Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Siirt 6. Olağan İl Kongresinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Siirt teşkilatının tüm mensuplarını, kurulduğu günden bugüne kadar partinin çatısı altında emek verenleri gayret ve fedakarlıklarından dolayı kutladı, vefat edenlere de Allah'tan rahmet niyaz etti.

Asırlardır bu toprakları aşkla, hikmetle, ilim ve irfanla yoğuran tüm gönül erlerini kemal-i edeple yad eden Erdoğan, "Peygamber Efendimizin meftunu olan Veysel Karani Hazretlerine, İsmail Fakirullah Hazretlerine, İbrahim Hakkı Hazretlerine bir kez daha Yüce Mevla'dan rahmet ve mağfiret diliyorum. Rabbim, bizleri o Hakk aşıklarının yolundan ayırmasın." diye konuştu.

"On binlerdeki heyecanı bugün çok farklı gördüm"

Siirt ziyaretiyle, bir ayrılığı vuslata dönüştürdüklerini ifade eden Erdoğan, "Bugün üç senedir yüreğimizi yakan hasrete artık bir son veriyoruz. Böylesine muhteşem bir atmosferde gönüllerimizi buluşturan Rabbime sonsuz hamd ediyorum." dedi.

Erdoğan, Siirt'i ve Siirtlileri çok özlediklerini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Anlaşılan sizler de bizleri özlediniz. Siirt'e ayak bastığımız andan itibaren bizi bağrına basan tüm hemşehrilerime kalbi şükranlarımı sunuyorum. Dışarıda on binlere hitap ettik ve bu on binlerdeki heyecanı bugün çok farklı gördüm, bu sevgi selini çok farklı gördüm, hepsine teşekkür ediyorum. Siirt'in eniştesi olmanın gururunu hep yaşadım, daima yüreğimde hissettim, bu aziz toprakların bir evladı olmaktan, özellikle Meclis'te Siirt'i temsil etmekten her zaman onur duydum, iftihar ettim. Bu yola milletvekili olarak başladık, başbakan olduk, cumhurbaşkanı olduk. İnşallah emrihak vaki olana kadar son nefesimizi verene kadar da bu gururu yaşayacağım. Ne zaman başımız dara düşse, ne zaman birileri önümüze engel çıkarsa, hamd olsun Siirt bize daima sahip çıktı."

Siirt'in dili ve kalbinin, Allah kelamıyla nurlanmış, piri fanilerin duasını ve niyazını her zaman üzerilerinde hissettiklerini aktaran Erdoğan, "Sizler, AK Parti'nin büyük ve güçlü Türkiye mücadelesine destek verdiniz, buradan yola çıktık. Hatırlayın, ilk oylamada Siirt'te yüzde 85 ile bu kardeşinizi parlamentoya gönderdiniz. Sizler en kritik dönemdeki dayanışmanızla, ülkemizin önünde yepyeni yollar, yepyeni kulvarlar açtınız." değerlendirmesinde bulundu.

"Şimdi önümüzde 2019 seçimleri var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasında Siirt'ten çok daha farklı bir sonuç beklediklerine işaret ederek, "Maalesef olmadı. Biz Siirt'in cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine, şöyle tarihe geçecek çok güçlü bir destek vermesini arzu ediyorduk. Her ne kadar Tillo, Şirvan, Pervari ve Baykan'da beklediğimiz neticeler çıksa da maalesef, il genelinde 'evet' oyları yüzde 48'de kaldı, o bizi üzdü." diye konuştu.

Özellikle Tillo ve Şirvan'ın yüzde 80'in üzerinde oy oranlarıyla Türkiye'de en çok "evet" oyu veren ilk 100 ilçe arasına girdiğini vurgulayan Erdoğan, ahde vefaları için kendilerine teşekkür etti.

"Şimdi önümüzde 2019 seçimleri var." ifadesini kullanan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye, 2019'da siyasi tarihinin en kritik seçimlerinden birine sahne olacak. Önce mart, ardından milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülkemizi geleceğe taşıyacak kadroları belirleyecek. Ekonomik başarılarımızın, siyasi özgürlüklerimizin temel hak ve hürriyetler alanında elde ettiğimiz kazanımlarımızın devamı için 2019 adeta bir 'milat' olacak. 

