Sevgili dostlar, Pentagon’un ve CIA'in stratejilerini belirleyen Stratfor adlı bir şirketin varlığından haberdar mısınız? Kurucusu ve “Gölge CIA Başkanı” lakaplı George Friedman'ın şirketi ABD'nin istihbarat teşkilatının uzantısından başka bir şey değildir. Ayrıca şeytani sistemin dünya kaynaklarına el koyması için stratejiler hazırlamaktadırlar ve insanlığı kapitalizmin, sistemin kölesi yapmak uğrunda gece gündüz uğraşmaktadırlar. Türkiye'de adından ilk kez Büyük Ortadoğu Projesi’nin tartışıldığı yıllarda yani 2009’larda bahsedilmeye başlanmıştır. Sadece başka ülkelerin değil Türkiye’nin de yol haritasını, geleceğini kendilerince çizmek için raporlar hazırlıyorlar, uluslararası konferanslar yoluyla da ülke siyasetlerini manipüle etmeye çalışıyorlar. Friedman, Gelecek 100 Yıl kitabında “Çin ve Rusya gibi ülkeler gerileyecek yerini Türkiye, Japonya, Meksika ve Polonya gibi yenidünya güçlerine bırakacak” demektedir (Bunu söylüyor diye bu söylemden hoşnut olduğunu zannetmeyin). “Rusça ve Çinceyi bırakın, Türkçe, Japonca, Polonya ve Meksika (Meksika dili kadim bir dildir ve ezoterizmin, okültizmin, dünya dışı yaşam fenomeninin metinlerini de içeriğinde barındırmaktadır) dillerini öğrenmeye bakın” diyor (Amerika'nın, Japonya'nın tepesine çöktüğü bilinmektedir. ABD'nin neden Japonya'yı rahat bırakmak istemediği de Friedman'ın söyleminden anlaşılmaktadır. Dahası Japonya Başbakanı Şinzō Abe ABD başkanı Donald John Trump'ı Nobel’e aday göstermiştir. Ayrıca Japon hükümeti Venezuela devlet başkanı olarak meşru devlet başkanı Nicolás Maduro'yu değil Juan Gerardo Guaidó Márquez denilen vatan hainini tanıdığını ilan etmiştir. Dostlar anlayacağınız Friedman ve ekibi bir yandan gelecekte olacak olayları doğru olarak tahmin etmeye çalışırken bir taraftan da kendilerince de ABD'nin çıkarlarının vücut bulması için uğraşmaktadırlar). Friedman, ayrıca önümüzdeki yüzyılın sonlarına doğru çıkabilecek savaşın ABD ile Türkiye-Japonya ittifakı arasında olacağını da öne sürmektedir ve ABD’nin bütün amacı Japonya'nın Türkiye'ye yaklaşmasını ya da Türkiye'nin Japonya ile yakınlaşmasını engellemektir. Dostlar maalesef “CIA Gölgesinin” yıllar önce ortaya attığı hedeflere doğru, adım adım sürükleniyor gibi bir atmosfer de bölgemizi sarmış durumdadır ve yüce Türkiye Devleti de ABD'nin hedef ve stratejilerini baltalamak ve bozmak için direnmekte, bütün gücüyle de mücadele etmektedir. Gölge CIA olarak bilinen Stratfor, Türkiye'nin Somali'de kurduğu üssün faaliyete geçmesinden de son derece rahatsızdır. BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) ile yaşanan çıkar çatışmasının üs meselesi yüzünden alevlendiğini, bulduğu fırsatlarda manipülasyon yapmak için her ortamda tekrarlamaktadır. Stratfor, iki ülkenin askeri araçlarla erişimini genişlettiğini ve sermayelerinin benzer projelere göz diktiğini de belirtmektedir. Birleşik Arap Emirliklerini silahlandıran ve Türkiye'ye karşı kışkırtan da iblisin sisteminden başkası değildir. Çünkü Türkiye'nin Osmanlı Milletler Birliğini kurup başına geçmesinden ürkmektedir. Bunu engellemek için bütün gücüyle mücadele etmektedir lakin Hazret-i Allah'ın lütfu ile Türkiye eninde sonunda Âlem-i İslam'ın başına geçecektir, şeytanın uşakları bunu asla engelleyemeyecektir. Dostlar, konumuza yeniden dönecek olursak Türkiye hükümetinin Somali'nin başkenti Mogadişu yakınlarında inşa ettiği askeri üssün ABD'yi rahatsız ettiğini ve üstümüze sırf bu yüzden Birleşik Arap Emirliklerini sürdüğünü bilmenizi isterim. Ankara