Milli Eğitim Politikası bir devlet Projesi olmalı ve göreve gelen Her Bakan A dan Z ye Eğitim Sistemini ballandırarak anlatmak yerine, uygulandığında, Eğitim sorunu ortadan kalkacak ifadelerini kullanmadan kaçınmalıdır. Okullarda Öğretmenler, Öğrenciler, Veliler ve hatta Halkımız getirilen bu sistemi öğrenmeden değişiyor. Lütfen Devlet olarak kalıcı bir Eğitim Politikasını acilen uygulayın. Hazırlanan bu program Televizyon vasıtasıyla tek kişinin ağzından değil, Hükümet Programında açıklanmalıdır. 80 milyonun kaderi tek kişiye teslim edilmemeli. 1920’den bu tarafa halen Devletimizin Milli olarak bir eğitim programını bu gidişle göremeyeceğiz. Hiçbir Bakan da sadece kendisinin ben istedim ben yaptım mantığı ile değil, Devletin yapmış olduğu kalıcı bir Eğitim Sisteminin ana gövdesini bozmadan ihtiyaç halinde belirlenen bir komisyonun çalışmalarıyla birliğimize, kültürümüze, İnançlarımıza uygun olan anlayış belirlenerek yürürlüğe konulmalıdır.

Örneğin TEOG kaldırıldı, yerine ikame edecek bir sistem halen konulmadı. Çünkü bu uygulamanın alt yapısının olmadığı ortada. Hiçbir hazırlık yapılmadan, artı eksi yönleri tartışılmadan, yerine ikame edilecek bir sistem belirlenmeden, bunun açıklanması mantığının olmadığını saygı değer okuyucularımın takdirine bırakıyorum. Ulaşım, trafik ve benzeri nedenlerle öğrencilerin zamanları çalınmakta, onlar için zamanın ne kadar önemli olduğunu takdir edersiniz. Bu nedenle Öğrenciler İlk Okuldan başlamak üzere Liseye kadar, adrese dayalı olabilecek şekilde Okullara yerleştirilmeli ve Öğretim kurumlarını ona göre inşa etmeleri daha yararlı olabilir kanaatindeyim. Öğrencilerden zorunlu kayıt parası istemek, daha okula başlamadan olanla olmayan arasında ayırım yapılmış olur. Yapılan yardımlar gizli ve teberru şeklinde olmalı. Öğrenci velileri de ben okula şu kadar para verdim, şunu bunu yaptım şeklinde çocuklarına söylememelidir. Aksi takdirde o ailenin çocukları adeta o okulu kendilerinin okulu olduğunu, diğer arkadaşlarına karşı bir üstünlük düşüncesi üzerinde olabilirler. TEOG kaldırıldıktan sonra, ortaokulu bitiren öğrenciler, İnşallah okullar kapısında sınavdan sınava koşmazlar ve bunun tedbirini alırlar. Öğrenciler evlerinin yakınında bir veya iki okul bulamazlarsa diğer okullara tercihte sınav yapılma olasılığı ortaya çıkacaktır. İleriye doğru kalıcı bir tedbire gitmek faydalı olur kanaatindeyim.

Kılık Kıyafet serbestliği çocukları daha genç yaşta zamanının büyük kısmını kendini dışa karşı hazırlamakta ve hatta kız öğrenciler o gelişme çağında övgün eğitim prensibiyle tamamen yozlaşmakta, eğitime, öğrenmeye gitmeyen görüntüsünü vermektedir. Kıyafetlerde adeta yarış halindeler. Daha fazla anlatmak istemiyorum. Sonucun ne olacağını takdirlerinize arz ediyorum. Burası Türkiye; kültürü, inancı ve bütün sosyo yaşantısı ile var olduğu zaman Türkiye’dir. Şuna buna bilhassa batıya adapte olmak, ne onlardan oluruz ve nede bizden oluruz. Bu ne demektir? Elbette hiçbir şey (matematik ifadesi ile, + ile – topladığımızda sonuç sıfır olur).

Millet olarak, doğruyu yanlıştan,güzeli çirkinden, faydalıyı zarardan, adaleti zulümden özellikleri Yüce Yaradanımız bize vermiş, bunu kullandığımızda bütün mesele çözülür. Materyalist Eğitim Sistemi ile bunu çözmek mümkün değil olamamaktadır. Yani Avrupa Birliğini bir medeniyet projesi, ABD ve İsrail’i stratejik müttefik sayan, faizci, kapitalist liberal bir ekonomik model ortaya koyan, üretmeyen, tüketen, manevi değerlerden uzak, emperyalist devletleri kendilerine örnek eden bir sisteme ne kadar Milli deriz takdirlerinize bırakıyorum. Buda takdir edersiniz işbirlikcı, taklitçi, yıkıcı bir Eğitim Sistemi ile değil, İnanç değerlerine bağlı, Maneviyatçı, Milli Görüş zihniyetli bir Eğitim uygulamak olmazsa olmazımız olmalıdır.  Vesselam…

 

Maraş Pusula Haber www.maraspusula.com / Yazar Ahmet Emiroğlu