Türkiye'nin 2019 sınavından da alnının akıyla çıkmaktan başka şansı yoktur. Türkiye, 2019'dan alacağı kuvvet, cesaret ve özgüvenle 2023'e, daha sonra 2053 ve 2071'e yürüyecektir. Alparslan'ın torunları olarak 2071'e yürümeye hazır mıyız? Öyleyse çok çalışacağız. Bu zorlu yolculukta sizlere, Siirtli hemşerilerime çok önemli görevler düşüyor. Biz, 2019 seçimlerinde Siirt'ten bu şehrin tarihine, kültürüne, şanına yaraşır bir tablo bekliyoruz. İstikbaline sıkı sıkıya sahip çıkmasını istiyoruz. Tıpkı Tillo ve Şirvan gibi diğer bütün ilçelerimizin de 2019'da sandıkları patlatmasını arzu ediyoruz."

Bu zamana kadar dur durak bilmeden çalışacak, koşturacak ve Siirt'i tekrar milli iradenin "kutup yıldızı" yapacaklarına işaret eden Erdoğan, "Siirt'i yeniden tüm Türkiye'ye ilham veren, yol gösteren şehirlerimizden biri haline getireceğiz." dedi.

Erdoğan, salonda bulunan AK Parti ana kademeden, kadın ve gençlik kolları üyelerinden "2019 seçimleri için kapı kapı dolaşma" sözü aldı.

"Biz hizmet ve proje siyaseti güdüyoruz"

Yükseköğretim Kurulundan (YÖK) karar çıktığını ve Siirt Üniversitesi'ne Tıp Fakültesi'ni de kuracaklarını anlatan Erdoğan, birçok gencin Siirt'te ne yapıldığından haberinin olmadığını, üniversiteyi kendilerinin kurduğunu kaydetti.

Siirt'in gençlerinin okumak için Türkiye'nin bir başka ucuna gitmesine gönüllerinin razı olmadığını, bu nedenle üniversiteyi kurduklarını bildiren Erdoğan, "Biz birileri gibi istismar siyaseti, gerilim ve çatışma siyaseti değil hizmet ve proje siyaseti güdüyoruz. Bugüne kadar asla hamaset yapmadık, popülist siyasete prim vermedik, birkaç oy daha fazla alacağız diye orta ve uzun vadede milletimize zarar verecek politikalara hiçbir zaman tevessül etmedik." diye konuştu. 

"Hesabi değil, hasbi bir şekilde çalıştık"

Türkiye'nin menfaati neyi gerektiriyorsa, onu hayata geçirmenin gayreti içerisinde olduklarını anlatan Erdoğan, "Partimizin değil milletimizin geleceğini düşünerek, hesabi değil hasbi bir şekilde çalıştık çabaladık. Bizden önceki bazı idarecilerin kimi popülist hatalarına düşmemek için çok dikkatli hareket ettik." dedi. 

İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Geçmişten adam hisse kaparmış. Ne masal şey. Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? Tarihi 'tekerrür' diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?" şeklindeki dizelerini aktaran Erdoğan, "Evet, mesele bu. Tarihten ibret alınsa tekerrür eder mi? İbret alınmayan, ders çıkarılmayan tarih ise tekerrür eder." ifadelerini kullandı. 

Salondakilerin, "Minareler süngü, kubbeler miğfer. Camiler kışlamız, müminler asker" şeklindeki şiiri okumaları üzerine, "Şimdi bunu niye okudular? Bizi bir daha götürsünler diye mi?" karşılığını veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dik dur, eğilme, bu millet seninle" şeklindeki tezahüratlar üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:

"Beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece ve sadece Allah'ın huzurunda rükuda ve secdede eğildik. Onun için beraber yürüyeceğiz. Bak Fırat Kalkanı Harekatı'nı gördük, değil mi? Arkasından Afrin harekatını gördük, değil mi? İşte salona girerken bakayım son durum nedir diye, bir alayım dedim. Aldım ki Afrin'le ilgili son durum, hamdolsun etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4017 oldu. Peki Kuzey Irak'ta ne oldu, Hakurk'ta, Zaho'da ne oldu? Orada da etkisiz hale getirilenlerin sayısı 327 oldu. Bitmedi. Yurt içinde, Gabar'da, Cudi'de, Tunceli'de, vesaire... Ne oldu? 154. Ne dedik? Nereye kaçarsanız kaçın, nereye girerseniz girin biz de orada olacağız. Biz Siirt'in huzurunu kaçıranları kovalayacağız. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Siirt'i bölmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Yeter ki Siirt dimdik ayakta dursun. Nitekim bizden önce devleti yönetenlerin önemli bir kısmı geçmiş hatalarından ders almadılar."

Partililerin "Reis bizi Afrin'e götür" şeklindeki tezahüratları üzerine Erdoğan, "Biz devamlı toplantılarımızı yapıyoruz. İhtiyaç olduğu anda önce ben yola çıkacağım, ondan sonra da sizi çağıracağım. 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan' şair böyle diyor." karşılığını verdi. 