ile Abu Dabi arasındaki çekişmenin Somali ile sınırlı olmadığına ve Körfez krizinde Türkiye'nin Katar'ın yanında saf tutarak bu ülkeye asker konuşlandırdığına da geçmişte dikkat çeken Stratfor, "Katar'daki konuşlanma hala erken döneminde fakat bazı Türk yetkililer asker sayısın 3 bine erişebileceğini ve savaş uçakları ile savaş gemilerinin de dâhil edilebileceğini öngörüyor. Eğer öyle olursa Türkiye, Basra Körfezi'nde dikkate değer bir savaş kabiliyetine sahip olacaktır" ifadelerine yer vererek rahatsızlığını üst perdeden dile getirmişti. Şeytani sistem rahatsız olsa da Türkiye dediğini yapmış, asker, uçak ve gemilerini Katar'a göndermiştir. Hâl böyle olunca da BAE yönetimi son dönemde askeri araçlar ile erişimini artırma stratejisine hız vermiş durumda. BAE Bab'ül Mendep boğazı yakınlarında geçen yıl birkaç kalıcı askeri üs inşa etmeye de başladı. "Yemen'deki çatışmaların, bu çabaların belirgin itici bir gücü oldu" diyen Stratfor, üslerin sayıları ve kalıcı doğasının, BAE'nin kısa vadeli bir askeri operasyona kıyasla, uzun vadeli jeopolitik bir pozisyona daha fazla odaklandığına işaret ettiği değerlendirmesine de yer vermiştir. Sevgili dostlar, global istihbarat konusunda çalışmalar yapan Texas, ABD Merkezli özel danışmanlık şirketi görünümlü STRATFOR’un kurucusu ve başkanlık görevini yürüten siyaset bilimi uzmanı ve stratejist Dr. George Friedman, insanlığı yönlendirmek için yuvarlak masa toplantıları ve öğle yemekleri düzenliyor. Bu toplantılar da medyadan sanata, iş dünyasından film sektörüne kadar çok geniş yelpazede toplumu yönlendirebilecek isimler ağırlanıyor ve onlara yapılan konuşmalar ve kendilerine sunulan raporlarla misafirlerini etkiliyor. Aslında istediklerini yaptırabilmek için hipnoz ediyor diyebiliriz. Bahsi geçen toplantılarda ABD’de süregelen krizler ile Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri, bunların Türkiye’ye yansımalarını da göz önünde bulundurarak analiz eden Dr. Friedman, konuşmalarında ayrıca gelecekte şekillenmesi muhtemel işbirliği ve çatışma senaryoları ile bu belirsizlik ortamında Türkiye’nin uluslararası konumuna yönelik öngörülerini de paylaşıyor. Uluslararası yayın yapan Business Insider dergisine konuşan George Friedman, tarih boyunca her yüzyılda en az bir kere ‘sistem savaşı' yani mevcut sistemin tümünü sallandıran büyük bir savaş yaşandığını hatırlatmış, bendenizde bu hatırlatmayı sizlere muhakkak arz etmek istiyorum çünkü inanın dünyanın durumu iyiye gitmiyor aksine kaosa, karanlığa doğru gidiyoruz. Friedman sözlerinin devamında ise yaşanacağını öngördüğü Dünya savaşıyla ilgili olarak demiştir ki, “Avrupa'daki Yedi Yıl Savaşı, 19. yüzyılın Napolyon savaşları, büyük dünya savaşları, her yüzyıl bir şeyler olmuştur. Bu yüzyılda hiçbir şeyin olmayacağına iddiaya girmek ister misiniz? Bu iddiayı kabul ederim.” Friedman’ın yanı sıra ‘kriz kâhini' olarak tanınan dünyaca ünlü iktisatçı Roubini de korkutan uyarılarda bulunmuştu. ABD'li Profesör Roubini; Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki istikrarsızlığın dünyayı tehdit eder hale geldiğini belirtmiş, “Çöken devletlerin yeniden yapılanmasının sağlanmaması ve bölgedeki insanlara fırsat tanınmaması durumunda yeni bir dünya savaşının kaçınılmaz hale geleceğini” belirtmişti. Dostlar, inanın bu şahıslar aklımızla alay ediyorlar. Masum insanlığı kilitleyen şeytani sistemin çalışanları kendileri değilmiş gibi davranıyorlar ve bizlere düşen uyanık olmak, iblisin fısıltılarına kanmamaktır vesselam.