Yazımıza yaşanmış bir olayla giriş yapalım.

Dev gibi Anavatan Partisi iktidardan düşmüş, yerine DYP başkanlığında koalisyon hükümeti kurulmuştu.

Dönemin Başbakanı merhum Süleyman Demirel, Enerji Bakanı ise merhum Ersin Faralyalı idi.

Allah bir kez daha gani gani rahmet eylesin, o dönemde eski Kahramanmaraş milletvekili Merhum Atilla İmamoğlu o zamanki adı TEK olan TEDAŞ Yönetim Kurulu Üyesi idi.

Merhum İmamoğlu’nu bilenler iyi bilir, Cumhurbaşkanlarına, Başbakanlara ve dahi partisinin genel başkanına bile boyun eğmeyecek, dimdik yapıda bir siyaset ve devlet adamıydı, ölene kadar da öyle yaşadı.

Aynı dönem içinde Enerji Bakanı Faralyalı’nın tasarrufu ile TEK yönetim kurulu üyeliğine DYP kurucusu ve GİK Üyesi Hacı Doğan Develioğlu atanıyor. Büyük bir müteahhit olan Develioğlu, aynı zamanda en büyük müteahhitlik işlerini de TEK’e yapıyor.

Atilla İmamoğlu bu, hiç durabilir, sessiz kalabilir mi?

İsyan bayrağını hem Başbakan Demirel’e hem de Enerji Bakanı Faralyalı’ya çekti ve konuştukları o zamanın Hürriyet Gazetesi’nin sürmanşetine girdi. “TEK’in müteahhidi, TEK yönetim kurulu üyesi oldu, bu hangi ahlakla bağdaşır?”diyordu.

Halbuki bu çıkışıyla kendisi de görevden alınabilirdi ve hatta partisinden de ihraç edilebilirdi. Ama İmamoğlu görevine devam etti, Develioğlu ise istifa etti ya da ettirildi.

Olayın devamı da epey uzun ancak ben sadece “dirayetli” ve “ahlaklı” bir siyaset adamından örnek verdim.

Şimdi gelelim asıl konumuza…

Bir kaç gün önce içinde Ak Partililer, MHP’liler ve hatta bir de CHP’li arkadaşımızın olduğu bir dost meclisinde sohbetteyiz.

Siyasetçilerle olunca malum sohbet konuları da siyaset oluyor.

Kimse kimseyi kırmadan son derece medeni ölçüler içinde birbiri ile atışmalar, biraz da takılmalar yaşanıyor.

Konu döndü dolaştı, Ak Parti yönetim kurullarına girme kriterlerine geldi.

Asıl konuya girmeden şunun altını özellikle çizelim: Ak Parti’nin mevcut il başkanı Av. Ahmet Özdemir, benim hayatımda politikacıları da bırak insan olarak tanımaktan, dost olmaktan keyif aldığım ve güvendiğim bir isimdir, bu böyle biline…

Yanılmıyorsa 2015’in Ocak ya da Şubat ayında bizzat Başbakan Davutoğlu tarafından, “Ak Parti’de yönetim kurullarına girme” kriterleri açıklanmıştı.

Bu kriterlere göre, Teşkilat İç Yönetmeliğinin 28. maddesi içinde şöyle bir cümle var: “…Özel veya tüzel ticari kişilikler aracılığıyla; Kamu ile iş, ihale, taşeron ilişkisinde bulunanlar yönetimlerde görev alamaz. İl Yönetim Kurulu Üyeleri arasında yakın akrabalık ilişkisi olmamalı, kademe başkan ve üyeleriyle, belediye ve il genel meclisi üyeleriyle de akrabalık ilişkisi olmayacak…”

Konuyu ‘şimdilik’ kaydıyla uzatmadan Ak Parti’nin Kahramanmaraş’taki son il başkanı Av. Ahmet Özdemir’e bu sütunlardan soralım: “Şu andaki mevcut yönetim kurulunuz Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçen yıl açıkladığı ‘Ak Parti yönetimlerine girme kriterleri’ne uyuyor mu, uymuyor mu?”

Mesela yönetiminizde Kahramanmaraş merkezinde veya Kahramanmaraş dışında devletle iş yapan müteahhit var mı, yok mu?

Mesela yönetiminizde yakın akrabası, belediye başkanı, meclis üyesi vs. olan var mı, yok mu?

Biliriz, Ahmet Başkan demokrat ve görüşlere saygılı bir insandır. Eğer bu sorularımıza yanıt verme lütfunda bulunursa, yine bu sütunlardan biz de okurlara duyururuz.