Kendilerinden önce ülkeyi yönetenlerin geçmişten ibret almadıklarını ve ülkeyi popülizme kurban ettiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kimi zaman beceriksizlikleri, kimi zaman vizyonsuzlukları, kimi zaman cesaretsizlikleri sebebiyle milletimize ağır faturalar miras bıraktılar. Burada yaşı 50'nin üstünde olan vatandaşlarımız çok iyi hatırlar. Bir dönem ülkede 'kıyak emeklilik' diye bir şey çıkardılar, hatırlayın. Şu anki ana muhalefetin başındaki zat o zaman neydi? SSK'nın Genel Müdürüydü. 8 yıl boyunca da bu kurumun başında genel müdürlük yaptı. İşte bu dönemde bu zatın da katkı sunduğu bir düzenlemeyle 34-35 yaşında insanlara emekli olma hakkı tanındı. Bay Kemal, sen yaptın bu işleri. Düşünebiliyor musunuz, insanın en verimli, en üretken yaşları olan 40'lı yaşlara bile varmadan yüzbinlerce vatandaşımız emekliye sevk edildi. Bunun bedelinin ne olduğunun hesabını yapıyor musun? Bakınız o dönem bizden kat be kat zengin Avrupa ülkelerinde insanlar 55-60 yaşına kadar çalışırken, üretirken, ekonomiye katkı sağlarken biz 35 yaşındaki insanları emekli ettik. 

Peki vizyonsuz siyasetçilerle, bürokratların günü kurtarmak için çektiği bu kıyağın faturasını kim ödedi? Elbette devletiyle, milletiyle biz ödedik, halen de ödüyoruz. Bu beceriksiz, bu kifayetsiz genel müdürün basiretsizliği sebebiyle soyup soğana çevrilen SSK'yı yeniden ayağa biz kaldırdık." 

"Türk ekonomisinin başarısı için gerekli adımları atmayı sürdüreceğiz"

Aynı işi yapan kurumları bir araya toplayarak hem vatandaşın mağduriyetini önlediklerini hem de hizmet kalitesini artırdıklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"SSK'ya bağlı hastaneler pislik içinde yüzerken bu zat, rahmetli Savaş Ay'ın programında pişkince sırıtıyordu. Sorumluluğu altındaki kurumlarda vatandaşlarımız dertlerini dinleyecek bir Allah'ın kulunu dahi bulamazken bu zat utanması gereken yerde kameralara gülümsüyordu. Biz o utanç görüntülerine de son verdik. Hastaların sırf borcunu ödeyemediği için rehin alındığı, sağlam girenin hasta çıktığı, sabah 4-5'te sıra kavgalarının yaşandığı düzeni tamamen biz değiştirdik. Yahu ölü rehin alınır mı? Bunlar ölüyü bile rehin aldılar. Eğitimde, sağlıkta, ticarette, üretimde, tarımda, velhasıl bütün alanlarda ülkemizi kalkındırırken milletimize en iyi, en kaliteli hizmetleri götürürken ana muhalefetin bizi çekmek istediği popülizm tuzağına düşmedik. Ne yaptıysak, hangi adımı attıysak sadece ve sadece milletimizin geleceğini, ülkemizin menfaatini düşünerek yaptık. İnşallah bundan sonra da küçük hesaplar peşinde koşmayacak, kısa vadeli çıkarlar adına istikbalimizi tehlikeye sürüklemeyeceğiz. SSK'yı batıranların istismar siyasetine prim vermeden Türk ekonomisinin başarısı için gerekli adımları atmayı sürdüreceğiz."

"Ey Batı! Doğu Guta'da katledilenlere ne zaman dönüp bakacaksınız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"İşte bak Doğu Guta'da... Ah ah, yavruları, yavrucukları yine bugün şehit ettiler ve Suriye'deki rejimi hala savunanlar var. Biz işte bu iki yüzlülüğe, bu riyakarlığa, bu insanlık dışı politikaya isyan ediyoruz. Ey Batı! Doğu Guta'da katledilen, şehit edilen bu yavrulara, kadınlara, bu insanlara ne zaman dönüp bakacaksınız da biz size 'Bunlar adil davranıyor' diyeceğiz. 

