"Müslüman, susamış bir Müslüman'a su verirse, Allah da ona içerisinde güzel kokuları olan cennet içeceği içirir."  -Hadis-i Şerif 

"Su vermekteki fazileti bilseydiniz, susuzlara su vermek için yarışırdınız." -Hadis-i Şerif 

Kıymetli dostlar, cihan hakanları Kur'an'ı Kerim'den ve hadisi şeriflerden aldıkları ilhamlarla beş asra yakın bir müddet Osmanlı Devleti'nin payitahtlığını yapmış olan İstanbul'un, dört bir tarafını her yönden enfes denebilecek menba sularıyla, bendler, çeşmeler ve su kemerleriyle çevirmişlerdir. İstanbul'a pek çok kaynaktan şifalı, baldan tatlı su getirmişlerdir. İşte bu leziz, şifalı, tatlı sulardan biri de Sultan II. Abdülhamid Hazretlerinin kendi ismiyle anılan ve bizzat emirleriyle gün yüzüne çıkarılıp insanların istifadesine sunulan Hamîdiye suyudur. Sevgili dostlar, Hamîdiye su kaynağı Sultan II. Abdülhamid Han'ın direktifleriyle cülûs-ı hümâyûnunun yirmi yedinci sene-i devriyesinde İstanbul ahalisine hediye ve ihsân buyurulmuştur. Asrın ve sıhhatin şartlarına uygun olarak haznelerde toplanan bu nitelikli menba suyu Tophâne, Beşiktaş, Beyoğlu ve Şişli semtlerinde inşâ edilmiş ve Hamîdiye suyu ile hayat bulacak olan yüzden fazla çeşmeden akıtılmıştır. Âlîcenâp sultan hazretleri, bundan evvel de Göksu ve Terkos sularını İstanbul'a getirtmişti ve halkın hizmetine sunmuştu. Sultan bir su medeniyeti kurmak istiyordu. Memleketin su ulaşmamış hiç bir  noktasının kalmaması uğrunda gece gündüz çalışmıştı. Sevgili dostlar, bilmenizi istiyorum ve farkında olmanızı rica ediyorum ki Hamîdiye suları, Sultan II. Abdülhamid Han'ın binlerce hayrâtından sadece bir tanesidir. Padişahın bu hayrı, Cendere Vadisi sularının sadece şehre getirilmesi işinden ibaret olmayıp menbâlardan gelen suların toplanması için inşâ edilmiş bentler, su toplama hazneleri, toplama ve dağıtım boruları, tulumbalar, tazyik makineleri, çeşmelerden mürekkep tam bir muzzam tesistir ve bu tesisin bütün inşâ masrafları bizzat padişahın kendi parasından karşılanmıştır. Dostlar, Sultan Abdülhamid Han'ın yapmayı tasavvur ettiği veya yaptırdığı eserlere insafla, samimiyetle bir bakılırsa, sultanın hayra ve hasenâta verdiği ehemmiyetin büyüklüğü, derinliği gayet iyi anlaşılacaktır. Üstelik Hamidiye su kaynağının günümüzde ki varlığı da göğsümüzü kabartmaktadır. Tam da bu noktada çok önemli bir hususun altını çizmek isterim, o da şudur: Sultan hazretlerinin hizmetlerinin mantığı vardır ve bu mantıkta aranacak iki de temel özellik bulunmaktadır. Birincisi çılgın projelerin sağlamlığıdır ve ikincisi gelecekte ki insanların da menfaatleri düşünülerek yapılmıştır. Zaten sadece bu iki husus bile Sultan Hamid'in dehasını göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Kıymetli dostlar, günümüzde damacana suda lider olan ve günde ortalama 22 bin damacana üretim gerçekleştiren Hamidiye A.Ş. Türkiye’nin yanı sıra Amerika, İngiltere, Mısır ve Japonya’ya kadar 45 farklı ülkeye ihracat yapıyor. 15 ayrı kaynaktan aldığı suyu günde 2 bin tonun üzerinde işleyebiliyor. İşte bu Sultan Hamid'in dehasıdır, hizmetinin ve hayrının büyüklüğüdür vesselam.