1900 den günümüze Amerika'yla “Dünya ne yaşıyor”


1900’lü yılların başında Amerika denen ülkede çok teknolojik, ekonomik ve sosyal gelişmeler oldu. 2. Dünya Savaşı yıllarına gelindiğinde dünyadaki her şeyin en modern olanı Amerikan olanı idi. Otomobil, silah, bilim, sanat, spor, yaşam.

“Amerika Atom Bombasıyla Dünyaya Krallığını İlan Etti”

Atom bombasının da yardımıyla Amerika dünyaya krallığını ilan etti. Krallığın kabul edilmesi ile Dolar Altın’dan sonra tarihte tüm dünyada geçerli ikinci para birimi oldu. Buraya kadar bir sorun yoktu. Efsane bir sistem kurulmuştu. Herkes memnundu. Lakin sistemin sürmesi için. Sürekli daha fazla para gerekiyordu! Neden gerekiyordu ?(Bu biraz derin konu). Doların başlangıçta dünyayı ikna etmek için altına dayalı olarak tesis edilmiş yapısı sisteme yetmez oldu. Zira altın sınırlı bir varlıktı. Doların altınla bağı koparıldı. İşte bu sonun başlangıcıydı.

“Dolar dünyada alım gücü olan canavar oldu”

Dolar o saatten sonra maliyeti sıfır olan ama tüm dünyada alım gücü olan canavar bir silah oldu. 2000 yılına kadar üretimle, adaletle arası günden güne açıldı. Dünyanın üretimi, emeği, Amerika’ya aktı aktı. Tüm dünya Amerika'nın veya doların ülkeler üstü sahiplerinin kölesi oldu. Şu an günümüzde bu paranın çoğunu elinde tutan ve tüm dünyayı borçlandıran çok küçük bir zümre var. Amerika diye büyük ve hoyrat yaşamaya, lüks yaşamaya alışmış bir ülke ve neredeyse köle haline gelmiş matbaada basılan doları almak için gece gündüz çalışan dünyanın geri kalanı var. Öyle para basıldı öyle borçla çalışıldı ki. Şu an dünyada üretilmiş her maddeyi 5! kere satsanız dünyadaki borcu ödemiyor. Tabii ki varlığın çoğunu elinde tutan o üst akıl. Bu sistemin sürekli dönmeyeceğini biliyordu. Bu sebeple daha lüks yaşayan hoyrat partneri yerine, köle gibi çalışan ve ülke devlet yapısı kontrole çok daha müsait olan Çin’i yeni partner olarak seçti. Bu kayma 2000 yılına kadar dünyada her konuda (teknoloji, silah, tarım, tekstil, nükleer, petrol, pamuk, spor, sanat kültür) açık farkla birinci olan Amerika’nın sadece 20 yılda çoğu alanda güç kaybetmesi ile net bir şekilde ölçülebiliyor.

“Amerikan Rüyasının Bitiş Yakın”

Hazine'den 'altın' kararı! Hazine'den 'altın' kararı!

2008 krizinden sonra ki bu krize çoğu analist Amerikan rüyasının bitiş tarihi diyor. Bu eksen kayması iyice makro parametrelere yansıdı. Ve Amerika artık üretimden ve gerçeklikten kopmuş şekilde, bastığı para ile dünyayı sömürmek zorunda kalan güçlü orduya ve çok masrafa sahip bir ülke olarak ortada kaldı. Amerika ekildiğini anlayınca bu güne kadar edindiği kurum ve tecrübelerle Donald John Trump liderliğinde savaşmaya karar verdi. Şu veya bu şekilde kendimizi 3. Dünya savaşının içinde bulduk.

Taraflar: 1-Trump liderliğinde var olan düzenin sürmeyeceğini kendisi de bilen, ama yenidünya düzeninde de ezilip yok olmak istemeyen şu an dünyanın en büyük ordu ve silah imkânlarına sahip. Ama üretim rekabet gücünü görece kaybetmiş ülke.

2-Amerika’yı yıllarca çalıştırıp ortada bırakan, yeni partneri Çin’e çoğu geçişini tamamlamış. Dünyanın yeni düzenini bence koronanın en çok etkilediği! 6-7 ülke ile önceden görüşmüş varlık elitleri.

3-Dünyanın eski ve yeni, bölgesel, tarihsel, üretimsel, stratejik anlamda sözü geçen ulus devletleri liderliğinde dünyanın geri kalanı.

“Dünya Savaşa Girecek”

Dünya büyük bir savaşa girecek, belki anlaşıp çok savaşmayacak. Ama sonuçta şu 3 senaryodan biri olacak.

1-Amerika bambaşka bir silah veya güçle dünyayı yok etme aşamasına getirip, kurallarını dayatarak dünyanın geri kalanını emeklerini karşılıksız basılan bir kâğıt parçasına satmaya devam etmeye mecbur bırakacak. Ki bu durumda var olan düzen bir mafya ve terör düzeni olarak devam eder. Lakin kölelik, zulüm ve adaletsizlik artacağı için bir zaman sonra tekrar çökecektir.

2- Amerika ve dolar çöker. Para elitlerinin önde gelen ulus devletler (İngiltere, Çin, Almanya, Fransa, Rusya, İtalya, İspanya, Türkiye, İran) ile anlaşarak. Yine kendilerinin kurduğu, dolar benzeri sınırsız bir para basarak. Fakat çok kutuplu bir dünyada, biraz daha adil paylaşım ve üretim karşılığı dengelenerek sınırlanmış bir para miktarı ile var olan düzene daha yakın bir sistemde anlaşarak dünyayı yönetmesi. Ki benim beklentim bu dur.

3-Yine Amerika’nın çökmesi ve dünyanın çok kutuplu bir yönetim sisteminde anlaşamaması üzerine tarihte mal takasından bir sonraki sistem olan kıymetli madenler esasına dayalı bir sistem. Bu sistem bir nevi fabrika ayarları gibi bir sistem olduğu için çözüm olmayan ortamlarda dünya otomatikman buraya dönüyor. Tabii burada kredi ve borç sistemi yok olacağı için iş hacmi ve büyümeler çok gerilere düşmek zorunda kalacaktır. Bu noktada benim öngörmediğim bir “diğer” seçeceğini eklemeden. Bu Amerika nasıl batar diyen dostlarıma, birçok alanda dünyada yüz yıldaki üretim değişikliklerini gösteren grafikleri incelemelerini öneririm.

1900-2020 arası dünyadaki hayret verici değişimi göreceklerdir. Sonuçta herkese borç üreten, bunu çevirmek için sınırsız para basan. Bu bastığı para ile dünyanın emeğini bedava transfer eden, silah ve kaba kuvvet üreterek liderliğini sürdürmek isteyen bir ülkenin Ömrümün sonsuz olması da çok mantıklı değil. Görelim Mevla Neyleyecek.

Saygılarımla.

Editör: TE Bilişim