OKUR bana inanır mı bilmiyorum ama vallahi de billahi de artık bu “Hayri Bey” konusunda hiçbir şey yazmak istemiyorum ama dönüyor dolaşıyor, konu yuvarlanıp önüme geliyor.

Maraş’ın meşhur bir din adamına sordum, “HasbinAllah çek, başını öte yana çevir” dedi.

HasbinAllah, HasbinAllah, HasbinAllah…

İyi mi şimdi?

Önce toplumun içinde kadının birine “Pörsümüşsün sen” diyerek bir hanımefendiyi rencide etttiği daha hafızalardayken, durduk yerde şimdi bir de “Hayri Beyin Trabzon gafı” çıktı ortaya…

Kendisi de çok pişman oldu, bin özür diledi, “ben şaka yapmıştım” dedi ama nafile ok yaydan çıktı bir kere.

Benim dileğim, Trabzonlular bizi affetsin, başgan beyin söylediği bu sözün, bütün kenti bağlamadığını bilsinler.

Candır Trabzon, canımdır Trabzonlu…

Adamlığın, insanlığın mayasıdır Trabzonlu…

Trabzonlu, benim kardeşimdir…

Makaram sarı bağlasa da Hayri Beyin yaptığı gaf, devirdiği çam, biz Maraşlıları hiç mi hiç bağlamaz.

Sadece Maraşlılar değil, Trabzonlulardan da ricam; Ankara’dan geldi, kenti de tanımıyor, kentin insanını da tanımıyor. Biraz zaman verip hoşgörüyle bakalım şimdilik Hayri Beye…

Sürç-ü lisan eyledi sayın Başgan, zira bu üslup Hayri Başgana da büyük ders oldu, bin özür diledi işte.

TEHENNİLİ OLMAK GEREK!

Üslup illâ üslup!..

Ne söylediğinizden ziyade nasıl söylediniz önemli…

Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı!..

Söz ola kestire başı, söz ola kurtara başı!

SÜRÇÜ LİSANI BOL POLİTİKACILARLA BU TREN RAYDAN ÇIKAR

SÜRÇ-Ü lisan deyince aklıma geldi.

Hacivat ile Karagöz geleneksel kukla oyununun perde kapanış cümlesi şudur: “Yıktık perdeyi eyledik viran; varıp sahibine haber vereyim heman... sürçü isan eylediysek affola!”


Orta oyununda meddah, “sürçü lisan” hakkına sonuna kadar sahiptir çünkü yaptığı sanat dalı, güldürürken düşündürmek, eleştirmek ve ucundan accık dokundurmak üzerine kuruludur. Onlar çadırı yıkabilirler, bunu da kimse yadırgayıp suçlamaz.

1930’lu 40’lı yılların ünlü politikacılarından Cevdet Kerim, köşkünün bahçesinde verdiği davetle büyük sükse yaptı. Kurdurduğu zengin sofralarda; tanınmış politikacılar, sanatçı ve edebiyatçılarla; müzik eşliğinde yiyip içip eğlenen, gününü gün eden politikacıyla ilgili olarak o esnada oradan geçmekte olan Neyzen Tevfik’in yaptığı yorum, siyasi gündeme damgasını vurdu: “Rızk için Allah kerim, zevk için Cevdet Kerim.”


Eğer politikacıyı günümüz deyimiyle stand-up’çı yani orta oyuncu kabul etmiyorsak, onun sürç-ü lisan etme hakkı yoktur, olamaz!

Vesselam “Sürçü lisanı bol politikacılarla bu tren raydan çıkar!”

Sürçü lisan eyledikse affola!

YATACAK YERİ YOK:

KİBİRLİ İNSANLARIN

ALLAHÜ teâlâ, bütün kitaplarda, kibri kötülemiş ve yasak etmiştir. Kur'an-ı Kerim’de de, (Allah, kibirli olanları elbette sevmez!) diye buyurmuştur.

YATACAK YERİ ÇOK:

TEVAAZZU SAHİBİ İNSANLARIN

PEYGAMBERİMİZ, “Sakin ol, ben bir melik değil, Kureyş 'ten, kuru et yiyen bir kadının oğluyum” buyurmuştur. Ne mutlu kibirden uzak insanlara.