Rusya tarafından yapılan Halep katliamı ortada iken; Zalim Esed Yönetimine ÇİN ile birlikte azami destek verirken; Şanghay İşbirliğine (ŞİO)  girmek istemek taktik açısından bir çözüm gibi görünebilir ama akılcı ve kalıcı bir çözüm asla olamaz. O halde çözüm ne olmalıdır.

Türkiye, Siyonist ittifaka karşı Ümmeti yanına aldığında bütün tehditlere rağmen Bölgesel, küresel ve güçlü bir işbirliği  ile mümkündür. Bu da D-8 merkezli ve hatta D-60, D-160 ile olacaktır. İleride D-8 nasıl kurumsallaşır adı altında bir bilgi değerli okuyuculara  arz edilecektir.

Türkiye, Batı ve ABD ile ilişkilerinde bir sertleşme olmuşsa ve kendi bağımsız Politikasını uygulamaya çalışmışsa, Ülkede cinayetler; karışıklıklar, sabotajlar ve kitle imha hareketlerine neden olan bomba ve canlı bomba olayları vuku bulmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar bu yaşanmış ve yaşanma ya da devam etmektedir.

Geçmişte yaşadığımız;

Kahramanmaraş, Çorum, Sivas; Malatya; 1 Mayıs Taksim, Gazi Mahallesi olayları, Güneydoğudaki “Hendek Savaşları” Diyarbakır; Ankara, İstanbul’da değişik zamanlarda meydana gelen canlı bomba vakaları; Muavenet Zırhlısının ABD’nin Saratoga Gemisi tarafından vurulması; Kemal Türkler; Eşref Bitlis; Bahtiyar Aydın, Uğur Mumcu Kışlalı ve Gaffar Okanın öldürülmesi; Kırıkkale Silah Fabrikasında ve Afyon Silah Deposunda meydana gelen patlamalar; CASA Uçakları, Eşref Bitlisin uçağı, Atlas Jet Uçağı ve değişik zamanlarda Askeri Uçak ve Helikopterlerin düşmesi ve düşürülmesi Türkiye-Şer İttifakı (ABD-İSRAİL-İNGİLTERE-SİYONİZM VE AB) ilişkilerinde meydana gelen gerilim sonrasından meydana gelmiş olaylardır. Bunların hepsi rastgele yaşanmamıştır. Bir Stratejinin ve programın sonucudur.

Türkiye, NATO’ya girdiğinden beri sahip olduğu jeostratejik jeopolitik, jeoekonomik ve jeokültürel öneminden dolayı, AB ve NATO’nun vazgeçilmez bir Ülkesi olmuştur. Bu nedenle NATO Üsleri Türkiye’yi çepeçevre sarmış durumdadır. 9 aralık 2012 tarihinde yayınlandığı üzere ;

1. Adana – İncirlik Üssü.

2. İncirlik Hava Üssü

3. Malatya-Kürecik

4. İzmir Çiğli

5. Afyonkarahisar

6. Şile Üssü

7. Konya 3 Ana Jet Üssü Komutanlığı

8. Balıkesir- 9. Ana Jet Üssü Komutanlığı

9. Muğla- Aksaz Deniz Üssü

10. Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezleri (CAOC6)

11. Ankara, Karamürsel, Sinop, Hakkâri, Hatay, Erzurum, Kargapazarı Dinleme Üsleri

12. Ankara, Cevizlibağ, Elmadağ, İstanbul, İzmir Dinleme ve Hareket Merkezi Üsleri.

13. Adana-Hatay Toroslar CIA, Gladio Eğitim Üssü.

14. Tekirdağ Çorlu Havaalanı; Lojistik Destek Üssü.

15. Gaziantep-Batman Havaalanı; Lojistik destek amaçlı havaalanları. Heronların Üssü

16. Sabiha Gökçen Havaalanı; Lojistik Destek Havaalanı

17. Mersin Taş ucu Limanı; Limanda Liman ve Helikopter Pisti.

18. İskenderun Limanı (Konteynır Alanı)

19. Diyarbakır Hava ÜSSÜ (NATO Askeri var)

20. Şırnak-Silopi Lojistik Depolama yeri.

21. Mardin (İncirlik Üssüne ve İskenduruna gelen ABD Asker ve Teçhizatları için geçiş yeri)

22. Şanlıurfa Yakıt İkmal Üssü.

Görüldüğü üzere ABD ve NATO Ülkemizi gayrı-Resmi olarak işgal edip kılcal damarlara kadar nüfuz ettiği görülmektedir. 15 Temmuz İhanet Hareketinde NATO; ciddi olarak sosyolojik darbe girişimi plan ve programını bölgede KAOS çıkarmak amacıyla NATO Karargâhında hazırlanmıştır. PKK-PYD-İŞİD, ABD-AB-NATO İsrail-İngiltere koruması altında büyütülüp, bölgenin başına bela edilmiştir

Yaşadığımız olaylar, Türkiye’deki Siyasi İktidarların, küresel güçlerin çok yoğun baskısı altında olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle Uluslar arası ilişkilerde alınacak kararlar; TBMM’den mutlaka geçmelidir. Bu üsler Türkiye için ciddi bir tehlike olarak görülmektedir. NATO Üslerinin acilen kapanması ve bölgedeki yabancı güçlerin Ülkemizi terk etmesi lazım. AB ile ilgili çıkarılan yasalar tekrar kontrol edilip AB’ye girmekten vaz geçilmelidir.

Tüm Gönüllü Kuruluşların; ABD, NATO, Fransa, Almanya, İngiltere, Rusya ve Çin Bölgeyi terk etmesi için  hem toplumsal şuuru ve hem de Ümmet şuurunu harekete geçirmesi lazım. Bu nedenle D-8 tekrar yapılanmalıdır. Bu Hareket;

1. Savaş Değil Barışı

2. Gerginliği değil Diyoloğu

3. Sömürüyü değil İşbirliğini

4. Çifte Standardı değil Adaleti

5. Kibri; tekebbürü değil eşitliği

6. Bir arada hakka riayet ederek yaşamayı Yeni Dünyanın temel prensipleri olarak kabul edilmiştir. Sonuç olarak D-8 Hareketi Lider Türkiye ve Yeniden Büyük Türkiye hareketidir.

Türkiye’nin felaketi ABD ve Avrupa’ya güvenmekle başladı. Yanlış kararlar yüzünden yapayalnız kalınıldı. AB ve ABD aşkı ile adeta yandı tutuştu. Halen bu olumsuzluklar karşısında bir B planı dahi yok görünmektedir. Irakın işgalinde yapılan yardımlar unutulmamalıdır. Elbette çare belli;

D-8 Projesi; ABD-İsrail, İngiltere-Siyonizm tarafından Türkiye’ye biçilen Jandarmalık, Uşaklık

Uyduluk ve çevre ülke rolüne, karşı çıkış hareketidir. İslam Coğrafyasını sömürüden kurtarma ve şeytani ittifaka karşı Hak ve Adalet eksenli bir ittifak kurma, Adil bir Düzen; Adil bir Dünya kurma hareketidir. Yeniden aktif hale getirilmelidir. Öyleyse ne AB, ne ŞİO ve nede NATO; önce D-8. Sömürgeleşmeyeceğiz Lider Ülke olacağız, kendi gücümüzle kalkınacağız. Dolaysıyla Adil bir Dünya Düzeni kurma yoludur.6 milyar ezilen insanların bu yeni bir dünya düzeni ile kurtuluşa ereceklerdir.

Selam ve dua ile

 

Maraş Pusula Haber www.maraspusula.com / Ahmet Emiroğlu