MÂLUMUNUZ, geçtiğimiz günlerde duyurusunu yapmıştım “Patagonya’ya gidiyorum, oradan izlenimlerimi yazacağım…” diye…

Geldim işte Patagonya’dayım…

Hiçbir memlekete benzemiyor buradaki yerel siyaset ve yerel yönetimler.

Çok olmamış seçimler yapılalı, çünkü belediye başkanları ve meclis üyeleri halen tartışılmaya devam ediyor.

Söz bizim meclisten dışarı, Belediye Meclislerine çok afedersiniz “ipten kaçıp, kendire s..çanlar” dolmuş…

Mesela bütün ticari işi belediye ile olan mimar, müteahhitin birisi seçim zamanında başkan adayının altına ülkenin en lüks arabasını tahsis ettirip, birinci sıraya oturmuş.

Kimi saflar da, “Ne özelliği vardı da listenin başına oturdu?” diye soruyor.

“Evladım, sende adaya biraz para harcasaydın, sende biraz yatırım yapsaydın birinci sıra olmazsa ikinci sıraya kesin otururdun…” diyeceğim de neme lazım başımı derde sokmayayım…

YÜZDE DOKSAN ÜÇÜ İSTERSE EŞEKLE DOLSUN

HİCİV edebiyatının önemli ismi Şair Eşref bu Patagonyalıları görse herhalde şu meşhur şiirini okurdu onlara:

“İd-i hürriyeti tebrik ederim ihvana

Bu değil millet için doksan üç’ün ihsanı

Kapısı öyle kolaylıkla kapanmaz, zira

Zorla açtık bu sefer Meclis-i…

Var lüzumu bize Meclis-i…

İçine dâhil olanlar ne olursa olsun

Doksan üç vak’asını eylemesin de tanzir

Yüzde doksan üçü isterse eşekle dolsun.

BOYUN KADAR KONUŞ!

TIPKI bizim Maraş’a benziyor buranın yerel siyaseti yahu!

Belli bir kesimin dilinde, “belediyenin dibine kadar borçlandığı” dedikodusunu mahalle arası kadınların dedikoduları gibi dilden dile dolaştırıyorlar.

Hâlbuki büyükşehir olmuşlar, coğrafyalarının bir ucundan öbür ucuna devasa büyüklükte yere hizmet götürülmüşse pek tabi borçta olacak.

Büyük belediyelerin büyük, küçük belediyelerin de küçük borcu olur ve bu Patagonyalılar bunun son derece normal olduğunu idrak edemiyorlar.

Bak yine bizim Şair Eşref’in başından geçen olay aklıma geldi.

Bir gün Şair Eşref yolda Şair Raif Bey ile karşılaşır. Raif Bey kısa boylu olduğu için ‘Cüce Raif Bey’ lakabı ile bilinir. Raif Bey dert yanar.

  • Ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Gırtlağıma kadar borç içerisindeyim.

Şair Eşref gülümseyerek cevap verir.

  • Haline şükret. Ben de borçluyum. Üstelik ben senden üç kat uzunum, der.

ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM

BUGÜN yani 17 Haziran, bu sütunların yazarının doğum günü…

Ancak ben 17 Haziran 2015’ten beridir doğum günümde hüzünlenirim, anılarımı gözümün önünden bir film şeridi gibi geçiririm, çünkü bu tarih Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in ölüm yıldönümüdür.

Bu vesile ile Allah’tan gani gani rahmetler diliyorum…

YATACAK YERİ YOK:

BEDDUACI ARAPLARIN

ARAPLAR, Dünya nüfusunun yüzde 5’ni oluştururlar ve Dünyada üretilen silahların yüzde 55’ni satın alırlar. Satın aldıkları bu silahlarla da birbirlerini öldürüp; ortak düşmanları İsrail’e karşı sadece beddua ile savaşırlar. Sizin yatacak yeriniz küllümen yok ey Araplar!

YATACAK YERİ ÇOK:

MARAŞ NARKOTİK POLİSİNİN

ARACINDA görevi başındayken yol kenarında hareketsiz yatan köpeğin kalp atışlarını kontrol edip, kalp masajı yaparak ilk müdahalesini yaptıktan sonra araçla hemen veterinere götürerek, hayat kurtarıp bir insanlık dersi veren Narkotik Polisi Kürşad Yılmaz’ın…