Kıymetli dostlar, zeka ile gözleri parlayan çocuklarımıza, evlatlarımıza demeliyiz ki: "Vatanın, milletin sana ihtiyacı var. Sen sokaktakiler gibi değilsin, sorumlulukların var. Hayır, sinemaya gidemezsin, ceddini tanıman lazım. Bunun için de Osmanlıca, Arapça öğrenmen lazım. Düşmanını tanımak uğruna Fransızca, İngilizce, Latince öğrenmen lazım ki onların tuzaklarını anlayasın, bozasın. Evlat düşmanın hem kadim hem de siyasi, stratejik metinlerini okuyabilmelisin. Okuyamazsan tuzaklarını başlarına çeviremezsin. Hayır, evladım sen uyuyamazsın, vatanın sana ihtiyacı var. Uykusuzluk eşiğini aşamazsan aziz milletine hizmet edemezsin." Kıymetli dostlar, ancak böylesine derin ve zorlu eğitimleri aşan evlatlarımız devletinin, milletinin, insanlığın faydasına olabilecek işleri başarabilirler. Çocuklarımız belki de geçirdikleri zorlu eğitimin sonucunda gençliklerini yaşayamamış olmanın burukluğunu hissedeceklerdir ama zorlu eğitimin kendilerine kazandırdığı üstünlükler, değerler ile birçok masum insanın gözyaşı dökmesine engel olduklarından dolayı da manevi lezzeti tatmış olacaklardır, kalp huzuruyla yaşayacaklardır vesselam.