Dr. Emrah Çinik, “Terleme ile vücuttaki fazla su dışarı atılmakta vücut kendini temizlemektedir. Sıcak havalarda, spor yaparken, merdiven çıkarken veya çok fazla giyindiğimiz zaman terlemek oldukça normal bir durumdur. Ancak toplumun bir kısmında terleme çok ileri boyutlara ulaşabilmektedir. Bu durum kişinin sosyal hayatını bile etkileyecek boyutlara ulaşabilmektedir. Vücudun kendini soğutmak için günde 4-5 defa terlemesi normal kabul edilmektedir. Ancak fazlası insanı huzursuz eden ve kısıtlayan bir duruma dönüşmektedir” dedi. Vücudun fizyolojik terleme ihtiyacı dışında gelişen aşırı terleme durumunun hiperhidroz olarak adlandırılmakta olduğunu ifade eden Dr. Çinik, “Toplumun çok küçük bir oranı bu durumdan muzdariptir. Ancak aşırı terlemenin de tedavisi mümkündür. Hiperhidroz sorununda en çok görülen terleme bölgesel terlemedir. El, yüz, ayak ve koltuk altında gerçekleşen terleme genellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde başlamaktadır. Bu terleme türü yaşam boyu aralıklarla veya sürekli olarak görülebilmektedir. Aynı zamanda sinirlenme, kaygı ve heyecan gibi durumlarda terleme artar” diye konuştu. Terleme tedavisinde birden fazla yöntemin kullanılabildiğini kaydeden Dr. Çinik, “Bunlardan ilki ilaç tedavisidir. Özellikle koltuk altı terlemelerinde ilk olarak ilaç tedavisi akla gelmektedir. İlaç tedavilerinde amaç sıkıştırma etkisi ile ter kanallarının ağzını kapamak ve ter atımını engellemektedir. Bir diğer tedavi yöntemi ise iyonoforez yöntemidir. Bu yöntemle elektrik akımı verilerek elektrik akımının oluşturduğu iyonların ter kanallarını kapatması sağlanır. Seanslarla uygulanan bu tedavi yönteminde her seans yaklaşık 30 dakika sürmektedir. Bir diğer ve en son düşünülen tedavi yöntemi ise cerrahi yöntemdir. Cerrahi yöntem ile terlemeye neden olan sinirler kesilerek çıkarılır. Kalıcı ve geri dönüşü olmayan bu cerrahi tedavi işlemi son olarak düşünülmektedir. Diğer tedavilerde sonuç alınmamışsa cerrahi işlem düşünülebilir” açıklamalarında bulundu.