TESADÜF bu ya!

Cep telefonuma, Kahramanmaraşspor Kulüp Başkanı Fatih Mehmet Ceyhan’ın istifa haberi geldiğinde radyoda da bestekâr Behlül Pektaş’ın, o hüzünlü şarkısı çalıyordu.

Ben hep yenilmeye mahkum muyum?

Ben hep ezilmeye mecbur muyum?

İtirazım var bu yalan dolana

Benim şu dertlere ne borcum var ki

Tuttu yakamı bırakmıyor

Benim mutlulukla ne zorum var ki

Bana cehennemi aratmıyor

Sanırsınız kişi için değil de bütünüyle Kahramanmaraş için bestelemiş bestekâr Behlül bu şarkıyı…

Şarkıdaki asıl soru şu; “Biz Kahramanmaraş olarak hep yenilmeye mahkum muyuz?”

Biz, bizden olanı sevmiyoruz, sevemiyoruz, hatta kusura bakın biraz daha ileriye gideceğim; biz, bizden bir adım önde olanı kıskanıyoruz kardeşim.

İstemiyoruz başarısını…

El bize daha tatlı geliyor.

Behlül’ün şarkıdaki sözü gibi; “bizim şu dertlere ne borcumuz var ki?”

Velhasıl, Maraş olarak bize düşmana gerek yok, biz bize yeteriz!

NEFRET ETTİRDİLER ADAMI

ASLINDA biz sadece bu konuda değil özellikle siyasette de böyleyiz.

Hiç kamuoyu önüne çıkmayan, etliye sütlüye karışmayan, rutine devam eden seçilmişler, adeta çok daha makbul bu memlekette.

İş yapan, icraat yapan, eski köye yeni adetler getiren olursa da fermanını yazarız; “Kellesi kesile…”

Anadolu Lisesi yıllarından bu yana iyi tanırım Fatih Mehmet Ceyhan’ı…

İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, uluslararası ilişkilerden derece ile mezun…

Anadili dışında dört dil biliyor. İşletme doktorası, Gazi Üniversitesindeki yüksek lisans vs vs…

20 yaşında Amerika, 24 yaşında İngiltere, 29 yaşında İsviçre’de eğitimlerdeydi…

Maraş’tan dünyaya değil, dünyadan Maraş’a bakan bir genç bilge…

Dünyanın dört bir yanını gezip, memleketi için yapılabilecek projeleri yerel yöneticilere sunan bir memleket aşığı…

KİTAP BÖYLE YAZILIR

7 yıldır gecesini gündüzüne katıp Kahramanmaraşspor için mücadele verdi.

Ailesinden, çocuklarından, anasından babasından kıstığı zamanı bu memleketin bir adım daha öne gitmesi için çaba sarfetti.

Bunların hepsinden önemlisi de Ceyhan, adamlığın, adam olmanın kitabını yazmış bir yiğit delikanlı…

Şuraya geleceğim; İşte biz böyle, standartların çok üstünde bir insanı 7 yılda canından bezdirdik.

Ne diyeyim, helâl olsun (!) sana memleketim Maraş…

YATACAK YERİ YOK

BÖYLE ZENGİNİN

ADINA spor diyerek, ekonomik zenginliğinin egosu ile doğadaki canlıları vurup öldürerek vahşetini ortaya döken koca koca şirketlerin sahibi ile buna göz yuman, tepkisiz kalanların…

YATACAK YERİ ÇOK

BU ÇOCUĞUN

İNSANLIK namına bütün değerlerin ucuzladığı şu ortamda sokakta bulduğu 20 bin lirayı karakola götürerek sahibine teslim eden 16 yaşındaki Mehmet Ateş isimli öğrencinin…