Başta Osmanlı çarıkları olmak üzere, yaptıkları deri kıyafetlerin özellikle yerli ve yabancı tarihi filmlerde kullanıldığını belirten Kopar, şöyle konuştu: 

"Yerli filmlerin işlerini 6 ayda tamamlıyoruz. Avrupa filmleri 2 yıl istiyor. Aşamalı çalışmalar olduğu için her bölümün ayrı bir çalışması, her yörenin ayrı bir kıyafeti oluyor. Yabancı filmlerde genellikle elbiseler dahi deri olduğu için ve çizme ağırlıklı olduğundan işçilikleri daha fazla. Türkiye'de yapılan Osmanlı çarıklarında yapıştırma ve hiçbir kimyasal olmadığı için suda, çamurda giydiklerinde onları bu konuda çok rahatlatıyor."

- Yeni proje için İngiltere'ye gidecek

Yurt dışından yeni bir tarihi film için teklif aldıklarını ifade eden Kopar, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Yeni bir projemiz var. 26 Mart'ta Avatar ile Truva filmini yapan bir film şirketinin davetlisi olarak İngiltere'ye gideceğiz. Orada 12 günlük bir çalışmayla 6 tane model çıkaracağız. İngiltere ve Macaristan arasında geçen savaşı konu alan tarihi bir film olduğu için modelin ana teması da o dönemde giyilen ayakkabılar olacak. O ayakkabıların içinde Osmanlı esintileri, eski tarihimizde giyilen ayakkabılar deri materyallerin arasında olacak."

Türkiye'de önemli projelerde görev aldıklarını, Fetih 1453 filminin bütün deri aksamı ve kostümlerini yaptıklarını aktaran Kopar, "Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Azerbaycan Kültür Bakanlığının ortak yapımı olan Mahmut ile Meryem filminin de bütün kostümlerini Kahramanmaraş'ta biz yaptık." dedi.

"Türk çarıklarına Avrupa'dan rağbet fazla"

Kopar, yurt dışından Türk çarıklarına ilginin işlerinde yoğunluk sağladığına işaret ederek, şunları kaydetti: 

"2011 yılında el sanatları ihracatında birinci olduk. Bu tarihi filmlere yaptığımız çarıklardan dolayı birinciliği elde ettik. Türk çarıklarına Avrupa'dan rağbet fazla. Sebebine gelince, Avrupa'nın hiçbir yerinde böyle bir deri üretimi, böyle bir el işi yapan kimse yok. Sadece İtalya'da iki kardeş var fakat onlar böyle el işi değil. Özel bir ilaçla yapıştırıyorlar. Onun da suya mukavemeti en fazla 45 gün. Bizim yaptıklarımızın mukavemeti ise 3 yıl. Çünkü organik deri kullanıyoruz. Hayvansal yağlar kaynatarak yaptığımız için tuzlu suya dahi dayanıklı. Kimyasal boya kullanmıyoruz, kök boya ile yapıyoruz, arsenik gibi kimyasallar kullanmıyoruz. Doğal pamuk ipliğini bal mumuyla mumlayıp öyle dikiyoruz ki bal mumu su geçirmez madde halini alıyor, ipin ömrü uzuyor. Onun için ayakta mantar, kaşıntı yapmıyor."

Soğuğa karşı tabanına kil konuluyor

Çarıkların soğuğa karşı dayanıklı olmasının da tercih sebepleri arasında olduğuna dikkati çeken Kopar, şunları kaydetti: 

"Yaptığımız ayakkabılar sıfırın altında 30 derecede bile giyildiğinde ayakta üşüme olmuyor. Çünkü tabanla astar arasına kil koyuyoruz. Hun İmparatorluğu'ndan Selçuklu'ya, onlardan da Osmanlı'ya kadar, iki derinin arasına kil konulurmuş. Yazın serin, kışın sıcak tutsun diye. Biz de aynı sistemi uyguluyoruz."

Editör: TE Bilişim