Diplomatik görüşmeler sahnenin önünde verilen sahte pozlardır. O sahne gelmeden evvel kimin elinde muhatabına karşı ne kadar koz varsa heybesine doldurur görüşmeye öyle çıkar. Eliniz zayıfsa sesiniz zayıf çıkar. Heybeniz doluysa dik durur dik konuşursunuz. 

ABD ile 65 yıllık bir maceranın sonuna gelmiş gibiyiz. Her ayrılık mutlaka büyük sarsıntı yaratır. Bu da öyle olacaktır. Şu ana kadar yapılan her şey 18 maddelik anayasa değişikliği, terörü gündemden çıkarıp dış gündeme odaklanma arzusu, MHP nin iktidara sunduğu koşulsuz destek, kritik günler gelmeden evvel gardını alma çabasıydı. Ardından Hindistan Çin ve Rusya ziyaretleri de arkayı sağlama alma girişimiydi. 

Finali oynamaya ABD ye gittik. Dönüşte asıl maçlar başlayacak. 

Şimdi burada kimin elinde hangi kozlar var bakalım.

ABD’NİN KOZLARI

1952 de NATO’ya dahil olduğumuz günden beri neredeyse tam bağımlı yaşadığımız ABD nin Ülkemizin içinde operasyon yapacak bir hayli aparatı var. Sermaye ve basın üzerindeki hakimiyetleri sayesinde algı operasyonları yapmaya, kaos ve kargaşa üretmeye müsait bir zemini ellerinde tutuyorlar. Buna Fetö gibi her kılıkta bir kanser virüsü gibi karşımıza çıkan ve hala devletin kılcal damarlarında dolaşıp sızdığı devlet organlarına da ağır hasar veren bir yapı onların kontrolünde. Bu yapının emniyet ve yargı ayağı Fetö operasyonlarını rayından çıkarıp bir yandan güçlüler çıkıyor zayıflar kalıyor yaygarasını kopartırken diğer yandan bu söylediği şeyleri bizzat kendisi yapıyor. Bu operasyon büyük oranda hedefine ulaşmış toplumun önemli bir kesiminde yargıya haliyle iktidara güven zedelenmiştir. Yine bu yapı eliyle çocuğunu dershaneye gönderen, gazetesine abone olan, bankasına para yatıranlara terörist muamelesi yapılırken diğer yandan şebekenin has elemanları arka kapıdan kaçırılmıştır. İşin en hazin tarafı ise bu olayda iktidar tarafında gözükenlerin büyük çoğunluğunun aslında safını net belirlememiş olmasıdır. Siyaset ve bürokrasi Erdoğan’ın gücü ve karizması karşısında biat etmiş gibi görünse de uygun kanallardan karşı tarafa mavi boncuklar dağıtıp şartların değişme ihtimaline karşı hazırlık yapmışlardır. 

Suriyeliler meselesi halkın en az yüzde 80’inin rahatsız olduğu bir konudur ve belli ki bu yara çeşitli provokasyonlarla kaşınacaktır.

PYD YPG üzerinden Suriye’de ağır silahlara malik nizami ordular kurulurken burada başlayacak bir çatışmanın Türkiye’nin iç dengelerini de sarsması için gereken planlama aylar öncesinden yapıldı. Tıpkı 2014 Kobani olayları gibi Suriye’deki ateşi ülke içine taşımak için çaba harcayacaklar.

Bürokrasideki devşirilmiş insanlar vatandaşın devlet ile olan işlerinde sürekli maraz çıkarmakta ve milleti iktidara karşı soğutmaktadır. Bunlara özellikle haksız bir şekilde fetö dosyalarına eklenen mazlumlar aileleri ve çevresi de eklendiğinde huzursuz ve mutsuz geniş bir kitlenin varlığı kendiliğinden ortaya çıkar. 

Ordunun Fetöcü kanadı NATO destekli bir darbeye canı gönülden destek verir ve uyuyan hücreler harekete geçebilir. Bunları atsanız yerine adam bulamazsınız çünkü savaş kapıda görünüyor. 

Suriye cephesinden dikkatimizi dağıtmak için Yunanistan’ı da üstümüze salabilir.

Deaş PKK DHKP-C gibi ipini elinde tuttuğu örgütleri üstümüze salabilir.

Michael Rubin’ in Erdoğan ABD’den dönebilecek mi lafı CIA nın geziden daha büyük olaylar geliyor haberi Reisin ABD dönüşü için hazırlanan senaryolar hakkında fikir veriyor. 

1952 den beri içimizdeki gladyonun beyaz kuvvetleri, cemaat veya STK uzantıları aldıkları emirler doğrultusunda harekete geçecektir. Devlette Etö veya Fetö üzerinden kontrol edilen müstemleke memuru yekunu devlet içinde yarıya yakındır.

TÜRKİYE’NİN KOZLARI

Doğu bloku ile kısmen anlaştık ama Rusya bize hiç güven vermedi. Bu anlamda bu destekten ziyade kendi gücümüzü nazara almak zorundayız.

Kendi silahlarımızı üretiyoruz ve satıyoruz. Silah ihraç eden ülke sıralamasında 9. sıradayız. Emanet silahla savaşmıyoruz.
Ordu içindeki arızalı unsurlar epeyce ayıklandı. Terör örgütlerine önemli hasar verildi.

Milliyetçi bir ittifak sağlandı. AK Parti ve MHP nin oluşturduğu sinerjiye mütedeyyin Kürtler de dahil oldu ki sosyal güç bakımından önemli bir gelişmedir. 

Lider belirleyici bir unsurdur ve bu konuda Türkiye tarihinin en talihli günlerini yaşamaktadır.

Kamuoyu eskisi gibi değil. Daha bilinçli. Kaos tuzakları ellerinde patlayacaktır.

UNUTMAYIN!

2013 te Reis ABD ye gitmiş, bizden Suriye ye girmemiz İran ambargosuna uymamız PYD yi tanımamız istenmişti.
Reis de resti çekmiş gelmişti.

15 gün sonra gezi olayları, 6 ay sonra 17 .25 Aralık, 8 ay sonra Mit Tırları, ardından Kobani ve 6.7.8 Ekim olayları zuhur etmişti.

Zorlu bir sürece hazır olmak ve içerde sağlam durmak lazım.

ABD de REİS TUTUKLANACAK DEDİLER.

Türkiye batının ve ABD nin yörüngesinden çıktığı, Rusya Çin tarafına kaydığı için eski patron ABD tarafından azarlanacak diye bekleyenler vardı.

Orada Erdoğan ın kulağı çekilir hatta tehdit edilir ve yola getirilir umudu taşıyorlardı.

FETÖye ve YPG ye ilişme talimatı verilir diye bekliyorlardı. 

Hatta bir adım ileri gidip orada tutuklanacak diyenler vardı. 

Bunları oradaki ve buradaki gazeteler yazdı.

Hepsi de ters köşe oldu. 

Umdukları hiç bir şey olmadı

 

Maraş Pusula Haber - maraspusula.com / Yazar, Şevki Karabekiroğlu