Genç Osman Yeniçeri Ocağının çöktüğünü görünce kaldırmaya karar verdi ama iki hata yaptı. Bir..Kararını karısına söyledi. iki... Bu kararı yeniçeriler duyunca da "ben padişahım, kimse karışamaz" dedi. Ayaklanıp öldürdüler.

Bu olaydan sonra yaklaşık 200 sene bu ocağa ilişen olmadı.

Çürük çarık yenile yenile varlığını sürdürdü.

III. Selim çok dikkatli ve titiz davranıyordu. Ağzından çıkan söz yasa sayılan, halifeyi ruyi zemin olan padişah kendi ordusu karşısında çaresizdi. İşleri oluruna bırakırsa da devlet çökerdi.

O yüzden 19 yıllık saltanatında uzun ince bir yol izledi. Güç odakları ile karşı karşıya gelmemeye özen gösterdi. Çürümüş ve yozlaşmış sistemin temel elemanları olan ulema, umera ve ordu ile çatışmaya girmeden, uzlaşı dahilinde işleri yürütmeye çalıştı.

Bir padişahın bile reform yapma konusunda bu kadar zorlandığını, 18 yıl çalışıp çabaladığı halde sonuç alamadığını ve sonuçta hayatını kaybettiğini göz önünde tutarsak bugün Erdoğan’ın o günlerden kat be kat daha ağır şartlarda nasıl bir reform süreci yürüttüğünü daha iyi anlayabiliriz.

Peki II. Mahmut nasıl başardı?

II. Mahmut önce kendi gücünü ve iktidarını sağlama alacak adımlar attı. Eyaletlere valiler tayin edip onları merkeze bağladı. Sağlam adamlardan bir bürokrasi kurdu. Merkezi otoriteyi zaafa uğratacak paralel yapıları (ayanlar vs) tasfiye etti.

Ardından Yeniçeri ocağının sayısını azalttı. İçini boşalttı. Bu ocağın ortadan kaldırılması gerektiğine dair fikri altyapıyı her zeminde hazırladı.

Daha önce Alemdar’ın denediği ve Yeniçeri isyanı yüzünden başaramadığı Sekbanı Cedid ordusunu yerine Eşkinci Ocağı diye bir ordu kurdu.

Buna yeniçerilerin karşı çıkacağı ve isyan başlatacağı belliydi ama Padişah bunun tedbirini çoktan almıştı.

Çok geniş bir istişare halkası kurdu. Toplum üzerinde söz ve etki sahibi olan ulemadan, meşayihe kadar herkesi saraya topladı ve onlarla istişare etti.

Bu toplantılara Padişah tarafında yer alan yeniçeri ağası da katıldı.

Üzerinde uzlaşılan plan şu oldu. Yeniçeri ayaklandığı an Padişah Halife sıfatıyla cihad ilan edecek ve halkı Aksaray meydanında toplayacaktı. Başka birlikler de hazırdı. Kara Cehennem Ali Paşa’nın emrindeki topçu birlikleri de yerini almıştı.

Nihayet 1826 da Ekşinci Ocağını bahane ederek ayaklanan Yeniçeri ortalarına 14 Haziran günü hücum başladı. Binlercesi öldürüldü. Ocak kapandı.

Osmanlı şairleri olaylara ebcet hesabı ile gün düşerdi. Şair bu olayı şöyle anlatmış; “İndire kaldıra devrildi kazan, söndürdü ocağı.” (Kitap çalışmasından)

Maraş Pusula Haber - maraspusula.com / Yazar, Şevki Karabekiroğlu