Bu coğrafya zengin tarihî, kültürü ve mimarisi, güçlü doğasının yanı sıra gastronomi turizmi ile aslında çevresindeki iller arasında rahatlıkla başa oynayabilir. “Gerçeği, insanların ölçüleri ile değil; insanları, gerçeğin ölçüsü ile tanı” Hazreti Ali Çünkü gerçekleri, çoğu zaman fark edemeyebiliyoruz ya da bazen gerçekler manipülasyona uğrayabiliyor. Kahramanmaraş gerçekleri ile yüzleşelim o zaman. Kahramanmaraş son yirmi yılda farklı zamanlarda gittiğim, açıkçası son bir iki yıla kadar da çok etkilendiğim bir şehir değildi; ancak son beş ayda iki defa gittim ve birkaç gün de misafir oldum, bazı tespitlerim oldu. Adana, Gaziantep, Kayseri, Malatya gibi farklı alanlarda oldukça iddialı komşular şehrin açıkçası biraz da gölgede kalmasına sebep olmuş. Eski Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Balduk ile başlayan, Serdar Zabun ve Şahin Balcıoğlu ile devam eden Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlarının çabaları dışında son beş on yıl içinde görünürde yok, başka bir çaba da olmamış. Bu tespitlerimin amacı Kahramanmaraş’ın turizm ve bilhassa gastronomi alanında çok daha iyi bir yerde olması gerçeğine işaret etmek. MUTFAĞINA GÜVENİYOR Sosyo-kültürel ve ekonomik veriler Kahramanmaraş’ın komşu il ve ilçeleri bazında kültürel açıdan benzerlik içinde olduğunu gösteriyor. Ancak konu gastronomi olduğunda hatırlatmakta fayda var. Şehir markalaşmalarında şehirlerarasındaki rekabet mücadelelerinde başarı sürüden ayrılmakla başlıyor. Örnekler Gaziantep (Gastronomi), Kayseri (Sanayi), Malatya (Tarım) alanlarında ön plandalar. Tabii bazı şehirler birkaç farklı gücü bir arada bulunduruyorlar. Kahramanmaraş mevcut Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şahin Balcıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Nazlı Ceylan Balduk Kurtul Kahramanmaraş’ın farklı yönlerini gösterme ve artık şehri ülkemizde ve dünyada bilinir hâle getirme çabası içindeler. Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ile tesadüfen tanıştık. Gastronomi ve turizme gösterdiği ilgi ile çok şaşırttı. Açıkçası bütün bu gelişmeler yaşanırken şehrin sahibi Büyükşehir Belediye Başkanı’nı gözler daha çok görmek istiyor. Elbette kendisini şahsen görmekten bahsetmiyorum. Gastronomi ve turizm yatırımları alanında görmekten bahsediyorum. Kahramanmaraş zengin tarihi, kültürü ve mimarisinin yanı sıra güçlü tabiatı ile aslında çevresindeki iller arasında rahatlıkla başa oynayabilir. Evliya Çelebi bu şehre “Şehr-i azim” yani “Azimli İnsanların Şehri“ demiş. İşte bir azim örneği hepimizin bildiği Maraş dondurması, Mehmet Kambur ile dünya liglerinde oynuyor ve eğitime dönük bazı yeni projeleri heyecanlandırıyor. Peki, Kahramanmaraş dünyaca kabul gören eşsiz flora ve faunası ile sadece dondurma ile sınırlı mı kalmalı? Pul biber, sumak ve tarhana gibi dünyada ses getirecek ürünlere sahip şehir gastronomi alanında nasıl bir iddia ortaya koyamaz. Ya da hayran kaldığımız Başkonuş Yaylası, Kanlıböğet gibi tabiat harikalarını bireysel çabalar dışında neden büyük bir turizm malzemesi olarak kullanmaz, merak ederim. Başkonuş Yaylası’nda Serdar Erdoğanyılmaz, eşi Süreyya Hanım, oğlu Serhan ve gelini Aslı ile Türkiye’de örnek gösterilecek muhteşem bir projeyi hayata geçirmişler ve takdire şayan çabaları sürüyor. Haşıroğlu Tarhana sıra dışı ürünler ile fark oluşturuyor. Ama bilinmesi lazım ki, Kahramanmaraş bir elin parmakları kadar yatırımcı ya da müteşebbisten çok daha fazlasını hak ediyor. Ve unutmadan, bir iki memleket sevdalısını anmadan yazımı bitiremem. Remzi Ulaş (Menekşe Paça), bizim için Kahramanmaraş’ta özel bir yeri var. Dilek Aytemiz, büyük bir fedakârlık ile bıkmadan her fırsatta şehrini anlatıyor. Sevgili Nazlı Ceylan Balduk Kurtul, gerçeğin ölçüsü içinde sana çok teşekkür ederim. Kahramanmaraş artık benim için bir gastronomi şehridir. Her şehirde bir Nazlı Ceylan Balduk Kurtul yüreği ve azmi lazım.