Bugünkü köşe yazıma bir fıkra ile başlamak istiyorum;

Hoca bir gün, yolunun üstündeki mezar­lıktan geçmektedir.
Ayağı kayar, yeni kazılmış bir çukura yu­varlanır. Hemen toparlanıp kalktığında bakar ki üstü başı tozlanmış. Tozlarını silkelemek için üstündekileri çıkardığında aklına birden, “Hazır çukura girmiş ve soyunmuşken kendi­mi ölü yerine koyup şuraya uzansam; bakalım sorgu meleği geldiğinde ne soracak, öğren­miş olurum,” diye bir fikir gelir. Çukura boylu boyunca yeniden uzanır.
Tam o sırada, kulağına şangır şungur ses­ler gelmesin mi? Hoca kıyamet koptu sanır, fırlar mezardan.
Meğer o sırada, bir kervan geçmektey­miş oradan. Hoca mezarlıktan fırlayınca katır­lar ürküp kaçar; kırılmadık ne fincan kalır ne kâse… Kervan sahipleri çok öfkelenir, ellerine birer sopa alıp koşarlar Hoca’nın yanına:
“Bre sen kimsin? Burada ne işin var?” “Ben ölüyüm,” der Hoca.
“Peki, çukurun dışında ne işin var senin?” “Dünyayı seyre çıktım!”
Ötekilerin öfkesi zaten burnunda:
“Yaa, öyle mi?” derler. “Biz sana dünyayı bir güzel seyrettirelim de gör!”
Sopalarla temiz bir dayak atarlar Hoca’ya. Hoca zar zor topar­lanıp eve döndüğünde onu karşısında perperişan gören karısı şaşkınlıkla:
“Efendi, neredeydin sen böyle?” diye sorar.
Hoca:
“Sorma hatun sorma, öteki dünyadan geliyorum,” der.
Hoca’nın alay ettiğini sanır kadıncağız:
“Ya, öyle mi, ne var ne yok oralarda?” diye sorunca Hoca, bir köşeye yığılıp kalırken cevap verir:
“Fincancı katırlarını ürkütmezsen bir şey yok!”

Hareket etmeyenler hiçbir zorlukla ve engelle karşılaşmazlar...

Yola çıktığın zaman zorluklar ve çileler de beraberinde başlar...

Uykuya dalanlar ve oturup kalanlar için hiçbir sıkıntı söz konusu olmaz...

Bu sebeple Allah (c.c) Kuranı Kerim’de bu meseleyi bize şu şekilde anlatmaktadır:
“Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler kurtuluşa erenlerdir.” (ASR:3)

İman ve Salih amelin arkasından hakkı anlatmak geliyor...

Hakkı anlatmakla beraber “sabrı tavsiye”
Beraber zikredilmektedir...

Her Salih amelle birlikte,mutlaka bir zorlukta karşımıza çakmaktadır...

Nasreddin hoca kıssasında da görüldüğü gibi,eğer hoca mezardan kalkmasaydı,fincancı katırlarını ürkütmeyecek ve dayağı yemeyecekti...

Her türlü zorluğa rağmen ayağa kalkanlara,yürüyenlere,koşanlara selam olsun...

Zalimlerin zulmüne sessiz kalmayanlara selam olsun...

Adaleti ve iyiliği ayakta tutmak için gecesini gündüzüne katanlara selam olsun...

Zor gelse de,hakkı apaçık bir şekilde söyleyebilenlere selam olsun...

Selam ve dua ile...

Mehmet AKPINAR
18.09.2020