AKÜ Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Tiryakioğlu, yürütücülüğünü yaptığı TÜBİTAK 1002-c projesi desteğiyle, Cumhuriyet Üniversitesi, Aksaray Üniversitesi ve Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi'ndeki akademisyenlerle deprem bölgesinde 10 gün boyunca yer kabuğu ve fay hattı üzerindeki değişimleri inceledi, cihazlarla GPS ölçümleri yaptı. Akademisyenlerin bölgedeki depremden etkilenen bütün illerden aldığı 40 farklı noktanın önceki ve yeni ölçüm verileriyle raporlama süreci devam ediyor. "Faydan uzaklaştıkça deformasyon miktarlarının azaldığını gözlemledik" Tiryakioğlu, AA muhabirine, deprem bölgesindeki deformasyonların farklı çalışmalarda hep bir hat boyunca gösterildiğini ancak GPS ölçümlerinde bunların farklı alanlar üzerinde de gözlemlendiğini söyledi. Ölçümlerin fay üzerinde ve farklı noktalarda yapıldığına değinen Tiryakioğlu, şöyle konuştu: "Depremin etki alanının sadece binalarla tahribat olarak değil, yer kabuğundaki değişimleriyle de inceleyebiliyoruz. İlk izlenim olarak da 4,5 metreye kadar olan atımlar, Türkiye'deki sabit GPS istasyonlarında hesaplanmıştı. Bizim bölgede yaptığımız çalışmalarda ise kendi noktalarımızda Kahramanmaraş'ta 3,5 metrelik atımları hesapladık. Bunlar sol yana atımlı faylar olduğu için karşı noktalarda benzer deformasyonları gördük. Bununla beraber faydan uzaklaştıkça deformasyon miktarlarının azaldığını gözlemledik. Adana'ya doğru geldiğimizde bunlar 5 santimetre gibi minimal seviyede geldi. Hatay tarafında yine 1,5 ila 2 metre arasında yüzeylerde bozulmalar vardı. Buradaki en önemli bulgulardan bir tanesi, farklı noktalarda bu yüzey bozulmalarını aynı şekilde izleyebildik. Aslında bölgede homojen bir deformasyon yok. Fayın farklı noktalarında farklı boyutlarda tahribat var." "Fayın kırılma mekanizmasını modelleyeceğiz" Bu verilerle elde edecekleri modellemelerle de depremlerin etki alanı parametrelerini ortaya çıkaracaklarını anlatan Tiryakioğlu, "Bu yönde çalışmalarımızı tek bir disiplin altında yürütmüyoruz. Yer bilimleri platformundaki sonuçlar, Harita, Jeoloji ve Jeofizik Mühendisliğinin birlikte yorumlanmasıyla ortaya çıkacak." dedi. Tiryakioğlu, deprem bölgesindeki bazı 30 metrelik büyük çaplı yüzey bozulmalarının lokal olduğunu belirterek kendilerinin ise fay hareketine göre yorum yaptığını dile getirdi. Bilimin ışığında elde edilen verilerle "Ne zaman deprem olacak?" yerine Türkiye'nin yapı stoku üzerine yönelmek gerektiğine dikkati çeken Tiryakioğlu, "Rapor çerçevesinde Doğu Anadolu Fay Hattı'ndan elde ettiğimiz sismolojik, jeolojik ve jeodezik verilerle 'yarı elastik uzay modelleme yöntemleri' kullanarak fayın kırılma mekanizmasını modelleyeceğiz. Bu biraz zaman alacak. Çünkü, bölgede depremler devam ediyor." ifadesini kullandı.