7063 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun, tüketici yasasındaki bir ibareyi de ‘Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla’  değeri “iki bin” ibaresi “dört bin” “üç bin” ibaresi de “altı bin” şeklinde değiştirmiş oldu. 

Değişiklik içeren ibarenin iki yönü var, yani eklenen ibare iki farklı sonuç doğuracaktır: Birincisi başvuru sınırının iki katına çıkarılması, ikincisi, ‘Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla’ ibaresi eklenmek suretiyle icra takibi başlatmak için hakem heyetlerine başvuru zorunluluğunun ortadan kaldırılması.

Düzenlemenin Olumlu Tarafı

Düzenlemeyle, Hakem Heyetleri’ne başvuru sınırı iki katına çıkarıldı. Yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 29 Mayıs 2013 tarihi itibariyle 3 bin lira olan başvuru sınırı 6 bin liraya çıkarıldı.

Başvuru sınırı ile ilgili değişikliğin gerekçesi ‘başvuru üst sınırının güncel problemlere cevap vermemesi’ olarak açıklandı ki baktığımızda gerçekten de böyle bir ihtiyaç var gibi görünüyor. Cep telefonları günümüzde neredeyse her tüketici tarafından kullanılan bir ürün haline gelmiş durumda ve cep telefonlarının bazı marka/modellerin fiyatı 6 bin civarında. Bu telefonlardan birini kullanan tüketicilerin bir problem yaşaması halinde başvuru sınırını aştığı için bu problemi yargıya gitmeden çözebilmesinin imkânı bulunmuyordu.  İşte mezkûr düzenleme bu problemi böylelikle çözmüş oldu. 

Dolayısıyla düzenlemeyi bu haliyle olumlu olarak değerlendirmek mümkün.  

Asıl tehlike..!

Ancak iyi niyetli düşüncelerle Yasa’ya eklenen ibarenin diğer bir yönü var ki ileride telafisi imkânsız mağduriyetlere sebep olacağı çok açık. İşte bugün ki yazımda bu konuya dikkat çekmek istiyorum. 

İbarenin ikinci yönü,  kötü niyetli satıcıların haksız kazanç elde etmelerinin yolunu açan vahamette olduğunu söylemek abartı olmaz, gerçekten de bu ibare tüketicileri güç duruma düşürecek ciddi tehlikeler içermektedir

Şöyle ki; geçmişte yaşananlardan biliyoruz: GSM Operatörleri diğer operatörlere giden tüketicileri yıllar sonra bir-iki lira bakiye borcunuz kalmış diyerek icraya verebiliyordu. Tabi tüketicinin borcu faiz ve masraflarla birlikte onu sarsacak bir miktara çıkabiliyordu. Tüketicinin, gelinen bu noktada borcu olmadığını kanıtlama imkânı bulunmadığı gibi, kapatma talebiyle başvuruda bulunduğu anda GSM operatörünün neden tüm borcu tahsil etmediğini soracak bir merci de bulamıyordu. Bizler, tüketici örgütleri olarak bu tür icra takiplerinin yasadaki ‘değeri üç bin liranın altındaki uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvuru zorunludur’ hükmüne aykırı olduğunu savunuyorduk ve belli bir süre sonra yargı da bu savı yerinde bulmuş, benimsemiş ve içtihat haline getirmişti. Böyle olunca satıcılar, hakem heyetleri nezdinde haklı olduklarını kanıtlamadıkça icraya gidemiyorlardı. 

İşte yeni düzenleme satıcıların keyfiliğine ‘dur!’ diyen bu yorumu etkisiz hale getirilmekte, icraya gitmenin önündeki engel(!) ortadan kaldırılmaktadır.  Geldiğimiz bu aşamada tüketiciler yeniden büyük bir tehdit ile karşı karşıya bırakılmış olmaktadır; bir gün bakmışsınız kapınıza 9-10 yıl önce sonlandırmış olduğunuz bir sözleşme üzerinden borcunuz kaldığı iddiasıyla icra başlatılmış, 1-2 liralık kırıntı bakiyeye o günden bugüne faiz işletilmiş, işletilen faiz, anapara ve faiz toplamının kat kat fazlası icra ve avukatlık masrafıyla karşı karşıya kalmışsınız. 

‘Tehdit’ diyoruz çünkü geçmişte yaşananlar tehdidin boyutunu bize açıkça göstermektedir. Hakem heyeti de olsa yargı yoluna gitmeden doğrudan icraya gitmek, başta çok uluslu şirketler olmak üzere kötü niyetli satıcılar için önemli bir silahtı, bu silahla geçmişte iyi para kazanmışlardı, ancak bahse konu maddenin yorumu önlerine büyük bir engel olup çıkmıştı. Yeni düzenleme ile tüketiciyi koruyan bu ‘kalkan’ bir kenara atılmış oldu dolayısıyla tüketici mağduriyetlerinin yeniden yaşanacağını bir döneme girdiğimizi öngörebiliyoruz.

Tüketiciye önerimiz…

(Beylik bir söylem olacak ama düzenleme bu şekilde yürüdüğü sürece diyecek başkaca bir öneri bulamıyorum)

1 - Tüketicilerimiz bilinçli olmalı. Özellikle GSM operatörleri ile yaptıkları Sözleşmeyi sonlandırmak istiyorlarsa ya da başka bir operatöre geçmek istiyorlarsa eski operatörlerine olan borcu kapatmaları ve operatörden ‘borcu yoktur/kalmamıştır’ yazısı almalıdırlar.

2 - Sadece yazı almak yetmiyor, sözleşmeye bağlı işlemlerde zamanaşımı süresi olan 10(on) yıl olduğu için bu belge on yıl boyunca saklanmalıdır.

3 - İmkânı olan tüketicilerimiz e-devlet şifresi, mobil/elektronik imza sahip olmanın yollarını aramalıdır. Çünkü her tüketici İcra takibi de dahil olmak üzere kendisi hakkında yapılan tüm adli ve idari işlemleri https://www.turkiye.gov.tr/ sitesinden  takip edebilir. Örneğin haftada bir kez siteyi ziyaret ederek kendisi hakkında başlatılmış bir icra takibi var mı yok mu buna bakabilir ve asılsız bir icra takibi başlatılmışsa hemen itiraz ederek bu icra takibini durdurabilir. (Bilindiği gibi, ne kadar haksız olursa olsun süresi içinde itiraz edilmeyen icra işlemi kesinleşir.)

Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com / Yazar, Nesih Tanrıverdi