Bayram sabahından akşamına kadar, çatlamış ellerimize narince dokunan zeytin kolonyası ve "Hadi bitane daha al" denilerek ikincisine büyük bir mutlulukla yeltendiğimiz çikolata haricinde bizi mutlu eden nadir şeyler vardı hatırladığım.

-Estağfirullah

Mutlu olabilmek tefekküre bağlıydı ve yaradan bize bunun sonsuz izzetlerini sunuyordu.

-Gocunduğum için değil, bu zamana kadar yaşadığım bayramlarla kıyaslamanın hissi uyandı içimde.

Hoş,
Barut ve çelik kokusu zeytin kolonyasının ve özlediğimiz o bayram kokusunu yaklaşık 57 saniyede yok etmişti.

Yedisu'da bayram, aklımda mütevazi bir yer edinecek. (Yedisu'da halk, bayram namazından sonra neredeyse aileleriyle bayramlaşmadan askerlerine sahip çıkıyor,bayram tebriklerine bizlerle başlıyor ve 40 yıldır bu geleneği evlatlarına yaşatmaya devam ediyorlar.)

Şimdi bir bayram bulalım yerleşebileceğimiz. Tüm hasretlerden kaçabileceğimiz,mecburi ama gururlu.
Çocukların ellerinde farklı renkte bugün için günler öncesinden hazırlanmış süslü çantalar (Asıl olan diğer çocuğun yalnızlığına dokunalım, dokunmalı ama minik yüreğini acıtmadan !) içlerinde bin renk karışımı şekerler. Her evden kaç tane aldıklarını gözüm seçemedi pek. Karın ağrılarına aldırmadan her verilen şekerde eve gidip yeme heyecanıyla dolu musmutlu gülen yüzler.

En çok kız çocukları ...
Küçük hanımefendi edasıyla salınan pıtırcıklar. Bayramcılıklarının (Kahramanmaraş'a ait bir söylemdir) içinde süzülen tertemiz yürekli melekler. Babalarının ellerini bir an olsun bırakmayan ve her adımlarında içlerinde dua eden Derya'lar.

En çok erkek çocukları ...
Bir beyefendi ağırlığıyla klasını konuşturan küçük adamlar. Hala modası geçmeyen ve hala benim bile bazen giyinmek istediğim (samimiyim) ışıklı ayakkabıları,renkli pabyonlarını beyaz gömleklerine kombinli Bayram'lar.

Dünyadan göçünü kurtuluş saymış ve ebedi huzura kavuşmuşların dünyadaki yakınları, huzurda en çok lazım olacak muhabbeti kuruyorlar ahiretle aralarında. Sonsuz merhamet sahibine sığınıyorlar. (Bu durum tüm coğrafyada aynı elhamdulillah.)

Ve bayramı ellerinden geldikçe en iyi kutlamaya çalışan, hasret çekmek fiilini sonuna kadar yaşayan, yoldan geçen herhangi birinin tebessümüyle tüm gününü bayram geçirmesine ve aynı zamanda gözleri, Allah'ın bu yıl, bu ay, bu saatlerde (09.30) aziz vatanın bir parçasını koruma görevine layık görülen aslanlar.

Kule 1, bizi biz yapan değerlerin vücut bulmuş halini, Allah'ın rahmetinin insanlar üzerindeki doyulmaz etkisini, bir bayramda yaşanılması gereken bize ait bu topraklara ait ne varsa nakış nakış gönüllere işlenmiş halini yansıtır.

"Bazı şehirleri  özlemek, tek gözlü odaya toplanıp, annenin yaptığı sıcak tarhana çorbasıyla ısınmak gibidir" der Tarık Tufan.

Her harfine samimiyetle katıldığım bir paragraf bu günlerde ve onlarca gün daha devam edecek gibi.

Sözün akışını bozup güzel tümceler aramaktansa güzel tümceleri bozup sözümün akışına uydurmayı daha doğru buldum bu bayram ve nasiptir önümüzdeki bayramdada.

Bence her insanın ömrü boyunca ezberinde tutacağı bir bayram olmalı. Anne yüzü kadar, yârin parmakları kadar akılda tutabilmeli bu bayramı.

Sanıyorum bu bayram, o bayram...
Mübarek olsun.

karakale 'm

 

Maraş Pusula Haber - maraspusula.com / Yazar, Ali Rıza Karakale