Suriye’nin Afrin Bölgesinde sürdürülen Harekât, 24’üncü gününde hız kesmeden devam ediyor. Yüce Allahtan Ordumuza başarılar diliyorum. İnsanlık adına sürdürülen bu Savaş herkese örnek olur İnşallah. Çünkü bir işgal niyetiyle değil, bizi yakından ilgilendiren bölgeye huzur ve sükûn getirmektir. Batının İsrail lehine ahlaksızca teröristlere destek vererek,   bitirmemek niyetinde oldukları aşikâr. Avengelist Hıristiyanlar, Siyonistlerin Büyük İsrail Devletini kuruncaya kadar (Nil’den Fırat nehrine kadar bütün İslam Devletleri fetih edilinceye kadar)  yardımları devam edecektir. Bütün oyunlar bu doğrultuda geriye adım atmadan devam edeceği görünmektedir.

ABD’nin Eğitim ve Lojistik yardımı Başta İncirlik Üssü olmak üzere, diğer Üstler ve Ülkelerin de teröristlere desteği devam ediyor. Çare olarak bu üstlerin yetkilerinin azalttırarak görevlerine son verilmelidir. Türkiye olarak İnsanlık görevimizi, maksat hâsıl oluncaya kadar devam edileceği inancındayım. Bu kararlılığı Elhamdülillah görüyorum. Şer odakları (Haçlı sürüleri) olarak nitelendirdiğimiz bu güruhun yaptıkları yeni değil, İslam’ın var olduğu günden bu güne değin faaliyetlerini acımasızca sürdürmeye devam edeceklerdir.

Hala batıdan ve AB’den medet ummaya devam ediyoruz. “Pekmezden sirke olur ama sirkeden pekmez olmaz.” Bu böyle biline. Yarın geç olmadan yönümüzü ve yöntemimizi buna göre belirlemek mecburiyetindeyiz. Türkiye Afrin’e girdi, girmekle de çok isabetli karar verdi. Her tarafa yuvalanmış ve yuvalanmasına da azami destek verilmeye devam eden şer odaklarını uyandırmadan, Fırat Kalkan Harekâtına müteakiben sıcağı sıcağına gerekli desteğin önüne geçmek üzere Afrin’e girilse idi daha isabetli olur kanısındayım.

Geçmişlere dayanan Ortadoğu, Akdeniz, Türk Yunan Kıbrıs, Ege ve Batı Trakya geçmişlere dayanan sorunlardır.3 Ordu Komutanlığı bu sorunlara karşı kuruldu. Askerin kıta yükü % 100 olarak teçhizatlandırılmış idi. Geçmiş geçmişte kaldı. Bunlardan ders alınarak Ortadoğu ve bütün, İslam Devletleri birlikte hareket etmek zorundadırlar. Rahmetli Erbakan bu tehlikeyi görerek D-8 İslam Birliğini kurmuştu.Şimdi buna ne kdar ihtiyacımız olduğu gün gibi aşikar.

Ordumuz, görünürlerde olan PKK, PYD, YPG, DEAŞ gibi şer odakları ve bunların arkalarında olan ABD’ye karşı savaşıyor. Şer gibi görünen bu hadise, bütün İslam Devletlerinin acilen birlikte bir araya gelmesine vesile olur. Halen vazgeçemediğimiz ABD, Brookings Enstitünce hazırlanan raporda, “Suriye’nin sıcak lokma haline getirilmesi, kantonlara ayrılmasını öngörmektedir.”Konfedaral bir Suriye’nin oluşturulacak özerk bölgelerde, seçilmiş insanların eğitilerek, bu günlerde olduğu gibi araya nifak sokarak, birbirleri ile savaşmaları ve yok olmaları içindir. Kolay lokma haline getirilip İsrail’e yem olması sağlanacaktır. Bütün oyunlar Büyük İsrail devleti üzerine oynanmaktadır. Siyonistler büyük İsrail devletinin kurulması için İnandıkları tanrıya güvenmiyorlar, uzun senelerin alacağına inanıyorlar. Bunun için Tanrının elini çabuklaştırıyorlar, yani yardım ediyorlar. Siyonist Hıristiyanlarda kendi inandıkları Mehdinin gelmesi için büyük İsrail devletinin kurulması şartına inanıyorlar. İşte bütün oyunlar bunun üzerine oynanıyor.

600 yıl beraber yaşadığımız Ortadoğu’nun bu durumuna kayıtsız kalmamız mümkün değildir. Stratejik durumlarını bildikleri için, Deaş’ın değişik operasyonlarla meydana getirilen Peşmerge, PKK, PYD, DEAŞ güçleri Kürt nüfusunun yaşadığı Kerkük, Tel ebyad, Kobani ve Afrin gibi bölgeleri kontrollerine tutmak istemektedirler, bundan dolayı ABD, başta Türkiye ve İslam Devletlerine karşı Stratejik ortak ilan etmiş olup, bundan da geri adım atmamakta adeta direniyor. Dostumuzu düşmanımızı ayırt etmeliyiz.

  • Türkiye’de şapka kullanılmıyordu, yapıcısı da yok idi, fes vardı. İtalyanlar 2.El kirli şapkalarını bize satarak sanayilerini kurdular.
  • İngilizler ifsat amaçlı kadınlar için icat ettikleri edepsiz çorapları İngiliz kadınları 5 yıl

                giymediler ve sanayilerini kurdular.

  • Almanya ise ekmek değil ot bulamıyorlardı.1951 senesinde 2 Dünya Harbi barış

İmzalanarak sona erdi. Ama 30 Ekim 1961 yılında Almanya’ya 2500 işçi gönderdik.   daha ne kadar onlar gibi giyinip, onlar gibi inanacağız.

  • Umarım bu üç örnek önümüzü açmaya vesile olur.

Sonuç olarak İslam Coğrafyasında vuku bulan bu hadiselerde barışı hedef alan bir tutum ortaya konulmalıdır. Batı bu bölgenin Halkını kendi çıkarları için kavmiyetçilik, mezhepçilik vb. aşılayacaklar ve birbirlerine kırdıracaklar. İnancımızdaki kuralları her zaman çalışır,faal halde bulundurmalıyız.

Yüce Peygamberimiz(sav), Efendimiz sevindiriniz, nefret ettirmeyiniz, kolaylaştırınız zorlaştırmayınız, uyumlu olun ihtilaf etmeyin” uygun hareket etmeliyiz.

Zeytin Dalı Harekâtı sadece şer ittifakına ve onların iş birlikçilerine karşı yapılan bir harekettir. Sonuna kadar azim ve kararlılıkla devam etmesini, neticenin parçalanmadan, bölünmeden sonuca varacağına inanıyorum. Yüce Rabbim bu harekâtın Ülkemize, İslam Âlemine barış ve huzur getirmesini niyaz ediyorum. Şehitlerimize Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Vesselam…