ABD ve RUSya Helsinki Deklerasyonu

ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Putin aralarında yaptıkları gizli görüşmeler sonunda, basın önünde yapmış oldukları açıklamalarla tarihi zirvenin ne derece önem ahzettiklerini izah etmeye çalıştılar. Edinilen bilgilere göre AB, Almanya, İngiltere, İran ve Çin gibi güç merkezli ülkeler nezdinde “panik, endişe, öfke, hayal kırıklığı ve yeni arayışlar şeklinde ifade edilen sürecin hızlandıracağını ve hatta kızıştıracağı izlenimini vermektedir. Bu durum belirsizliğin daha da derinleşmesi ve genişlemesi olarak karşımıza çıkacağı izlenimini vermektedir. İnşallah bu durum denge arayışlarını hızlandıracağını ümit ediyorum.

Birinci Dünya Harbinde karşımıza çıkan ittifaklardan edindiğimiz bilgiye göre kaygan, realist politikalar olarak adlandırılan ittifaklaşma sürecinin dünyaya barış ve huzur getirmeyeceği ortadadır.

Trump’la başlayan ABD, Politikasını sağlam bir zemine oturtması gerekmektedir. Düne kadar tek başına küresel bir hegemon güç inşa etmek isteyen ABD, Helsinki’de bir kez daha kendisine ortak aradığını ortaya koymuştur. Bu seyreden bu süreç Bush zamanında belli hale geldiğini, Obama ile adlandırıldığını, Trump ile ise devam ettirildiği ortada görünmektedir. Bundan dolayı ABD’nin beş hedefi olduğu ortaya çıkmaktadır.

  1. ABD’ye karşı olan Blok’u kendi içerisinde bölüp parçalamak.
  2. Çin’i yalnızlaştırmak, Türkiye-Rusya-İran üçlüsünü kendi safına çekmek.
  3.  Müttefikleri üzerindeki azalan etkisini, karşıt blok üzerinden tesis etmek ve sağlamlaştırmak.
  4. Büyük İsrail Projesini (BiP) gerçekleştirmek.
  5. Yeni YALTA düzenini kurmak

Dolaysıyla ABD açısından Türkiye, Rusya ve İran önem arz etmektedir. Yalnız Türkiye’ye                                     

yanaşarak Rusya ile güçlendirme yönüne gitmesi Iranı pasivize etme durumu ortaya çıkmaktadır. Rusya; kırım, Doğu Ukrayna ile yükselişe geçtiği ortada. Dolaysıyla Rusya tehdidine karşı ABD’nin göz yumması, Trump’ın Helsinki zirvesinde Rusya’ya eleştiriler getirmemesi haklılığımızı ortaya koymaktadır.

Bu durumda Rusya, ABD açısından en ideal ortak. Vaktiyle Obama son döneminde Çin’e yapmış olduğu teklife red cevabı almış idi.  Dolaysıyla BİP’e destek vereceği, BİP nezdinde, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) yeni bir dönüm noktası anlamına gelecektir. Son dönemde Rusya ile İsrail’in gidip gelme trafiği bu durumu ortaya koymaktadır.

Bundan dolayı zirvenin iki mutlu devleti ortaya çıkmaktadır. Bu da Rusya ve İsrail’dir. ABD’nin amacı Büyük İsrail Devletini kurmaktır. Bunu İran ve Suriye’nin üzerinden emniyetinin sağlanmasına Rusya’yı da dâhil etmektedir.  Hedefe güçlü birliktelikle varılacağı inancındalar. Bütün oyunlar bunun üzerine oynanmaktadır. Yapılacak ciddi bir yanlış Türkiye ve İranında kaybedilmesine sebep olabilir.

Helsinki zirvesinden sonra, ABD-AB arasındaki ihtilafın derinleştiği ortadadır. Trump, Almanya ve AB’yi düşman, esir ve işgal altında ülke olarak tanımlamaktadır. Bu durumdan rahatsızlık duyan ülke İngiltere’dir. AB’den ayrılıp ABD’ye yanaşan İngiltere için ABD daha temkinli bir politika izleyeceği ortadadır. Avrupa cephesi Trump’a karşı tepkisini ortaya koymaktadır. Rusya’yı AB’ye yakınlaştırabilir. Bu aktörler arasında üç seçenek vardır.

  1. ABD ve Rusya arasında bir tercih yapmak
  2. Başka bir aktöre, yani Çin’e yönelmek.
  3. Aralarındaki husumetleri ortadan kaldırıp, kendi güç merkezlerini inşa etmek.

ABD ve Rusya aralarında uzlaşı arayışları, Türkiye üzerinden tercih baskısı azalacakmış gibi

görünse’de her iki liderde Ortadoğu’yu nasıl paylaşacakları bilinmemektedir.  Kapalı kapılar arasında ne konuştular bunu bilmiyoruz. Türkiye-Rusya-İran ilişkilerinde yeni bir dönem başlayabilir. Tarih tekerrürdür ve bize böyle söylüyor. Güçlü bir Türkiye’yi en kısa zamanda kavuşmak hayali ile! Vesselam…