Coronavirüs ile mücadele kapsamında değerlendirilen ve cezaevlerinde ki yoğunluğu azaltmayı hedeflediği iddia edilen düzenleme ile tutuklu gazeteciler kapsam dışı bırakılırken, kadına yönelik şiddet ve cinsel suçların ceza infaz indirimine alınması tartışılmaktadır. Ülkemizde artan kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzler ortadayken, kadınların yaşam hakkına bir saldırı niteliği taşıyan böyle bir düzenleme kabul edilemez.

Türkiye'de neredeyse her gün bir kadın öldürülmektedir. Kadına yönelik fiziksel ve cinsel şiddet oranları resmi rakamlara göre dahi akıl almaz boyutalara ulaşmaktadır. Resmi rakamlara yansımayan, üstü kapatılan, şikayete konu olmayan şiddet vakalarıda düşünüldüğünde tablonun vehameti ortadadır.

Öte yandan yine ülkemizde çocuğa yönelik cinsel suçların arttığı ve evlilik adı altında çocuk istismarının meşrulaştırıldığı da bir başka vahim gerçek olarak karşımızda durmaktadır.

Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin son yirmi yılda artmasının bir tesadüf olmadığı açık. Ülkemizin son yirmi yıllık gerici dönüşümü ve yeni kurulan rejimin kadına biçtiği misyon kadın kimliğini zayıflatmakta, kadının yaşam hakkı elinden alınmaktadır.

AKP'nin son olarak gündeme getirdiği, kamuoyunda af yasası olarak bilinen ve ceza infazında indirim öngören düzenleme de bu politikalardan bağımsız değildir. Bu düzenleme ile kadına yönelik şiddet suçlularının, cinsel suçların ve çocuk istismarcılarının da ceza indiriminden yararlandırılması ve salıverilmesi tartışılmaktadır.

Böyle bir düzenlemenin hayata geçmesi ile birlikte binlerce saldırganın sokağa salınması, binlerce kadının ise korku içinde yaşaması söz konusu. Aynı zamanda benzer suçların meşruluk kazanması ve şiddetin artması da bu düzenlemenin bir başka sonucu olacaktır.

Buradan bir kez daha iktidara sesleniyoruz, kadın cinayetlerinde, kadına yönelik her türlü şiddet suçlarında, çocuk istismarında her hangi bir indirim ve salıvermeyi aklınızdan dahi geçirmeyin. Kadın düşmanı gerici politikalardan vazgeçin.

Yapılması gereken suçluları ödüllendirmek değil, aksine kadın ve çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi konusunda caydırıcı yaptırımların uygulanması, kadını ikincilleştiren ekonomik, sosyal, kültürel her türlü gerici söylem ve uygulamanın rafa kaldırılmasıdır.

Bir kez daha ilan ediyoruz ki AKP gericiliğine boyun eğmedik, boyun eğmeyeceğiz.