Bölgemizdeki insanlık trajedilerini kendi silah tüccarlarının, kendi iç siyasi hesaplarının, at pazarlığının malzemesi haline dönüştürenlere 'yazıklar olsun' diyorum. Sizin demokrasi, insan hakları, diplomasi anlayışınıza da yazıklar olsun. Ölümüne yol açtığınız veya seyirci kaldığınız her masumun kanı sizin yüzünüze de elinize de tarihinize de geleceğinize de bulaşmıştır. Artık bu ülkelerin hiçbirinin terör örgütlerinden, terörizmden, terör eylemlerinden şikayet etmeye hakkı kalmamıştır. Çünkü terör virüsünü kendi elleriyle kendi vücutlarına zerk ediyorlar ama farkında değiller. Türkiye olarak biz kendi mücadalemizi, kendi belirlediğimiz strateji doğrultasında sonuna kadar yürüteceğiz. Bu mücadelede bize destek olan herkese teşekkür ederiz. Karşımıza geçip teröristlerin ağzıyla konuşanlara ise 'cehenneme kadar yolunuz var' diyoruz." 

"Yiğit düştüğü yerden kalkarmış"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongre öncesinde Siirt Yeni Spor Salonu'nu önünde kendisini bekleyen vatandaşlara da hitap etti.

Erdoğan, "Hatırlıyorsunuz değil mi? Yiğit düştüğü yerden kalkarmış. Bize Siirt'teki o konuşmayla ne yaptılar? Cezaevinin yolunu gösterdiler. Ne yapmıştık. Bir şiir okumuştuk. Bu şiir Milli Eğitim'in onayından geçmiş bir şiirdi. Ve bundan dolayı içeri girdik, ondan sonra çıktık. Partimizi kurduk. Partimizi kurduktan sonra 16 ay tek başımıza iktidar olduk. Şimdi ben damadı olduğum Siirt'e soruyorum. Bizi yalnız bırakmayacaksınız, değil mi? Bu geçen sürede bazı sıkıntılar yaşadık ama inşallah bundan sonra farklı olacak değil mi? Buna hazırız." diye konuştu.

Kardeşlerin arasına fitne, fesat sokmak isteyenlere fırsat vermeyeceklerini, kardeşin kardeşi Allah için sevdiğini ve o sevgiyi kimsenin alıp götüremeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Menfaat için severse o tehlikeli. Biz menfaat için bir kardeşlik istemiyoruz. Allah için seveceğiz. Makam, mevki için değil, Allah için sevmek. Siirtli, Allah için sever. Öyleyse bir şeyi yapacağız. Bizde Arap, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaza, Boşnak böyle bir ayrım var mı? AK Parti'li de bu yok. Niye? Biz 'tek millet' diyoruz. 81 milyon tek millet. Niye? Bizi yaradan Rabbim öyle emrediyor da onun için. Rabbim bizi kabileler halinde yarattı. Kavimler halinde yarattı. Üstünlük, ittika ile takva ile. Öyleyse benim için Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı, Boşnak'ı, Arap'ı fark etmez. Hepsi Müslüman olarak benim kardeşimdir. Ama şu terör örgütü bizi böldü. Bizi parçaladı. Şimdi artık bizi bölemeyecek."

Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, ay yıldızlı bayraktan başka bayrağın olmadığını bildirdi.

Erdoğan, "Paçavraları kimseye yutturmasınlar. İşte bizim bayrağımız. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Kardeşlerim, şu toprakları bölmeye çalıştılar. Biz 780 bin kilometrekareyle tek vatanız. Böldürmeyeceğiz bu toprakları. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka bizim devletimiz var mı?" diye konuştu.

Siirtlilere canlılıkları ve heyecanların daim olması temennisinde bulunarak, onlardan çok çalışmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız." dedi.

Siirt'e Tıp Fakültesi

Siirtlilere bir müjde veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

"Siirt Üniversitesi'ne 1,5- 2 yıl içerisinde -kararı çıktı- tıp fakültesini kuruyoruz. Yükseköğretim Kurumundan geçti. Artık Sağlık Bakanlığımızın Eğitim Araştırma Hastanesi üniversitemizin afiliye anlaşmalı bir fakültesi olacak. Artık sağa, sola gitmeye gerek kalmayacak. Nasıl? Öyleyse daha çok çalışacağız. Sizler de bizleri mahcup etmeyeceksiniz. Yok PKK'mış, yok şuymuş, yok buymuş... Dik duracağız, dik. Ben artık Siirtli kardeşlerimin, inşallah bu terör örgütlerine prim vermeyeceklerine inanıyorum. Bugün şuraya indim, buraya gelene kadar, baktım ki sağ olsun kayyum kardeşlerimiz iyi çalışıyor. Buralara biliyorsunuz kardeş belediyeler atadık. İyi çalışıyor. Daha güzel olacak. Yeter ki biz bu yolda beraber yürüyelim."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra alandakilerle, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının sözlerini tekrarladı.

Editör: TE Bilişim