgi diyerek yola çıktık, bu yüzden sevgiyi anlatmaya sevgiyi yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Kolay mı, aslında değil. En yakındaki insan bile sizleri anlamayabiliyor ve sizi anlayamadıkları için ‘ben anlamadım’ demek yerine ‘o anlatamadı’ diye birbirlerini ötelemeye çalışıyor. Görevi, hayatının son günlerini yaşayan hastalara refakat etmek olan bir hemşirenin yazdığı bir kitap var. Bu kitapta hemşire hastaların genel olarak hepsi de ‘keşkelerle’ başlayan şu beş şeyi düşündüklerini yazmış: “Keşke kendi hayatımı yaşama cesareti gösterseydin. Keşke bu kadar çok çalışmasaydım. Keşke duygularımı açıklama cesareti gösterebilseydim. Keşke arkadaşlarımla daha fazla görüşseydim. Keşke daha mutlu olmama izin verseydim.” Gördüğünüz gibi insanlar ölüm döşeğinde yaptıkları hatalardan değil, yapabilecekleri halde yapamadıklarından pişmanlık duyarlar. Evdeki çiçekler bir şey anlatmak istiyorlar. Evdeki çiçekler biraz sevgi ile biraz yaşam anlatıyor. Eğer onları dinlerseniz inanın hayatınız ertesi gün daha güzel olacak.”