Kâbe Hazret-i Allah'ın evidir ve hizmeti de kalbi Rabbin korkusuyla titreyen gönülleri de Allah'ın evi olmuş Ehl-i Beyt-i Mustafa'ya (S.A.V), sahabelere, evliyalara, hürmet nazarıyla bakan müminlere layıktır. Şeytanın uşakları ile Siyonist Yahudilerin planıysa Allah'ın evini işgal etmektir ve sonra da bir şekilde onu yeniden inşaa edecekleri  Mabed-i Süleyman'a rakip olmaması için ortadan kaldırmaktır. Biz Müslümanlara düşünse dua etmek ve her ne iş yapıyorsak en iyisini yapmaktır, çok okumaktır aldatılmamaktır. Hacc Suresi 26. ayette Rabbimiz buyurmuştur ki "Bir zamanlar Kâbe'nin yerini İbrahim'e şu şekilde hazırlamıştık: Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, orada (kıyama) duranlar, ruku edenler ve secdeye varanlar için evimi tertemiz et." Sultan III. Selim Han, İngiliz destekli Vahhabileri Mekke ve Medine'de yenilgiye uğrattı. İstanbul'a gelmeye cesaret eden İngiliz ordusunu da püskürttü lakin şehit edildi. Sultan Abdülhamid Han hazretleri de hainlerin Vahhabilerin yenilgiye uğraması için elinden geleni yaptı lakin Osmanlı, Hicaz'dan çekilince o mübarek topraklarda mahzuniyet başladı. Maalesef günümüzde  Yahudi soyu oldukları ile ilgili iddiaların çok güçlü olduğu Suud Ailesi yani şeytanın uşakları Hicaz'da hüküm sürüyor.

Bakara Suresi 125. ayette buyurmuştur ki " yâd ediniz ki, Biz Beyt-i Şerifi nâs için bir sevapgâh ve bir Darü'l-Emân kıldık. Siz de Makam-ı İbrahim'den bir namazgâh ittihaz vermiştim ki, «Benim beytimi tavaf edenler için ve orada mücavir bulunanlar için ve rüku'a, sücûda varacaklar için tertemiz bulundurunuz.»" Suud Ailesi, Âlem-i İslam'a yardım etmeyerek Kabe'nin hukukunu çiğneyip hürmetsizlik ederek sürekli Hacc ve Bakara Surelerinde bulunan ayetlerin hükümlerini çiğniyorlar lakin oyunlar bunlar ile sınırlı değil. 2015 yılında Kabe'de vinç devrildi ve çok sayıda vefat eden ve yaralanan oldu. Arkasından da ateistlerin ve şeytanilerin kontrolünde ki medyadan şöyle haberler yayılmaya başladı: "Madem Kâbe Allah'ın evidir ozaman Allah kabeyi neden korumadı?" Kıymetli dostlar, zaten hedefte buydu yani ateizmin yayılması ve Kabe'ye hürmetsizlik etmek, Müslümanların gözünde hâşâ Kabe'nin değerini düşürmekti. Tam da bu sırada gündeme konu ile alakasızmış gibi gözüken bir başka haber düştü. Aslında vinç kazası ile alakalıydı kamuoyunun gündemine gelen konu. Amerika, Rusya'nın “anti-uydu” silahları geliştirmesinden kaygılı

ABD’li kaynaklar, Rusya’nın uydu sistemleri kullanılarak düzenlenebilecek saldırılara karşı bir “anti-uydu” silah sistemi geliştirdiği ve uyguladığını söylüyordu.

ABD’de medyaya konuşan kaynaklarsa Rusya’nın yeni teknolojiye sahip anti-uydu savaş sistemleri ürettiğini ve tatbikatını gerçekleştirdiğini yazıyorlardı.Gizli kaynaklar ABD ordusunun silahı takip ettiği ve silahın bir yıkım yaratmadığını ve hedef vurmadığını da  açıklamışlardı ancak uydu-silah o sırada başka bir vazifedeydi, Kabe'ye doğru konumlanmıştı.

Rusya, geçmişte Nudol Füzesi’nin de dahil olduğu anti-uydu silah sistemlerine sahip olduğunu zaten göstermişti. Bu durumun günümüzde askeri ve ticari teknolojisini her geçen gün daha fazla uydu teknolojileriyle geliştiren ABD’yi rahatsız ettiği de biliniyor. ABD'li yetkililer, Rusya'nın "Kosmos 2499" olarak bilinen kamikaze saldırı uydularını Amerikan uydularına karşı tasarlandığını ve eğer ihtiyaç olursa onları yok edecek veya etkisiz hale getirecek şekilde konuşlandırdığına inanıyor lakin kıymetli okurlar durum sadece bundan ibaret değil. Ruslar aslında Kabe'nin ve Kabe'de var olan enerjiyi kullanmanın  peşindeler

