Enver Evrenkaya, Malatyalı bir ailenin üçüncü çocuğu. Aile olarak maddi zorluklarla süren hayatlarında küçükken abisini işyerinde çıkan bir yangında kaybetmiş. İşverenin sorumluğunu kabul etmemesi nedeniyle ailece mağdur olmuşlar. Hem ailenin bir parçasını yitirmiş hem de maddi - manevi büyük haksızlıklara uğramışlar. Yaşadığı bu süreçte güçlü olanın güçsüzü ezdiği bir düzene olan itirazı bu durumu değiştirmek için bir şeyler yapmaya yöneltmiş genç Enver’i. Ailece maruz kaldıkları büyük mağduriyetle yaşadıklarını sorgularken hak, hukuk ve adaletin sağlanmasına adamış kendini.

“Bir yıl boyunca günde 3 saat uykuyla çalıştım”

Teknik Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümü mezunu olan Enver Evrenkaya, yaşadıkları acı olayların da etkisiyle çocukluğundan beri hukuk okumak istemiş. Bu hayalinden hiç vazgeçmemiş. Liseden mezun olduktan iki sene sonra son gün Açık Öğretim'de Adalet Meslek Yüksek Okulu diye yeni bir bölüm açılacağını duymuş ve buradan Hukuk bölümüne geçiş yapabileceğini öğrenmiş. Aynı gün sınava başvurmuş ve kazanmış. Okurken bir yandan da çalışmak zorunda olduğu için akaryakıt istasyonlarında pompacı olarak işe başlamış.
O dönemi şöyle anlatıyor Enver Evrenkaya: “Akaryakıt istasyonunda satış görevlisi olarak çalışırken pompaların olduğu bölümün üstünde dijital ekranlar vardı. Burada şirketlerin yanında Altınbaş Üniversitesi de tanıtılıyordu. Kalpten hissediyordum, bir gün mutlaka ben de Hukuk Fakültesinde okuyacaktım. Hukuk Fakültesinden öğrenciler ve hocalar sürekli benzinlerini almak için geliyorlardı, ödeme yapacakları zaman taşıtmatiklerinden Üniversite'den olduklarını anlardım. Onları görmek beni etkiliyordu. Hatta o zamanki Dekanımız Prof. Dr. Şükran Şıpka sık gelirdi ama kendisinin Dekan olduğunu daha sonra öğrendim. Tanıştığımızda da bana oldukça desteği olmuştur. Bu şartlar altında DGS (Dikey Geçiş Sınavı)'na hazırlanmaya karar verdim. Sabah 8.30 - 13.00 arası dershaneye gidip, 15.00'de benzin istasyonunda çalışıp, gece 22.00'dan itibaren de kütüphanede ders çalışmaya başladım. Bir yıl boyunca günde sadece üç saat uyuyarak hazırlandım. %25 burslu olarak Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne geçiş yapmaya hak kazandım.”

“Emekçilerin ve mağdur kadınların sesi olmam gerektiğini hissediyorum”

Hukuk eğitimine ilk başladığı yıllarda maddi olarak çok zorlandığını, geçim derdindeki ailesinden de destek isteyemediğini söyleyen Evren Enverkaya, “Çalışmaya devam edip okulun ücretini kendim ödüyordum. Ama ikinci sene param bittiği için kaydımı dondurmak zorunda kaldım. Bir sene sonra yeniden devam ettim. Bu arada da Üniversite yönetimine ek bir burs talebinde bulundum, maddi zorluklarımı anlattım. Üniversitem beni bu çabamda yalnız bırakmadı. Yaptığım başvuru neticesinde ek bir %25 burs daha aldım ve bu sene tüm derslerimi vererek mezun oldum. Şimdi özel bir büroda avukatlık stajımı yapıyorum.” sözleriyle anlatıyor avukatlığa giden sürecini.
Üniversitede aldığı hukuk eğitimini de değerlendiren Stajyer Avukat Enver Evrenkaya, şunları söylüyor: “Mezun olup, stajımı yapmaya başladıktan sonra daha da iyi anladım ne kadar iyi bir eğitim aldığımızı. Eğitim kadrosu çok iyi, çoğunlukla alanlarında uzman hocalarımız var. Kaldırımların tozunu yuttuktan sonra şimdi her şey çok daha değerli benim için. Daha iyi anlıyorsunuz kat ettiğiniz yolu ve elde ettiklerinizi.”
Stajyer avukat olarak bundan sonraki hedeflerini de anlatan Evren Enverkaya, “Hayatım şimdiye kadar hiç kolay geçmedi ama hukuk okumak ve savcı olmak istiyordum. Oysa şimdi küçüklüğümde de yaşadıklarım, gördüklerim nedeniyle sessiz kalmış emekçi kesimin ve mağdur olmuş kadınların sesi olmam gerektiğini hissediyorum. İşçi-işveren arasındaki davaların çözümünde sesini çıkaramayan emekçinin yanında olmak için çalışacağım. Bunu serbest avukat olarak daha etkili yapabileceğime inanıyorum.” diyor.