Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı İbrahim Öztek Patriot ve S400 füzeleri ile alakalı gündemi değerlendirdi. Büyük Amerikan projesinin günümüzdeki ayağının Suriye savaşı olduğunu belirten Öztek, “Savaş 9 yıldır sürüyor.

Suriye’de başından itibaren birçok terör örgütleri üretildi. Sonra bu örgütlere sözde bir yandan Amerika, bir yandan Rusya, bir yandan da Suriye müdahale etti. Oyunun aktörlerinden biri de İran’dı. Sonra başından itibaren oynanan oyunlara Türkiye de dahil oldu. Bu dokuz yıl içinde ABD, Suriye’de teröristlerden kendi kara kuvvetlerini oluşturdu. PKK/PYD yi eğitip donatırken, İŞİD’i ihmal etmedi. Daha sonra da sınırlarımızda yığdığı teröristlere binlerce tır dolusu hafiften ağıra değişen silah ve malzeme verdi. Bu örgütleri Türkiye’ye karşı hazırlama amaçlarını şöyle sıralayabiliriz; 

1. Türkiye’yi huzursuz etmek, 

2. Türk ordusuna harekatlar yaptırarak ekonomimizi zayıflatmak, 

3. Türkiye’yi başından beri bu savaşa sokarak, güney doğumuzda kendine daha geniş bir silah pazarı sağlamak. 

4. Terör guruplarını Türkiye’den koparacağı tavizler için şantaj olarak kullanmak, 

5. Türkiye’yi Ege ve Kıbrıs’taki haklarından uzak tutmak, 

6. Fırsat bulduğu takdirde Condoleezza Rice'ın 7.8.2003 Washington Post gazetesinde yayınladığı harita doğrultusunda ülkemizin güney doğusunu kopartmak ve ülkemizi parçalamak. 

Suriye’nin kuzeyinde, Iraktan Akdeniz’e uzanan Rojova koridorunun amacını geç anladık. Fırat Kalkanı ve Zeytin dalı harekatları ile bunu şimdilik engelledik. 

Bu harekatları yaparken, S-400 veya boeing tavizleri vererek, yerine göre Rusya’nın, yerine göre de Amerika’nın onaylarını, almak zorunda kaldık. Şimdi sıra Münbiç’e gelmiştir. Bunun karşılığında da ABD, S-400’ den vazgeç, Patriot verelim demektedir. Bu ve F-35 savaş uçağı şantajına AB’yi ve NATO ülkelerini alet etmekte ve Türkiye’ye; “potansiyel yaptırımlara maruz kalabilirsiniz” “Sizi açıkça uyarıyoruz” gibi tehditler savurmaktadır. ABD’nin sınırlarımızdaki eylemleri, tehditleri ve PKK/PYD ilişkileri, NATO’daki birlikteliğimizin, BOP eş başkanlığının, ve stratejik ortaklık yapılanmasının ne büyük yalan ve martaval olduğunu ortaya koymaktadır. 

22 Haziran 2012 günü Suriye, RF-4E Fantom tipi bir savaş uçağımızı düşürdü. Savaşın başından itibaren Suriye’den kentlerimize pek çok füze fırlatıldı. Ölenler, yaralananlar oldu. Halbuki o tarihte düşman taarruzlarına karşı sınırlarımızı korumak üzere ABD, Almanya ve Hollanda’dan hava savunma sistemleri olan Patriot füzeleri getirilerek, sınırlarımıza yerleştirilmişti. Fakat bunların hiçbir füzeyi engelleyemediği ve bir işe yaramadığı görüldü. Ocak 2015 de de bu bataryalar sökülerek geri götürüldü. 

ABD, Kore savaşından beri bizi sürekli aldatıyor ve bizimle oynuyor. Ortaklığımız hep ABD’ye yarıyor. Dost görünüp, olmayacak düşmanlıklar peşinde koşuyor. Kıbrıs harekatları, Çekiç güç, Saratoga Muavenet olayı, Eşref Bitlis olayı, Başımıza geçirilen çuval, Güneş harekatının engellenmesi, Irak ve Suriye’de yaşananlar hep ABD’nin Türkiye düşmanlığının birer örneğidir. 

Yaşanan çok önemli olaylar gösteriyor ki, Amerika bizim dostumuz değildir. Amerika Marşal yardımları ile gözümüzü boyamış, biz veriyoruz, ne gereği var diyerek, hayalet uçak yapmaya başladığımız üç uçak fabrikamızı kapattırmıştır. Yıllar önce Yunanistan’ın Rusya’dan Türkiye’ye karşı aldığı ve Girit’e kurduğu S-300 füzeleri için neden hiç sesi çıkmamıştır. 

Onun için ABD’ den Patriot almayalım. Onları aldığımız zaman, bu füzeleri kurduğumuz yerlere Amerikan uzman, teknisyen ve askerleri yerleşecek. Bu sistemleri istedikleri yönde kullanacaklardır. F-35’in de muhakkak alternatifi vardır. Amerikan kabadayılığına son vermenin, senin vereceklerine ihtiyacımız yok demenin ve Amerika’dan bir an evvel kurtulmanın yollarını aramalıyız. 

Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana dahil ülkemizde Amerikan hava savunma sistemleri, 20 kadar üsleri, Kürecik ve İncirlik gibi son derece donanımlı tesisleri bulunmaktadır. Bu askeri tesisler, kimi kimden korumaktadır? Burada mevcut silahlar, Amerikalıların elindedir. Amerikalı askerler tarafından kullanılacak, fakat hedef Türkiye olacaktır. Tamamen Amerika’nın Orta doğu çıkarları ve İsrail’in büyümesine yönelik bu silahlar, yarın ülkemiz için büyük problemler teşkil edecektir. Düşman daima bir adım önde gitmektedir. ABD’nin “on patriot bataryası al, Mümbiç’ten çekileceğim” teklifine vereceğimiz cevap: “Münbiç’ten çekil on patriot bataryası alayım” şeklinde olmalıdır. 
Amerika’nın Suriye’den çekilmesinin de önemi kalmamıştır. Zira zaten Amerika Suriye’de on askeri üs kurmuştur. Golan Tepelerini İsrail’e peşkeş çeken ABD, Yakında Suriye Kürt Devletini de ilandan geri kalmayacaktır. 
Bugün Suriye petrolünden çok, Doğu Akdeniz petro-gazı önem kazanmış ve burada da ABD, AB, Yunanistan, Rum Kıbrıs, Mısır, İsrail, Lübnan ve Tank fabrikasını sattığımız Katar işbirliği, Türkiye’nin aleyhine alabildiğince gelişmektedir. Aynen Ege’de olduğu gibi. 

Türkiye dört bir taraftan kuşatılmıştır. Çember sürekli daralmaktadır. Çevremizde hiçbir dostumuz kalmamıştır. Uluslararası siyasette yalnızız. Kayıplarımızın telafisi mümkün değildir. Başta Suriye ve Esat olmak üzere, İran ve Rusya politikalarımız gözden geçirilmeli, NATO içinde boyun eğmeyerek, NATO güçlerine haklılığımız anlatılmalı ve uluslararası siyasetin gereği yapılmalıdır” diye konuştu.