Şimdi anlıyor musunuz neden Hicaz bölgesi Yahudi soyu olduğu kuvvetle muhtemel Suud Ailesi'ne teslim edilmiştir? Uzay harekatları ve stratejik kararlardan sorumlu olan ABD Strateji Komutanlığı, yakın dönemde Rusya ve Çin’in uzay teknolojileri konusunda dünya çapında gelişme kaydetmesinin kendilerini kaygılandırdığınıda  açıkladı. Bu teknolojilerin geliştirilmesi konusunda Rusya yalnız değil. Çin 2007 yılında eski bir hava uydusunu yok etmek üzere benzer testler yapmış, ABD'de yörüngesinin sorun yarattığı iddia edilen bir uyduyu füzeyle vurmuştu.

İngiltere ise yine aynı dönemde medyanın enteresan ve gizemli bir haberi ile sarsıldı. Ülkenin kamuoyunun  sarsılmasının sebebiyse konumuzla alakalı yani Kabe'de vinç devrilmesiyle ilgili çıkan bir haber İngilizleri korkutmuştu. Mescid-i Haram'ın altında antik bir silah olduğunu ve Suudi Arabistan'ın bu silahı Ruslara verdiğini 

İngiltere’de bulunan Daily Star gazetesi yazmıştı. Kaleme alınan haberse tartışmalara neden olmuştu. Haberde yer verilen içeriğe göre Mekke’de Kâbe'nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen Mescid-i Haram’ın altında “Cebrail’in Sandığı” adı verilen antik bir silah bulunmuştu. Gazetecilerin kaleme aldığı haber ise şu şekilde: "Cebrail, Hz. Muhammed Efendimize (S.A.V) büyük güç barındıran kutu veya sandık vermiş ve onu bir ibadet mekanının altına gömmesini söylemiş. Kıyamet yaklaşırken sandık ortaya çıkacakmış." Kıymetli dostlar, Ruslara teslim edilen sandığın Kabe çevresindeki inşaat çalışmaları sırasında  bulunduğu ve Suud Ailesi tarafından Rusya’ya verildiği, Rusların da sandığı Antarktika'da ki üslerine götürdüğü söylenmektedir. Vinç sandık yüzünden mi yoksa Rus uydusu tarafından kasıtlı olarak mı devrildi sorusuna da cevap verecek olursam sizlere derim ki Yazar  Sorcha Faal, Kabe’de yaşanan vinç kazasını da sandığın bulunmasına bağlıyor. İddiaya göre işçiler sandığı bulduklarında büyük bir enerji çıkışı oldu ve vinç devrildi. Ancak yetkililer bunu saklamak için vincin rüzgar yüzünden devrildiğini açıkladı (Vinç devrilmesinden sonra İslamiyet'e ve Müslümanlara ağır hakaret edenlerin kulakları çınlasın.).

Sorcha Faal, şeytan taşlama sırasında yaşanan ve pek çok kişinin ölümüne neden olan trajediyi de sandığın ikinci defa çıkartılmaya çalışılmasına bağlıyor. Faal, sandığı öğrenen Putin’in onu almak üzere Amiral Vladimisky adlı genaralin komutasında ki araştırma gemisini ve Hint Denizi’nde ki bir dizi Rus savaş gemisini yolladığını ayrıca iki Rus savaş uydusunun da gemiyi ve sandığı korumak için yörüngeye oturtulduğunu ekliyor.

Kıymetli dostlar üzülerek belirtmek isterim ki 

Faal’ın iddialarında doğruluk payı var. Amiral Vladimisky gerçekten de Suudi Arabistan’a gitti, Rusya gerçekten de yörüngeye iki savaş uydusu gönderdi ve gerçekten de Hint Denizi’nde Rus savaş gemileri bulunuyordu. Ruslar ise Amiral Vladimisky'e konu ile alakalı açıklama yaptırdılar. Amiralin söyleminin mevzuyu geçiştirmek için olduğuysa ortada. Gemisinin ziyaret nedenini Rus denizcilerin mezarlıklarına Rusya toprağı konacak olması olarak açıkladı. Hint Denizi'nde savaş gemilerinin olmasının nedeni de Rus gemilerinin Hindistan donanması ile tatbikat yapıyor olmasıyla açıklayıp kendilerince konuyu kapattılar. Amiral uydu mevzusuna ise hiç girmedi. Kıymetli dostlar, siz siz olun çok okuyun, perde arkasında ki gerçekleri görmeye çalışın çünkü dinlediğiniz ya da seyrettiginiz haberlerin çoğu görüldükleri ya da bizlere anlatıldığı gibi değildir ve çoğunlukla da bir operasyonun parçasıdırlar. Kıymetli dostlar, biz Müslümanlara düşense her zaman da sizlere arz ettiğim üzere  dua ipine sarılmak ayrıca da okumak, bilim ve keşif ürettmektir vesselam.