Ünlü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu'nun bira içerden gördüğü genç kızlarla ilgili sözleri büyük tartışma yaratmıştı. Konuyla ilgili yeni bir açıklama yapan Hatipoğlu, "Peki ne bekliyorlardı benden oradan geçerken: Gençler aferin. Devam edin. Bir de ben de sizinle beraber oturayım bari mi demeliydim?" ifadelerini kullandı.

İşte Hatipoğlu'nun konuya ilişkin açıklaması;

"Bir kısım insan bir ilahiyatçının nasıl olur da bira içen gençlere hayret ettiğini yazdı. İlginç. Kur'an alkolün her türlüsünü yasaklıyor. İçkinin haram olduğunu bilmeyen yok. Başkasının hayatına karışmadan, müdahale etmeden, hakaret etmeden haram olan bir şeyden rahatsız olduğumuzu söylememiz ne zamandan beri yadırganır oldu!

"BUNU YAPMAZSAK YADIRGANMALIYIZ"

Bunu yapmazsak yadırganmalıyız. Biz kumardan da, kul hakkını yemekten de, zulmetmekten de, hasetten de, gıybetten de, faizden de, rüşvetten de, başkasının hakkını yemekten de, haksız kazançtan da, şirkten de, namaz kılınmamasından da ve benzeri her haramdan da rahatsız oluruz. Ve bunu ilk kez söylüyor da değiliz.

"NE DESEYDİM YANINIZA OTURAYIM MI DESEYDİM?"

Peki ne bekliyorlardı benden oradan geçerken: Gençler aferin. Devam edin. Bir de ben de sizinle beraber oturayım bari mi demeliydim? Hiçbir şey demeden ve hatta onları mahcup etmemek için oraya yoğunlaşmadan yanımdaki dostlara bakıp hızlı geçelim dedim. Yolumuza devam ettik."

NİHAT HAİTOĞLU NE DEMİŞTİ?

Hatipoğlu, kaleme aldığı köşe yazısında şu satırlara yer vermişti: "Bir ilimizdeki bir sokaktan hayretler içinde geçtim. Meğer o sokak genç kız ve erkeklerin daha yoğun geldikleri bir yermiş ve dışarıda, içeride doğrusu Avrupa'nın herhangi bir merkezindeki görüntüyü aksettiriyordu. Dışarıda dört genç kızımız bira içiyorlardı. Yüzümüzde maske vardı. Beni tanıdılar ve dördü birden biralarını sakladılar. Mahcup bir gülümseme ile 'Hocamız geçiyor çocuklar' dediklerini işittim. Daha var. Edep, saygı elbet var. Ama oradakiler de bu ülkenin evlatları, çocukları. Onları yok saymak yerine var kabul edip, öyle hareket etmek lazım. Ve o gençlerimizi asli karakterine yönlendirecek bir yol takip etmeliyiz. Yoksa gelecekte köprü altlarında vücuduna zehir enjekte eden genç bedenlere şahit oluruz."