Tüketiciler gerek hizmet gerekse Mal alımlarında taksit talebinde bulunabilirler ve satıcı da bunu kabul ederse ödemelerini taksitler şeklinde yapabilirler. Bu takdirde sözleşme düzenlenmeli ve iş bu sözleşme yasada zorunlu olarak bulunması emredilen hususları içermeli, ayrıca düzenlenen senetler de her bir taksit için ayrı ayrı olmak üzere nama yazılı olarak düzenlenmelidir.

Yasaya aykırı hareket edilmesi halinde konu mahkemelere taşınabilir ve mahkemelerin özellikle yüksek yargının verdiği kararlar hem tüketicilerin hem de satıcıların hareketlerini dizayn etme kudretine sahip özel belge niteliği taşır.

Bir tüketicinin verdiği hukuk mücadelesini ve sonunda kazandığı zaferi esas alarak tüketicilerin bu tür satışlar nedeniyle düzenlenen senetlerin geçerlilik şartlarına bakalım.

Tüketici 16.2.2008 tarihinde (ön ödemeli) konut satın alıyor, sözleşme düzenleniyor, sözleşme kapsamında 61 adet senet veriliyor(2 adedi ödeniyor), sözleşmeye göre dairenin bitiş tarihi 30.4.2009, ancak konut bu tarihe yetiştirilemiyor.

Taksit ödemeleri de aksıyor ya da tüketici taksitlerin büyük bir kısmını ödemiyor, senetler üçüncü kişilere ciro ediliyor, tüketici de o dönem yürürlükte olan 4077 sayılı yasayı gerekçe göstererek bu ciro işleminin yasal olmadığını iddia ediyor.

Yerel Mahkeme, ‘sözleşme iptal edilmeden senetlerin geçersizliği ileri sürülemez!’ diyor

Konu tüketici mahkemesine kadar geliyor, mahkeme ‘sözleşme iptal edilmeden senetlerin geçersiz sayılamayacağı ve ayrıca tüketicinin Türk Medeni Kanunun 2. Maddesindeki “dürüst davranma ilkesi”ne aykırı davranamayacağı’nı gerekçe göstererek senetlerin geçerli olduğuna karar veriyor. Tüketici konuyu Yargıtay’a taşıyor, Yargıtay Mahkemenin kararını* tüketici lehine olmak üzere bozuyor.

Yargıtay kararına gelmeden önce yasal düzenlemeye şöyle bir bakalım.

Sözleşme düzenlendiği anda yürürlükte olan yasa, 4077 sayılı kanun. (Kaldı ki 6502 sayılı yeni yasada da(Madde:4/5) benzer hükümlere yer verilmektedir.) 4077 sayılı yasanın 6/A maddesi taksitli satışları ve bu tür satışlarda düzenlenecek senetlere bir çerçeve çizmektedir. Yasanın hükmü çok açık: “Taksitli satışlarda sözleşmeden ayrı olarak kıymetli evrak niteliğinde senet düzenlenecekse, bu senet her taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde ve sadece nama yazılı olarak düzenlenir, aksi halde kambiyo senedi geçersizdir.”

Bu hükme göre, nama yazılı olarak düzenlenmemişse senetlerin bir geçerliliği yoktur. Ancak dikkat edilirse kanun koyucu, yasa maddesine bu tür senetlerin geçersiz olduğuna açık olarak hüküm koyarken, bu senetlerin dayanağı sözleşmenin geçersiz olduğuna dair bir ibareye yer vermemiş. Zaten yer verilemez de, çünkü her sözleşme sonucunda senet düzenlenmez, düzenlenmesi de gerekmez. Zaten yasa maddesinde “…senet düzenlenecekse…” ibaresi de bunu teyit eder nitelikte; icap eden bazı hallerde senet düzenlenirken bazı durumlarda buna gerek duyulmayabilir.

Özetle, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, senetlerin geçersiz olması için sözleşmenin geçersiz hale gelmesini beklemeye gerek yok, sözleşme varlığını korumaya devam ederken senetler iptal edilebilir.

Yerel mahkeme, davacının sözleşmenin feshini talep etmeden senetlerin iptalini talep etmesinin TMK.nun 2.maddesinde düzenlenen ‘dürüst davranma ilkesi ’ne aykırı olduğunu ileri sürüyor ve tüketicinin talebini reddediyor. Yargıtay 13 Hukuk Dairesi yerel mahkemenin bu gerekçesini kabul etmiyor ve kararı bozuyor.

Yargıtay; sözleşme hayatiyetini korurken dahi senetlerin iptali mümkündür!

Yargıtay’ın gerekçesi yasanın hem lafzına hem de ruhuna uygun. 4077 sayılı yasanın ilgili maddesi emredici nitelikte olup hâkim tarafından resen nazara alınması gerekir. Diğer bir deyişle, tüketicinin yasaya aykırı da olsa her tür davranışından bağımsız olarak senetler sadece nama yazılı olarak düzenlenmemiş ise geçersizdir, dolayısıyla da bu senetlerin ciro yolu ile devri de geçersizdir. Ayrıca senetlerin iptali için sözleşmenin iptal edilmesine gerek yok, sözleşme hayatiyetini korurken senetler iptal edilebilir.

Senetler iptal edilse dahi tüketici konuta karşılık gelen borcu ödemekle yükümlüdür.

Hemen belirtmek gerekir ki, tüketicinin borcuna karşılık olmak üzere düzenlenen senetlerin geçerliliği kalmasa bile tüketicinin bu senetlerde yazılı miktardaki borçları devam edecektir. Senetlerin geçersiz olması ya da geçersiz hale gelmesi ile tüketicinin malı satın almak için ödemekle yükümlü olduğu borç ortadan kalkmaz. Tüketici sözleşmeden doğan borcunu ödemek zorundadır.

 

*Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Esas No:2010/9482; Karar No:2010/18351, K. Tarihi: 30.12.2010

 

Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com / Yazar, Nesih Tanrıverdi