ESKİDEN illerde sadece bir ya da ilin büyüklüğüne göre iki tane genel merkezin kontenjanı olur, gerisini yerel teşkilatlar kendileri belirlermiş.

Eskilerden kulakları çınlasın, Allah uzun ömürler versin Ali Sezal, Ahmet Uncu falan hatırlar. Şimdi Ankara’da milletvekili evlerini kimse bilmez ama eskiden seçmenlerde bir adet vardı. İşleri için başkente geldiklerinde çat kapı, milletvekillerinin lojmanlarına gelirler. Daha gözlerinin çapağını yıkamadan sabah sabah, durmadan birşey isterlermiş.

Gene milletvekillerinden, genel başkan kontenjanından gelme birinin kapısı sabahın kör karanlığında çalınır. Vekil hanımı kapıyı açar.

-      Ne var?

-      Vekilimizi görmek istiyoruz.

-      Vekiliniz uyuyor.

-      Uyandırın!

-      Uyandıramam!

-      Biz de bir daha oy vermeyiz, o da milletvekili olamaz.

Kapı ardında bu sözleri duyan milletvekilinin tepesi atar.

-      Defolun şuradan, der, ben sizin değil İsmet Paşa'nın milletvekiliyim.

Bu anekdotu okuduktan sonra yazının tam burasında durun ve kafanızı iki elinizin arasına alarak bir süre düşünün!

Milletvekili olacak kişiyi seçmen mi seçiyor?

Seçmen seçmiyor değil mi?

O zaman seçmene de hiç eyvallahı yoktur, bu kadar net!

YERSEN NOHUTLU BULGUR PİLAVI VAR!

LOKANTAYA pirzola yemek için gidiyorsunuz, garson daha size sormadan, sizin önünüze bir tabak nohutlu pilav, bir bardak da duru ayran getiriyor.

Seçme şansınız yok, başınızı öne eğip ya o yemeği yiyeceksiniz ya da tepki gösterip aç karnına çıkacaksınız!

Kastım sadece bir siyasi parti için değil, hepsi için geçerli. Hangi siyasi parti “vekilinizin kim olmasını isterseniz, seçin bana gönderin…” dedi?

Şimdi hemen bana Kızılay maden suyu gönderen her devrin adamı şakşakçılar olacaktır ama mesela Ak Parti’de Habibe Öçal, MHP’de de Zuhal Karakoç Dora isimli hanımefendiler vakası, benim içime sinmiyor, bende gaz yapıyor dostlarım…

İşin özü şu mu?

Her iki partide de yıllarını partilerine verip mücadelede bulunmuş, parti davası için ailesini, eşini, çocuğunu ihmal etmiş, gece gündüz demeden mesaisini harcamış çok donanımlı hanımefendiler varken, partilerin genel merkezleri, “Çok çalıştınız, çalışmaya da devam. Ancak kusura bakmayın Kahramanmaraş’ta, teşkilatınızda milletvekilliği yapacak kapasitede hiç kadın yokmuş, hadi gene iyisiniz aha ben size Ankara’dan gönderiyorum, durmak yok çalışmaya devam…”

Demek mi istediler acaba?

SON SÖZ: Ak Parti teşkilatı yatsın kalksın şükretsin, partilerini şu anda asıl taşıyan kişi Mahir Ünal’dır…

TANIMAYANLAR İÇİN BİR DEMET CİHAT SEZAL

AK Parti listesinde çok konuşulan, dedikodusu yapılan adaylardan bir tanesi de Mehmet Cihat Sezal

Nam-ı diğer Ali Beaa’nın oğlu.

Listeye girmesinde tabiki soyadının faktörü olmuştur ancak bizzat ben biliyorum, siyasetin mektebini okuyup mezun olmuş birisi ve Ak Parti’nin kurulduğu günden bu yana daha çocuk yaştayken partinin her kademesinde bulunmuş, deyim yerindeyse “parti ile büyümüş” bir isim…

Elbette “Bu yeter mi?” diyeniniz olacaktır…

Tabi sadece kıstas bu olamaz ancak bu arkadaş son derece donanımlı, Kahramanmaraş’ın her mahallesini, hatta gerçekten abartmıyorum sokaklarını tanıyan, hem iş dünyasında, hem siyasette, hem STK’larda bu kentin sorunlarıyla adeta yoğrulmuş, kentin meselelerinin ne olduğunu çok çok iyi bilen bir genç siyasetçi.

Yani sadece cenaze işlerinden veya Ankara’daki seçmenlerden sorumlu vekil olacağına Cihat Sezal olsun diyebilecek bir milletvekili olur.

Eğer ki sadece birkaç zengin işadamının uydusu olmadan yola babası gibi dimdik devam ederse, bir sonraki dönemin en güçlü siyasetçilerinden birisi olur…

YATACAK YERİ YOK:

TEHDİT SİYASETÇİLERİ

Bir sosyal medya hesabındaki iddiaları gazeteci refleksiyle değerlendiren ve bunu Maraş Kenthaber Gazetesinde haber yapan Ebru Sema Akkurt’a tehdit mesajları gönderen milletvekili adayının…

YATACAK YERİ ÇOK:

ANADOLU KAPLANLARI

KMTSO Başkanı Serdar Zabun’un verdiği bilgilere göre; Son bir yılda 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren ve milli ekonomiye büyük katkı sağlayan Kahramanmaraşlı Anadolu Kaplanlarının…

HAFTANIN ÖNERİSİ:

CESUR FM 96.6’DA ERCÜ!

Kahramanmaraş’ın nabzını tutmak mı istiyorsunuz? O zaman kuruculuğunu Coşkun Cesur’un yaptığı ve halen kardeşi Cihan Ahmet Cesur’un yönettiği “Kentin A kalitesi” sloganıyla uzun yıllardır yayın hayatına devam eden Cesur fm 96.6’da Serkan Ercüment Kuzu’nun canlı yayın programlarını takip etmenizi öneririm.